
Esas No: 2021/11312
Karar No: 2022/1986
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11312 Esas 2022/1986 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/11312 E. , 2022/1986 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma üzerine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar ... ve ..., davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği karar ... tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı belirtilerek, mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan davacılar adına kayıtlı eski 2085 parsel sayılı taşınmaz ile davalı ... adına kayıtlı eski 2042 parsel sayılı taşınmaz arasından geçen yolun davalı ...'un dayandığı 16.11.1975 tarihli "mukavele" başlıklı sözleşme uyarınca açılıp açılmadığı ve bu yolun ne zaman açıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınması, harita mühendisi bilirkişi kurulundan; 497 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırlarını, taşınmazın ifrazına ilişkin sınırlarını ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırlarını bir arada ve farklı renkli kalemlerle gösteren, tesis kadastrosunun kesinleşmesinden sonraki ifrazlar esas alınarak ve ifraz haritalarındaki ölçü ve krokiye göre taraflara ait olan bölümlerinin açıkça gösterildiği krokili rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 150 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 16.07.2018 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli haritada (ek-9) A harfi ile gösterilen 4,12 metrekarelik yüzölçümlü bölümünün, 150 ada 25 parsel sayılı taşınmazın aynı haritada B harfi ile gösterilen 96,98 metrekarelik yüzölçümlü bölümünün, yüzölçümlü bölümünün ve dava konusu 150 ada 23 parsel sayılı taşınmazın sınırındaki köy yolunun aynı haritada C harfi ile gösterilen 2.23 metrekarelik yüzölçümlü, D harfi ile gösterilen 13,66 metrekarelik yüzölçümlü ve E harfi ile gösterilen 11,07 metrekarelik yüzölçümlü bölümlerinin bu taşınmazlardan ifraz edilerek dava konusu 150 ada 23 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmesine, bu şekilde dava konusu 150 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 799,66 metrekarelik, 150 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 832,39 metrekarelik ve 150 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 12594,29 metrekarelik yüzölçümleri ile tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacıların aynı yerde bulunan 150 ada 24, 28, 29, 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davalarının reddine, bu taşınmazların uygulama kadastro tespitinde belirlenen miktar ve sınırları ile tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ..., davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin "..." sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmesi, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi teknik bilirkişilerin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişilerine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Teknik bilirkişilerinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise dava konusu taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişileri haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda ise, Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından, bu hakkın ihlal edilmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, uygulama kadastrosunun yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, bozma ilamından sonra alınan fen bilirkişi raporu, taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerleri ile uygulama kadastrosu sonucu oluşturulan paftadaki sınır yerlerinin yapılan çakıştırması sonucunda, birbirleriyle ve zeminle uyumlu olup olmadığını belirten, tesis kadastrosu sırasında taşınmazlarda sınırlandırma, ölçü, çizim veya hesaplama hatası yapılıp yapılmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde hazırlanmamıştır. Diğer taraftan, davacılara ait parseldeki eksikliğin bir kısmının tescil harici yoldan kaynaklandığı kabul edilerek ...’nın davaya dahil edilmesine karar verilmiş ise de 6360 sayılı Kanun gereği yasal hasım olan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmemiş olup önceki bozma ilamında sehven bozma konusu yapılmayan bu husus mahkemecede gözden kaçırılmıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişme konusu alanın bir kısmının tescil harici bırakılan yol olması nedeni ile davada yasal hasım olan ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı davaya dahil etmeleri için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra yukarıda belirtilen belge, harita ve fotoğraflardan eksik olanların dosya arasına getirilmesi sağlanmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita ya da jeodezi mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosu sırasında zeminde mevcut olup halen varlığını sürdüren doğal ya da yapay sabit sınırlarının bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların tesis kadastrosundaki sınırlarının neresi olduğu, bu sınırlarda zaman içerisinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı, davacılar adına kayıtlı eski 2085 parsel sayılı taşınmaz ile davalı ... adına kayıtlı eski 2042 parsel sayılı taşınmaz arasından geçen yolun davalı ... dayandığı 16.11.1975 taihli "mukavele" başlıklı sözleşme uyarınca açılıp açılmadığı ve bu yolun ne zaman açıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle bu çelişkiler giderilmeli, sınır ihtilafı olmuş ise taşınmazlar arasındaki sınırlar ve taraf gösterimleri, eldeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi, tanık beyanları dikkate alınarak varsa hataların nereden kaynaklandığı, belirlenmeye çalışılmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar teknik bilirkişilere harita üzerinde işaretlettirilmeli, üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan; yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak 497 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırlarını, taşınmazın ifrazına ilişkin sınırlarını ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırlarını bir arada ve farklı renkli kalemlerle gösteren, tesis kadastrosunun kesinleşmesinden sonraki ifrazlar esas alınarak ve ifraz haritalarındaki ölçü ve krokiye göre taraflara ait olan bölümlerin açıkça gösterildiği krokili denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, taraf teşkili sağlanmadan ve eksik araştırma ile incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ve ..., davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... ve arkadaşları vekili temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ... ve ..., davalı ... ve davalı ... ve arkadaşlarına iadesine 07.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.