
Esas No: 2021/20523
Karar No: 2022/5381
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20523 Esas 2022/5381 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanıkların Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan verilen cezaları, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma istemiyle dosya Yargıtay'a gönderildi. İhbarnamede, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin verdiği karar örnek gösterilerek, mahkumiyet kararının objektif sorumluluk ilkeleri çerçevesinde kesin delil olmadan verildiği belirtildi. Sanıkların şahsen sözleşme oluşturma fiilini gerçekleştirmeseler bile suça konu hatların aktivasyonunu sağlayacak onay işlemlerini gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı ifade edildi. Mahkeme kararında, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10 ve Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddelerine atıfta bulunuldu.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanıklar ... ve ...'in, anılan Kanun'un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 820,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına dair Orhangazi 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/02/2018 tarihli ve 2015/743 esas, 2018/123 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 21.04.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2021 tarihli ve KYB. 2021-61693 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 17/01/2018 tarihli ve 2017/4649 esas, 2018/388 karar sayılı ilâmında yer alan, ".. sanık ... hakkında katılan adına sahte telefon hattı sözleşmeleri düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda suça konu sözleşmeleri kendisinin düzenlemediğini, sözleşmelerin alt bayi olan ... İletişim tarafından düzenlediğini savunarak atılı suçlamayı kabul etmemesi; ... İletişim isimli işyeri yetkilisi olan diğer sanık ...’nin savunmasında, alt bayi olarak faaliyet gösterdiklerini, sözleşmeleri işyerinde kısa süreyle çalışan ... tarafından düzenledikten sonra aktivasyon işlemlerini kendisinin yaparak üst bayiye gönderdiğini söylemesi karşısında; sanık ...’in atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve somut delil bulunmadığı halde beraati yerine hatalı gerekçeyle mahkûmiyetine karar verilmesi..." şeklinde belirtildiği üzere,
Dosya kapsamına göre, müştekinin bilgisi ve rızası dışında kimlik bilgileri ve imzası kullanılmak suretiyle sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlendiğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de;
1)Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Dosyada mevcut 2014 tarihli uzmanlık raporu ile sözleşmede bulunan imzaların müştekiye ait olmadığı anlaşılmakla birlikte, anılan uzmanlık raporunda sözleşmede yer alan imzaların sanık ...'nun el ürünün olduğunun tespit edilememesi ve sanığın alınan savunmasında abonelik sözleşmelerinde çalışanlarına ait imzaların çıkmasının eksik evrak nedeni ile olduğunu bu nedenle suçlamayı kabul etmediğini ifade etmesi karşısında, objektif sorumluluk ilkeleri çerçevesinde gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delile yer verilmeden, yalnızca suça konu abonelik sözleşmesinin sanığın iş yerinde düzenlendiğinden ve bundan elde edilecek menfaatin sanığa ait olmasından bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde,
2)Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Dosyada mevcut 12/06/2015 tarihli uzmanlık raporu ile sözleşmede bulunan yazılar ile ...'in mukayese yazıları arasında adı geçen elinden çıktığını gösterir nitelik ve yeterlilikte uygun kaligrafik bulgular tespit edilememesi ve sanığın alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, objektif sorumluluk ilkeleri çerçevesinde gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delile yer verilmeden, yalnızca suça konu abonelik sözleşmesinin sanığın iş yerinde düzenlendiğinden ve bundan elde edilecek
menfaatin sanığa ait olmasından bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği gibi Hazal İletişim ve 3M İletişim adlı iş yerlerinin yetkilisi olan sanıkların bizzat sözleşme oluşturma fiilini gerçekleştirmeseler dahi suça konu hatların aktivasyonunu sağlayacak onay işlemlerini gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemlerinin REDDİNE, 21.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.