
Esas No: 2020/242
Karar No: 2021/1370
Karar Tarihi: 27.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/242 Esas 2021/1370 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/11/2019 tarih ve ..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin oluşturduğu ve "... kil bazlı, kahverengimsi, kızıl renkli, mat seramik" anlamlarına gelen "..." ibaresinin okunuş şekli ile kullanımı olan "..." ibaresinin tescili için davalı Kuruma başvurduğunu, .... numarası verilen başvuruya davalı Şirket tarafından adına tescilli markalara dayalı olarak yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, davalı yanca bu karara yapılan itirazın ise ... tarafından, davalıya ait ..... sayılı "..." ibareli marka ile müvekkili başvurusu arasında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle kabul edildiğini ve başvurunun reddine karar verildiğini, işbu kararın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa, ...’in daha önce tesis ettiği kararlarına, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili başvurusu ile redde mesnet marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal bakımından benzerlik bulunmadığını, marka işaretleri benzemediğinden, markaların kapsamlarındaki malların benzer olup olmadıkları yönünden bir inceleme yapılmasına da gerek olmadığını, müvekkilinin tüm ürünlerinde üretici firma detayı bulunduğundan tüketicilerin ilgili markanın müvekkiline ait olduğunu algılayabileceklerini, davalı Şirketin davalı Kuruma yaptığı ilk itiraz reddedildikten sonra itirazın yeniden incelenmesi talebinin haklı görülerek marka başvurusunun reddine karar verilmesinin çelişkili olduğunu, müvekkilinin markalarına yaptığı yatırımlarını artırdığı bir süreçte davalı Şirketin müvekkilinin büyümesinin önüne geçmek ve tekel haline gelmeye çalışmak saikiyle yapmış olduğu itirazın kötü niyetli bulunduğunu, davalı Kurumun verdiği kararın, idare hukukunun "....., Medeni Kanun’un başlangıç hükümlerinde yer verilen hak ve nesafet ilkelerine ve Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, ...... sayılı kararının iptaline, marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu edilen ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkiline ait "..." ibareli marka ile başvuru markasının tescili talep edilen sınıflar bakımından birebir örtüştüğünü, bu iki markanın satış aşamasında alkollü içecekler reyonunda raflarda yan yana yer alacağını, bu nedenlerle tüketicinin bu iki markayı mutlak suretle karıştıracağını ve tüketici nezdinde "..." ibareli markanın müvekkili şirkete ait olduğu intibaının oluşacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusu ile davalı şirketin dava konusu ... kararı ile redde mesnet alınan ....tescil numaralı markası arasında SMK'nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu, ...’in 17/08/2018 tarih ve...... sayılı kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkilin marka başvurusu ile redde mesnet gösterilen marka birbirinden farklı iken hükme dayanak gösterilen söz konusu bilirkişi raporunda, markaların birbirine benzer olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, müvekkilinin başvurusuna konu ibarenin "...... anlamlarına gelen... ibaresinin okunuş şeklinden yola çıkılarak oluşturulduğunu, redde mesnet "..." ibaresinin ise "...... anlamlarına geldiğini, marka işaretleri arasında anlamsal farklılıkların bulunduğunu, görsel ve işitsel olarak da marka işaretlerinin farklı olduklarını, ayrıca karıştırılma ihtimali değerlendirilirken ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkate alınmasının gerektiğini, dava konusu markaların alkollü içeceklere ilişkin olduklarını ve bu ürünlerin tüketicilerinin dikkat ve özen düzeylerinin yüksek bulunduğunu, tüm bu hususlar gözetildiğinde müvekkil başvurusu ile redde mesnet markanın karıştırılmayacağını, kaldı ki müvekkilinin piyasaya sürdüğü ürünlerinde, markasının yanında ticaret unvanı olan ...." ibaresine de yer verdiğini, bu hususun da markaların ayırt edilmesine katkı sağlayacağını, yerel mahkemenin emsal nitelikte sundukları Yargıtay kararlarını dikkate almadan haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davanın reddine karar verdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "..." ibareli başvuru ile redde mesnet "..." ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan "..." ibaresine dava konusu başvuruda da aynen yer verildiği, her ne kadar davacı tarafça marka işaretlerinin anlamlarının farklı olduğu ileri sürülmüş ise de dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere söz konusu markaların kapsamlarındaki ürünlerin ortalama tüketicilerince anılan ibarelerin anlamlarının yaygın olarak bilinmeyeceği, dolayısıyla anlamsal farklılığın markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini bertaraf etmeyeceği, yine davacının, markasının yanında ticaret unvanını da kullandığı ve bu durumun karıştırılma ihtimalini engelleyeceği ileri sürülmüş ise de iltibas değerlendirilmesinde fiili kullanımların değil tescil edilmek istenen ibarenin dikkate alınması gerektiğinden, bu iddianın da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.