Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11382
Karar No: 2022/1434
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11382 Esas 2022/1434 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/11382 E.  ,  2022/1434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar ... ve ... vekili, davalı-davacı ..., davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Uygulama kadastrosu sırasında temyize konu olup, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kamu orta-malı mera vasfı ile kayıtlı bulunan eski 196 parsel sayılı 96.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 132 ada 4 parsel numarasıyla ve 78.421,42 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda Hazine adına kayıtlı bulunan eski 283 parsel sayılı 98.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 132 ada 5 parsel numarasıyla ve 101.605,44 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 56 parsel sayılı 97.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 2 parsel numarasıyla ve 73.487,93 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 61 parsel sayılı 88.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 3 parsel numarasıyla ve 99.178,29 metrekare yüzölçümlü olarak;
    tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 57 parsel sayılı 63.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 9 parsel numarasıyla ve 49.258,67 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 58 parsel sayılı 60.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 101 ada 8 parsel numarasıyla ve 67.709,74 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
    Davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği, uygulama kadastrosu sırasında kamu-orta malı mera vasfı ile kayıtlı bulunan eski 196 (yeni 132 ada 4) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalı Hazineye ait eski 283 (yeni 132 ada 5) parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına; davacı ..., Kadastro Müdürlüğüne husumet yönelterek uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan eski 56 (yeni 101 ada 2) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına; davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan eski 61 (yeni 101 ada 3) parsel sayılı taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalı ...'e ait eski 56 (yeni 101 ada 2) parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına ve davacı ... ise uygulama kadastrosu sırasında adına bulunan eski 57 ( yeni 101 ada 9) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksiltildiği ve sınırının yanlış belirlendiği ve eksiklik ve yanlışlığın davalı ... 'a ait eski 58 (yeni 101 ada 8) parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ...'in davasının süresinde açılmamış olması nedeniyle usulden reddine, davacı ...'nin 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının reddine, çekişmeli 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yenileme tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, davacı ...'ın 101 ada 8, 34, 106 ada 1, 5, 6, 108 ada 1, 2 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davasının reddine, sözü edilen taşınmazların yenileme tespiti gibi tapuya kayıt ve tescillerine, davacı ... Köyü Tüzel Kişiliğinin davasının kabulüne, dava konusu 132 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların yenileme kadastrosu tespitlerinin kısmen iptali ile, bilirkişi raporunda 132 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün ifrazı ile 132 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, 132 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bu şekilde, 132 ada 5 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan bölümünün ise yenileme tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili, davalı-davacı ..., davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davalı Hazine vekili'nin çekişmeli 132 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    2. Davacılar ... ve ... vekili ile davalı-davacı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
    Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir. Davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan eksilmelerin tescil harici taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşılması halinde de Hazine ile ilgili Kamu Tüzel Kişilerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan verilmelidir.
    Yine, uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle Mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
    Yenileme kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Yenileme kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ortofoto haritaları, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, yine varsa yenileme kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, dava konu taşınmazlara ilişkin olarak tesis ve yenileme kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat mühendisi bilirkişi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı,sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak yenileme kadastrosunu denetlemesi istenmeli; teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat, hesap, ölçü hatası veya sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, yenileme kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, yenileme kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "yenileme tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bu raporun eki olacak haritalarda, birincisi hava fotoğrafı üzerinde, ikincisi ise ortofoto (bulunmadığı takdirde uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ile yenileme kadastrosu paftası çakıştırılmış bulunmalı, ayrıca her biri yönünden çakıştırmalardan bir tanesinin ada bazında, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve yakın komşularını gösterir şekilde olmalıdır. Teknik bilirkişi haritasında, yenileme kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken, yenileme kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının yenileme kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, Mahkemece, davacı ...'in davası yönüyle davanın askı ilanından sonra açıldığı gerekçesi ile, diğer davacılar yönüyle ise davacıların iddialarının haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, Mahkemece yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı ... uygulama kadastrosuna ilişkin askı ilanından sonraki tarih olan 14.01.2014 tarihinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yönelterek uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini öne sürerek dava açmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların tespit edilemesi halinde Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılması mümkün olup, öncelikle yöntemince araştırma yapılması, bu yolla davacıya ait taşınmazdaki eksikliğin hangi neden ya da parselden kaynaklandığının belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zira, bu yolla taşınmazdaki eksikliğin komşu taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşılması halinde, özellikle davacının eksikliğini ileri sürdüğü taşınmaza komşu olan taşınmazların bir kısmının eldeki dosyada davalı olduğu da gözetildiğinde, davacı askı ilan süresi içerisinde dava açmamış olmakla beraber, iddiasına konu taşınmaz ( bir diğer ifade ile yapılan araştırma sonucunda davacıya ait taşınmazdaki eksikliğe neden olan taşınmaz) eldeki dosyada davalı durumunda ise davaya konu edilen taşınmazın kadastro tutanağı kesinleşmediğine göre; davanın, Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya müdahale niteliğinde olacağı kuşkusuzdur. Diğer yandan, davacının taşınmazında eksikliğin eldeki dosyada ( ya da başka dosyada) dava konusu edilen parsellerden olmayıp, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması nedeni ile kesinleşen parsellerden olduğunun anlaşılması halinde ise bu kez görevli mahkeme genel mahkeme olacağından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği de şüphesizdir.
    Diğer yandan davacılar ... ve ...'ın iddiaları yönünden, davacıların eksikliğini ileri sürdükleri taşınmazların bilirkişi raporuna ekli kroki incelendiğinde, tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastro sınırları bir birleriyle örtüşmediği halde, rapor içeriğinde bu sınır farklılıkların nedeni ortaya konulmadığından araştırmanın yeterli olduğundan söz edilebilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
    Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesi mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, Mahkemece, dava konusu taşınmazlara ait tesis ve uygulama kadastroları sırasında düzenlenen pafta haritası, ölçü krokisi, hesap cetveli, ölçü cetveli, tesis ve uygulama kadastrolarının yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra harita mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi sıfatına sahip üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda açıklandığı şekilde inceleme ve araştırma yapılarak denetime elverişli rapor alınmalı, bu yolla uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırların doğru olarak belirlenip belirlenmediği, hatalı belirlenmiş ise bunun hangi neden ve taşınmazlardan kaynaklandığı, doğru sınırların ne şekilde olması gerektiği kesin olarak belirlenmeli, davacı ...'in yüzölçümünün eksik olarak belirlendiğini ileri sürdüğü 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki eksikliğin komşu parsellerden kaynaklandığının anlaşılması ve anılan komşu parsellerin tespitlerinin davacının davasının açılış tarihinde davalı olduklarının (eldeki dosya ya da başka dosyada) anlaşılması halinde Kadastro Mahkemesinin görevli olacağı, aksi durumda ise genel mahkemenin görevli olacağı hususu üzerinde önemle durulmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davacılardan ... tarafından, dava dilekçesinde, 101 ada 9, 20 ve 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin hatalı olduğu iddiası ile 101 ada 8, 19, 34, 108 ada 1, 2, 106 ada 1, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak ... Kadastro Mahkemesinde dava açıldıktan sonra, davacının 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki eksiklik nedeni ile dava konusu ettiği 101 ada 8 parsele yönelik davası tefrik edilerek, ... Kadastro Mahkemesi'nin 2014/29 Esas, 2015/1 Karar sayılı kararı ile eldeki dosya ile birleştirilmiş olup, davacının dava açtığı 101 ada 34, 108 ada 1, 2, 106 ada 1, 5 ve 6 parsellere yönelik dava ise eldeki dosya ile birleştirilmediğinden, bu taşınmazlar eldeki davanın konusu olmayıp, dolayısı ile bu taşınmazlara hüküm kurulması mümkün bulunmadığı halde, eldeki davanın konusu olduğu düşünülerek hüküm kurulup sicil oluşturulması ve ayrıca davacı ... tarafından dava dilekçesinde, 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki eksiklik nedeni ile 101 ada 8 ve 19 parsellere yönelik olarak dava açıldığına göre bu parsellere yönelik davaların birbirini etkileyeceği ve dolayısı ile bu taşınmazlara ilişkin davanın birlikte görülüp sonlandırılması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsiz olup, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin çekişmeli 132 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlar hakkındaki hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve ... vekili ile davalı-davacı ...'in 101 ada 2, 3, 8, 9, 34, 106 ada 1, 5, 6, 108 ada 1, 2 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile bu taşınmazlar hakkındaki hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi