
Esas No: 2021/8638
Karar No: 2022/2022
Karar Tarihi: 07.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8638 Esas 2022/2022 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8638 E. , 2022/2022 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sonucunda ... İli ... İlçesi ... Köyü 101 ada 189 parsel sayılı taşınmaz 253,11 metrekare yüzölçümü ve zeytinlik vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı kazandırıcı zamanaşımına dayanarak taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı ... yönünden açılan davanın usulden reddine davalı ... Mal Müdürlüğü yönünden açılan davanın kabulü ile ... ili ... ilçesi ... Köyü 101 ada 189 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiştir.Şöyle ki;dava konusu taşınmazın 1947 yılında yapılan orman tahdidinde orman sınırları dışında bırakıldığı belirtilmiş ise de, taşınmazın 1958 basımı memleket haritasında yeşil renkli orman alanı içerisinde olduğu açıklanmış ve sonuç itibariyle taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu yönünde rapor verilmiş ancak bu çelişki giderilmemiştir.Yine taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde 2,42 metrekarelik bölümün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirtilmesine rağmen usulünce kıyı kenar araştırması da yapılmamış, tek ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlanmış ise imar -ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının tespiti açısından somut verilere dayalı yeterli bilgi içermeyen bilirkişi raporu ile yetinilmiş, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış ve ayrıca yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile bilirkişi raporlarının denetlenebilmesi için, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve çevresini gösterir fotoğrafları da çektirilerek dosyaya eklenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilerek; önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi kurulu ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenir ise bu kez;en eski ve tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede idarece belirlenen kıyı-kenar çizgisi olup olmadığı, var ise idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı; idarece belirlenen kıyı-kenar çizgisi belirleme çalışması yapılmadığının veya davacıya tebliğ edilmediğinin tespiti halinde 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi kıyı-kenar çizgisi mahkemece usulüne uygun şekilde tespit edilmeli, bu tespit yapılırken 13.03.1972 tarihli ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü gözönünde tutulmalı ve bu kapsamda; dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile, 3621 sayılı Kanun'un 9. maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeoloji mühendisi ile üç ziraat mühendisi ve harita mühendislerinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı usulünce tespit edilmeli, öte yandan orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 07.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.