
Esas No: 2014/15958
Karar No: 2014/16483
Karar Tarihi: 30.12.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/15958 Esas 2014/16483 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/103-2014/216
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda ....Köyü çalışma alanında bulunan 1129 parsel sayılı 869,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1994 yılından beri Hacı oğlu H.. K.."in kargir ev ve bahçe vasfıyla kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar D.. K.. ve K.. K.., çekişmeli taşınmazın ortak murislerinden vasiyetname yoluyla kendilerine kaldığı iddiasıyla kendi adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar D.. K.. ve K.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların zilyetliklerini ispatlayamadıkları gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, çekişmeli taşınmazın tarafların ortak murisi Hacı Kalkandelen"e ait iken onun noterde düzenlediği vasiyetname ile bu yeri kendilerine bıraktığı iddiasına dayanmış, mahkemece davacıların dayanağı vasiyetname üzerinde hiç durulmamış, davalı H.. K.."e dava dilekçesi ve ekleri yöntemince tebliğ edilerek dava ve vasiyetnameye karşı diyecekleri sorulmamış, davacı tanıkları keşif yerine duruşmada dinlenmek suretiyle usule aykırı davranılmış ve bu doğrultuda eksik ve hatalı inceleme sonucu karar verilmiştir. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davalı H.. K.."e dava dilekçesi ve ekleri yöntemince tebliğ edilerek dava ve vasiyetnameye karşı diyecekleri sorulmalı, davacı dayanağı vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve devamı maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun şekilde açılıp ilgililere tebliğ işlemlerinin yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları hazır olduğu halde keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın öncesinin kimin kullanımında olduğu, davacı dayanağı vasiyetnamenin bu yere ilişkin olup olmadığı taşınmazın, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden kime ve nasıl geçtiği, muristen kaldığının ve vasiyete konu edildiğinin anlaşılması halinde vasiyetnameye göre işlem yapılıp yapılmadığı, bundan sonra kullanımın ne sıfatla ve kimde olduğu üzerinde durulmalı, davacı dayanağı vasiyetnameye değer verilmemesi halinde mirasçılar arasında kullanım hakkına ilişkin bir paylaşma olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazın kim tarafından ne suretle kullanıldığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.