17. Hukuk Dairesi 2015/4341 E. , 2015/12685 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :...........Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının işleteni olduğu ve müvekkili şirkete zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan ........plakalı aracın 07.06.2010 tarihinde, alkollü sürücü Vakkas Katran idaresinde iken ve kırmızı ışıkta geçmek suretiyle trafik kazası yaptığını, kazada hasarlanan ........ plakalı araçta oluşan 7.733 TL hasar bedelinin hasarlanan aracın kasko sigortasına ödendiğini beyanla, 7.733 TL nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı 18.04.2013 tarihli ön inceleme duruşmasına katılmış ancak davaya cevap sunmamıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan maddi hasarın sigorta şirketince sigortalıdan rücuen tazminine ilişkindir.
KTK"nun 95. maddesinde; "Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir" hükmüne yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c maddesinde ise; "Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar" nedeniyle sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında ve konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 13.05.2015 tarih ve 2013/17-2156 E. ve 2015/1338 K. ve 26.02.2014 tarih ve 2013/17-626 E. 2014/146 K. sayılı kararları uyarınca sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerin bulunduğu bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmektedir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı araç sürücüsü 0.70 promil alkollü olarak araç kullanırken, kırmızı ışıkta geçmek suretiyle trafik kazası yapmıştır. Ancak, yukarıda açıklanan ilkelere göre, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Oluşan hasarın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanması gerekir.Bu konuda mahkemece uzman bilirkişi eliyle inceleme yaptırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, aralarında nöroloji ve trafik uzmanı bulunan bilirkişilerden oluşacak, bilirkişi kurulundan, olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının, sürücülerin olaydaki kusur durumlarının, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davalı kendisini vekil aracılığı ile temsil ettirmemiş olup davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 24/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.