
Esas No: 2020/241
Karar No: 2021/1369
Karar Tarihi: 27.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/241 Esas 2021/1369 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI ......
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2019 tarih ve ....... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ... tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2014 yılında kurulduğunu, müşteri hizmetleri, çağrı merkezi danışmanlığı ve proje kaynak kullanım alanlarında faaliyet gösterdiğini, müvekkili tarafından kullanılan programa istinaden, İngilizce'de kalite anlamına gelen "..." kelimesinin ilk üç harfinden yararlanılarak oluşturulan "... ..." ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu...... numarası verilen başvurunun, ..... sayılı "..." ibareli markalara dayalı olarak, 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi uyarınca 35. sınıf hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu karara itiraz ettiklerini, ... tarafından ..... sayılı markanın ret gerekçesi olmaktan çıkarıldığını ancak ...... sayılı markaya dayalı olarak itirazlarının reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markasının kapsamındaki hizmetlerle redde mesnet markanın kapsamındaki hizmetlerin farklı bulunduklarını, öte yandan müvekkili başvurusu ile redde mesnet markanın renk, şekil, tasarım, boyut bakımından birbirinden tamamen farklı olduğunu, bu sebeple görsel ve işitsel anlamda farklı olan markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, redde mesnet alınan markanın 35. sınıfın tüm alt gruplarında ciddi bir biçimde kullanılmadığını ileri sürerek, ....... sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu ....... sayılı "... ..." ibareli marka ve kısmi redde dayanak gösterilen markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığı, başvuru konusu marka ve kısmi redde dayanak gösterilen markaların kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynı veya aynı tür olmadığı, ... kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ......... sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı ... vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, emsal mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, marka tescil başvurusunun 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddine ilişkin ... kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davacının ...... sayılı "... ..." ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 9,35,38 ve 42. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, .... tarafından ..... sayılı "..." ibareli markalara dayalı olarak başvurunun, 35. sınıftaki hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi uyarınca kısmen reddedildiği, davacı yanca bu karara itiraz edildiği, ...'in 15.08.2018 tarih,...... sayılı kararı ile ..... sayılı markanın ret gerekçesi olmaktan çıkarıldığı, buna karşın ..... sayılı markaya dayalı ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı itirazının reddine karar verildiği, kararın 17.08.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İki aylık hak düşürücü süre içinde açılan işbu davaya konu uyuşmazlık, davacının .... sayılı başvurusu ile redde mesnet...... sayılı marka arasında 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik olup olmadığıdır. Zira, eldeki dava ... kararının iptali istemine ilişkin olup, iptali istenen ... kararında yalnızca .... sayılı markaya dayalı olarak, dava konusu başvuru kısmen reddedilmiştir.
Marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibinin olması gerektiği ilkesi ile 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar tescil edilemez. Burada bahsedilen ayniyet olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesi, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgusuyla ise başvuruya konu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte ilk bakışta farkedilemeyecek derecede aynı olan ve bu hususun ispatı dahi gerek duyulmadan ancak dikkatli inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kastedilmektedir.
Buna göre, 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç bendi uyarınca, ... tarafından re'sen uygulanacak mutlak ret nedeni kapsamında bir marka başvurusunun reddedilebilmesi için başvuru konusu işaretle önceki tarihte tescil edilen veya tescil başvurusu yapılan markaların hem emtia listelerinin aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hem de marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekir. Anılan hüküm, 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak, ayırt edilemeyecek kadar benzer olmayı aramaktadır. Yine 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç bendi hükmünde, "markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali"nden ayrıca söz edilmemiştir. Bu durumda, 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; dava konusu başvurunun kapsamından 35/01-02. alt sınıflardaki hizmetlerle 9. sınıf malların satışına özgü 35/05. sınıftaki perakendecilik hizmetleri başvuru kapsamından çıkarılmış olup, redde mesnet markanın kapsamında da 35/01-02. hizmetler yer almaktadır. Ayrıca redde mesnet markanın kapsamında 1'den 34. sınıfa kadar malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıf perakendecilik hizmetleri de bulunmaktadır. Her ne kadar mahkemece itibar edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda, redde mesnet ......sayılı markanın 35. sınıftaki tüm alt sınıflar yönünden tescil olunduğu, başvurunun ise belirli mallara özgülenmiş perakendecilik hizmetlerini kapsadığı, bu nedenle genel nitelikli perakendecilik hizmetlerini kapsayan redde mesnet marka ile dava konusu başvurunun kapsamlarının farklı olduğu açıklanmış ise de yukarıda açıklandığı üzere redde mesnet.......sayılı markanın kapsamında 35/5. sınıf hizmetler bakımından bu hizmet kapsamında hangi malların satışının yapılacağı sayma yöntemi ile belirtilmiş, bu kapsamda dava konusu başvurunun kapsamındaki 9. sınıf mallar da sayılmıştır. Bu itibarla, redde mesnet markanın genel olarak perakendecilik hizmetlerinde tescilli olduğu kabulü doğru olmayıp, söz konusu markanın kapsamında yer alan 35/5. sınıf perakendecilik hizmetleri kapsamında hangi malların satışının yapılacağı sayma yöntemi ile belirtildiğinden, başvuru kapsamından çıkarılan 35/5. sınıf hizmetler, redde mesnet markanın kapsamında aynen yer almaktadır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin .......karar sayılı ilamı da bu yöndedir. O halde, dava konusu başvurunun kapsamından çıkarılan 35. sınıf hizmetler ile redde mesnet markanın kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetler arasında aynılık/ayırt edilemeyecek derecede benzerlik mevcut olup, emtia benzerliğine ilişkin koşul somut olayda gerçekleşmiştir.
Başvuru markası ile redde mesnet markada kullanılan ibareler yönünden yapılan karşılaştırmaya gelince; dava konusu başvuru beyaz arka fon üzerine yazılmış "... ..." kelime unsurlarından oluşmaktadır. Başvuruda yer alan "..." harfinin içerisi mavi ve yeşil renkle renklendirilmiş, A harfinin sağ tarafında yer alan "A" harfinin yanına da yeşil bir çizgi eklenmiştir. Redde mesnet...... sayılı marka ise beyaz arka fon üzerine kahverengiyle yazılmış "..." kelimesinden oluşmuştur. Başvuruda yer alan "..." kelimesinin ayırt ediciliğe bir katkısı olmayıp, bu hali ile marka işaretleri arasında farklı renkle yazılmaları ve başvuruda yer alan "..." harfinin içerisinin renklendirilmesi ile "A" harfinin yanına yeşil renkli bir çizgi eklenmesi dışında bir farklılık olmayıp, bu farklılıklar da redde mesnet marka ile başvuru arasındaki ayırt edilemeyecek derecedeki benzerliği ortadan kaldıracak nitelikte değildir. Zira, hem dava konusu başvuru hem de redde mesnet marka "..." ibaresinden oluşmaktadır. Marka işaretlerinin farklı renkle yazılmaları ya da başvurudaki "..." harfinin içinin renklendirilmesi, markaları ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan çıkaracak güçte görülmemiştir. Dolayısıyla Dairemizce başvuru markası ile redde mesnet marka arasında, işaret yönünden de 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu kabul edilmiş, aksi yöndeki mahkeme kabulüne iştirak edilmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, redde mesnet markanın 35. sınıfın tüm alt sınıflarında kullanılmadığı ileri sürülmüş ise de SMK'nın 19/2. maddesinde, aynı Kanun'un 6. maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunmasının talep edileceğinin düzenlendiği, başvurunun mutlak ret nedenleri açısından incelenmesine ilişkin Kanun'un 16. maddesinde ise redde mesnet markanın kullanılmasına ilişkin delil sunulmasının öngörülmediği, kaldı ki redde mesnet markanın da başvuru tarihi itibariyle beş yıldır tescilli olma şartını taşımadığı anlaşıldığından, davacının bu iddiası yerinde görülmemiştir.
Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru konusu marka ile redde mesnet marka arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 35. sınıf hizmetler yönünden, 6769 sayılı SMK'nın 5/1-ç maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23/10/2019 gün ve ....... sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 38,50 TL tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalı ... tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı kuruma iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2021
.....
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.