Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1186
Karar No: 2020/3461
Karar Tarihi: 16.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1186 Esas 2020/3461 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından borcunu ödeyemediğini belirterek borçlu tarafından yapılan taşınmaz devrinin mal kaçırma amacıyla yapıldığını iddia ederek tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar, tasarrufun geçerli bir miras taksim sözleşmesine dayandığını ve mal kaçırma kastının bulunmadığını savunmuştur. Mahkeme, tasarrufun içtihatlar doğrultusunda geçerli miras taksim sözleşmesine dayandığını ve mal kaçırma kastının olmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Ancak istinaf mahkemesi, miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğunun ispat edilmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur. İstinaf mahkemesi, davanın kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. İncelediğimiz kararda, İİK'nın 277 ve devamı maddelerinin tasarrufun iptali davalarında esaslı unsurlardan birisinin borcun doğumunun yapılan tasarruf işleminden önce olması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, İİK'nın 278/3/1 maddesi gereğince davalılar arasında yapılan satış işleminin bağışlama nitelğinde bulunduğu vurgulanmıştır.
17. Hukuk Dairesi         2019/1186 E.  ,  2020/3461 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, davacı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü üzerine, yine davalı ... tarafından bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, borçlu taşınmazını 29.11.2011 tarihinde davalı kardeşi ...’ya devrettiğini bu tasarrufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir.
    Davalı ..., dava konusu taşınmazın öncesinde murisleri babasına ...’e ait olduğunu, ölümünden önce 18.12.2002 tarihinde noterden düzenlenen miras taksim sözleşmesi ile taşınmazların kardeşler arasında paylaştırdığını, aynı gün davalı kardeşinin mirastan feragat sözleşmesi le kendisine verdiği borç paraya karşılık mirastan feragat ettiğini, 19.10.2011 tarihinde babasının ölümü üzerine tapuda devir işleminin yapıldığını, kredi sözleşmesinin 30.03.2003 tarihinde bu işlemlerden sonra yapıldığını bu nedenle muvazaanın söz konusu olmadığını belirtmiştir.
    Davalı borçlu Birol, aynı yönde savunma yapmıştır.
    Mahkemece, davalı borçlu ... aleyhine temlik eden alacaklı banka tarafından 06/12/2005 tarihinde takip yapıldığı, taraflar arasında ise 18/12/2002 tarihinde taksim sözleşmesi ve mirastan feragat sözleşmesi olduğu, bu durumda davalı tarafın noter huzurunda yapmış olduğu satışın gerekçesi olarak belirtilen mirastan taksim sözleşmesi ve
    feragat sözleşmesi, takipten önce yapıldığı, 2004 yılı İİK.nın 277.ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında esaslı unsurlardan birisinin borcun doğumunun yapılan tasarruf işleminden önce olması gerektiği (emsal Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 2016/9663E.- 2016/8542K. sayılı ilamı) Her ne kadar tapudaki işlem tarihinin 25/11/2011 ise de takibe konu borcun yenileme tarihi de yine bu tarihten sonra 13/11/2014 tarihinde yapıldığı, temlik eden alacaklının en son yapmış olduğu işlem 2007 tarihinde olup, yenileme işlemine kadar geçen 7 yıllık süreçte herhangi bir işlem yapılmadığı bu süre zarfında yine takipten 4 yıl sonra 2011 tarihinde tapuda yapılan işlemde mal kaçırma kastı bulunmadığı kanaati oluşturduğu, keza 2011 yılında devir yapıldıktan 3 yıl sonra temlik alan davacı tarafından yenileme işlemi yapıldığı, kaldı ki davalı taraf noter huzurunda yapmış olduğu geçerli bir taksim ve mirastan feragat sözleşmesine dayandığı, tapuda devir sırasında belirtilen taşınmaz hisse değeri ile gerçek değeri arasında, misli fark oluşmadığı, davalının dayandığı sözleşmeye itibar edilmesi gerekeceği, takip tarihi ve devir tarihi dikkate alındığında mal kaçırma kastının somut olayda mevcut olmadığı kanaatine varıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili kararı istinaf etmiştir.
    İstinaf mahkemesi, davalılar arasında miras taksim sözleşmesi ve borçlunun mirastan feragatine ilişkin sözleşme yapılmış ise de; iptali talep edilen tasarruf resmi satış senedinden anlaşılacağı üzere bedeli mukabilinde yapılmış bir satış işlemi olduğu, davalılar kardeş olup İİK"nun 278/3/1 maddesi gereğince davalılar arasında yapılan bu tasarruf bağışlama nitelğinde bulunduğu, bu karinenin aksi davalılar tarafından aynı kuvvetteki delillerle kanıtlanması gerektiği, eldeki davada davalıların ispata yönelik bir delili olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi grekirken aksi düşünceyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile davacı tarafın istinafı kabul edilmiş ve davanın kabulü şeklinde yeni bir hüküm kurulmuş, bu hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Dosya içerisindeki bilgilerden, borçlu hakkında başlatılan takiplere ilişkin borcun 30.03.2003 tarihinde düzenlenen kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz da dahil bir kısım
    taşınmazda, öncesinde davalıların babalarına ait iken, borcun doğumundan çok önce 18.12.2002 tarihinde miras taksim sözleşmesi ve aynı gün borçlu tarafından yapılan ve muris tarafından kabul edilen mirastan feragat sözleşmesi ile mirascılar arasında paylaştırılmış ve borçlu Birol davalı ... lehine mirastan feragat etmiştir. Murisin 19.11.2011 tarihinde ölümü üzerine, 29.11.2011 tarihinde tapu davalı ...’ya devredilmiştir.
    Borcun doğumundan önce başlayan bir süreçte yapılan işlemin, alacaklıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığından söz edilmesi mümkün olmayıp, borçlunun asıl tasarrufunun borcun doğmundan önce yaptığı 18.12.2002 tarihli mirastan feragat sözleşmesi olup, bu sözleşme iptal edildiği ve geçersiz olduğu ispat edilmediğinden, 29.11.2011 tarihli tapu işlemi bu sözleşmenin infaza konulması niteliğine olduğundan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu istinaf mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK 373/2 maddesi gereğince istinaf mahkemesinin kararının kaldırılarak anılan madde gereğince dosyanın kararı veren Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine, 16.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi