
Esas No: 2014/10837
Karar No: 2014/22218
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/10837 Esas 2014/22218 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 10.11.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davalının, ilki 2008 yılında, İkincisi 20.3.2010 tarihinde eşine fiziki şiddet uyguladığı, 30.10.2011 tarihinde de davacının eşinin kendisini tehdit ettiğini can güvenliği bulunmadığını belirterek kadın konukevine sığındığı, 19.3.2012 tarihinde eşine fiziki şiddet uyguladığı iddiasıyla davalı hakkında ... 28’nci Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, bu davanın halen derdest olduğu, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkeme; 20.3.2010"daki şiddet olayından sonra tarafların barıştıkları ve tekrar birlikte yaşamaya başladıklarını, dolayısıyla bu olaydan dolayı davacının eşini affetmiş olduğunu, 30.10.2011 tarihinde de “yeni lezyon bulunmadığına” ilişkin doktor raporunun olduğunu, rapora aykırı tanık beyanlarına değer verilemeyeceğini, tarafların ayrı yaşamalarında davalıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, davacının iddialarını ispat edemediğini belirterek davayı reddetmiştir.
Davalının fiziki ve sözel şiddeti devam ettiğine göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün bulunmamasına göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır. Hükmün açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.