Danıştay 8. Daire 2016/3580 Esas 2021/1567 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3580
Karar No : 2021/1567

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :… Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Vekilleri : Av. …, Av. …

Diğer Davalı : …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : … Sitesini Temsilen …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)-Dava, Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde bulunan …Sitesinde, 24/05/2014 tarihinde meydana gelen yağış sonrası su baskını sonucu oluşan zararın çarpık kentleşme, kanalizasyon sisteminin yetersizliği ve bakımsızlığından kaynaklandığından bahisle adli yargı mercinde yaptırılan tespit sonucu belirlenen 30.789,00 TL maddi zararın ve 693,50 TL tespit giderinin hizmet kusuru bulunduğu iddia olunan davalı idarelerce dava tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 24/05/2014 tarihinde yağan yağmurda, yağmur suyunun bina bodrum katına dolması nedeniyle maddi zararın oluştuğu, bu zararın davalı idarelerin, gerekli alt yapı çalışmalarını yapmayıp şebeke hattı ve ızgaralarının yetersizliği veya bakımsızlığı nedeniyle sağlıklı bir şekilde yağmur sularının tahliye edilememesinden kaynaklandığı, bu haliyle davacı sitenin zararının davalı idarelerin yürütmekle müteselsilen sorumlu olduğu kamu hizmetinin kusurlu işlemesinden kaynaklandığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Anayasa’nın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.
Doktrinde idarenin hukuki sorumluluğu kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında doğan zararların karşılanıp giderilmesini amaçlayan hukuki bir kurum olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda, idarenin hukuki sorumluğundan söz edebilmek için, ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması, uğranılan zararın somut, belli ve açık olması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlığa konu zararın idarenin/idarelerin hizmet kusurundan kaynaklandığının idari ya da adli yargı mercilerince yaptırılmış tespitlerle belgelendirilmediği, hasar miktarının belirlenmesine yönelik olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasında 22/07/2014 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ve İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun ise, hesaplamaya dayanak teşkil edebilecek herhangi bir belgenin sunulmamış olması nedeniyle hukuki denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunup bulunmadığının, var ise, görev alanı itibariyle hangi idare ya da idarelerin hizmet kusuru bulunduğunun saptanması, birden çok idarenin hizmet kusurunun tespiti halinde, bu idarelerin kusur oranlarının araştırılması, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının var ise oranının belirlenmesi, ayrıca uğranılan gerçek zarar miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar irdelenmeksizin ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın eksik inceleme ile verilen kararın bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.