Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/157
Karar No: 2021/1342
Karar Tarihi: 26.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/157 Esas 2021/1342 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI ....

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/01/2019 tarih ve ..... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır gözlükler, güneş gözlükleri ve lenslerinin ithalat ve satışı işini sürdürdüğünü ve “...” markasını aktif şekilde kullandığını, halihazırda koruma altındaki markayı devralması hasebiyle tekrar ...’ye başvuru yaparak markasının korumasını sağlamak istediğini, müvekkilinin bu amaçla yaptığı.... sayılı "..." ibareli ve 09. sınıf: "Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları." mallarını içeren marka tescil başvurusunun, davalı şirketin .... numaralı "... ..." ibareli markasına dayalı itirazı sonucunda, 16.05.2017 tarihli ve ... sayılı ... ... kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin marka haklarının halen devam ettiğini, müvekkilinin başvurusu ile itiraza gerekçe gösterilen markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca aynı veya benzer olmadığını ileri sürerek, davalı ... ... kararının iptalini ve ...6 sayılı markanın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının marka başvurusunun müvekkilinin tescilli ve tanınmış “...” seri markaları ile aynı olup, vekil eden mallarının yüksek tanınırlığından yararlanılmaya yönelik olduğunun ve iltibasa yol açıp, müvekkilinin markalarının ayırt ediciliğini zedeleyeceğinin aşikar bulunduğunu, davacı sözkonusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine vekil eden tarafından ...numaralı 09. sınıfta tescilli "..." markasının kullanmama sebebi ile iptal talepli olarak 12.12.2014 tarihinde dava açıldığını ve davanın İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin....E. sayılı dosyası üzerinde görüldüğünü, anılan davada... numaralı markasını kullandığını ispat edemeyen davacının, markanın iptal edileceğini bildiğinden, 14.07.2015 tarihli karar duruşması öncesinde 03.07.2015 tarihinde, "..." ibaresinin 09. sınıftaki aynı mallar için dava konusu marka başvurusunu gerçekleştirdiğini, vekil eden tarafından 12.11.2014 tarihinde noterden ihtarname keşide edilerek, gerek kullanmamasına rağmen haksız yere tescil işgali yaptığı, gerekse kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, anılan markayı gerçek hak sahibi olan vekil edene devretmesinin istendiğini, davacı tarafından olumlu veya olumsuz bir geri dönüş gerçekleştirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka yer alan tüm malların, davalı markasında 09 sınıfta yer alan mallarla ile birebir aynı bulunduğu, davacı tarafın "..." markasının standart düz büyük harf karakteri ile yazılan kelime markası olduğu, başkaca bir şekil, renk unsuru içermediği, davalı tarafa ait “... ...” markasının baş harfleri büyük, diğerleri küçük harf karakteri ile yazılan iki kelimeden oluşan kelime markası olduğu, başkaca bir şekil, renk vs. içermediği, dolayısıyla taraf markalarının görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu ve ortalama tüketici nezdinde çağrıştırma ihtimali de dahil benzerlik ve karıştırma ihtimali doğacağı, davacı tarafa ait ... sayılı markanın 09. sınıfta bulunan “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları“ için tescilli bulunduğu, davalı tarafından İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde 12/12/2014 tarihinde 556 sayılı KHK 14. maddesi uyarınca kullanılmama gerekçesi ile hükümsüzlük davası açıldığı, mahkemenin 14/07/2015 tarihinde söz konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verdiği, dava konusu... sayılı "..." markası için 03.07.2015 tarihinde başvuda bulunulduğu, davacının önceki ve sonraki markaları görsel olarak karşılaştırıldığında birebir aynı ibarenin kullanıldığı, markanın kelime unsurunun aynı kalmakla birlikte herhangi bir şekil unsuru içermediği ve birebir aynı ibarenin kullanılması nedeniyle müktesep hak şartlarından ilkinin gerçekleştiği, emtia bakımından ise çekişme konusu 09. sınıfın aynı olduğu, ancak davacının müktesep hak iddiasına konu ettiği marka kapsamını kullanıldığı yönünde herhangi bir delilin bulunmadığı, ayrıca müktesep hakka konu yaptığı.... sayılı markanın İstanbul 3. FSHHM'de 556 sayılı KHK'nın 14. maddesine göre açılan iptal davasında yapılan yargılama sonucunda, davalının bu marka kapsamındaki ürünler yönünden söz konusu markayı kullanmadığı ve yargılama sırasında markayı kullandığına dair delil sunamadığı gerekçesiyle kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiği, ancak kararının 556 sayılı KHK'nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bozularak Yargıtay'dan döndüğü ve davanın reddine karar verildiği, bu durumda davacının müktesep hak ileri sürdüğü markanın, marka kapsamında kalan ürünler yönünden hiç kullanılmadığı, bu hususların İstanbul 3 FSHHM'nin 14/07/2015 tarihli ve... sayılı kararında bir maddi olgu olarak tespit edildiği, bu durumda müktesep haktan yararlanmanın 3. koşulunun, yani kullanım koşulunun sağlanmadığı, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında farklı mal bulunmadığından, KHK’nın 8/4. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı, işbu dava konusu başvurunun.... sayılı marka hakkında açılan hükümsüzlük davasının sonuçlarından kurtulmak ve hükümsüzlük davasında alınacak kararı etkisiz hale getirmek amacı ile yapılmış bir başvuru olduğu, dolayısıyla başvurunun kötü niyetli olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili ve davalı arasında görülen hükümsüzlük davasında, müvekkilinin avukat ile takip yapmadığını ve süresi içerisinde delil sunmadığını, söz konusu davanın yasa iptali sebebiyle bozulduğunu ve ortada yasal olarak müvekkilinin markasını kullanmadığını ispatlayan bir kararın mevcut olmadığını, müvekkilinin tescil ettirdiği markasını kullandığına ilişkin mevcut davada delillerini sunmasına rağmen, bu delillerin değerlendirilmeden karar kurulduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır gözlük imalatı ve satışı yaptığını ve markasını aktif şekilde kullandığını, buna ilişkin vergi kayıtlarının dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin hükümsüzlük davasında hukuki bilgi eksikliği sebebiyle süresi içerisinde delil sunamamış olmasının, işbu davada aleyhe değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin hükümsüzlük davasının sonuçlarından kurtulmak amacıyla mevcut davayı açtığını ve kötü niyetli olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, dava konusu marka ile ilgili olarak İstanbul 3. FSHHM'nin...... sayılı dosyasında açılan davanın reddedilmiş olup, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin lehine verilmiş bir kararın sonuçlarından kurtulmak amacıyla başvuru yapmasının mümkün olamayacağını, müvekkilinin mevcut başvuruyu hükümsüzlük davası sonuçlanmadan önce, yani davanın lehine veya aleyhine olup olmadığı belli olmadan yaptığını, bu sebeple başvurunun kötü niyetli kabul edilmesinin son derece hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali, marka tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı başvurusunun davalı şirketin itirazı üzerine 556 sayılı KHK 8/1-b, 8/3, 8/4 ve 35 maddeleri kapsamında reddiyle ilgili verilen ... kararının yerinde olup olmadığı, iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava konusu .... numaralı "..." ibareli marka başvurusunun kapsamının 09. sınıf "Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları." olduğu, davalının itiraza mesnet markasının ... numaralı "... ..." ibareli olup, kapsamında davacı başvurusunda geçen malların tamamının aynen yer aldığı anlaşılmaktadır. Her iki taraf markasının da asıl unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu açıktır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin, tarafların markaları arasında, ortalama tüketici nezdinde çağrıştırma ihtimali de dahil benzerlik ve karıştırma ihtimali doğacağı konusundaki tespitine Dairemizce de iştirak edilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı tarafa ait ...sayılı markanın 09. sınıfta bulunan “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları“ için tescilli bulunduğu görülmektedir. Bu markanın tescil tarihi de 05.09.2005 olup, diğer şartların mevcut bulunması halinde davacı yararına işbu dava konusu başvuru için kazanılmış hak yaratması mümkündür.
Yargıtay 11. H.D.'nin 19.09.2008 tarih ve ... sayılı ilamda da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için şu üç koşulun birlikte bulunması gereklidir:
1-Kazanılmış hak iddia edilen tescilli marka ile dava konusu markadaki ibarelerde asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması,
2-Karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması,
3-Yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması.
Somut uyuşmazlıkta ise davacının ... sayılı markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü için davalı şirket tarafından İstanbul 3. FSHHM'nin 14/07/2015 tarihli ve .... sayılı dosyasında görülen davanın yanında, anılan davanın Yargıtay bozmasından sonra ret kararı ile sonuçlanmasının ardından, bu kez SMK hükümlerine dayanılarak kullanmama nedeniyle Bakırköy 1. FSHHM'nin ... sayılı dosyası üzerinden dava açılmış, bu davanın da 13.12.2019 tarihinde kabulüne karar verilmiştir. Hatta davacının aynı markasının kötü niyet nedenine dayanılarak hükümsüzlüğü istemiyle açılmış İstanbul 1. FSHHM'nin... sayılı başka bir dava dosyası da bulunmaktadır. Dolayısıyla davacı yönünden önceki tarihli tescilli markasının, kazanılmış hak yaratması için yukarıda belirtilen koşullardan ilki olan, "eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması" koşulu gerçekleşmemiş, tam tersine davacının .... sayılı markasının hükümsüzlüğü amacıyla birbiri ardına davalar açılmıştır.
Ayrıca her ne kadar davacı vekilince, mevcut davada da önceki tarihli markalarının kullanıldığına ilişkin delillerini sundukları ve mahkemece bu delillerin değerlendirilmediği ileri sürülmüşse de, somut uyuşmazlıkta da davacı vekilince sunulan deliller, önceki tarihli markasının kullanıldığını ispat için yeterli değildir. O halde anılan önceki tarihli markasının davacı yararına kazanılmış hak yaratması bu nedenle de mümkün olmayıp, mahkemenin aynı sonuca varmasında da bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay HGK.'nun 16.07.2008 gün ve ... sayılı kararında da belirtildiği gibi marka hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla davalının başvurusunun davacı markalarıyla iltibas oluşturma ihtimalinin varlığının kabulü halinde, ayrıca tescille sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuruda bulunduğunun da ispatı gerekir. Kötü niyetin varlığı her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. Yine Yargıtay HGK.'nun 21.09.2005 gün ve.... sayılı kararında da belirtildiği gibi Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca iyiniyetin asıl, kötüniyetin istisna olması sebebiyle davalının kötüniyetli olduğunun delil ve gerekçelerinin gösterilmesi gerektiğinden davacı, davalının kötüniyeti bulunduğunu kanıtlamalı ve mahkemece de bunun delil ve gerekçesi gösterilmelidir.
Ancak Yargıtay 11. H.D.'nin 06/01/2020 tarih ve .... sayılı kararında da belirtildiği üzere, kötü niyete ilişkin başka bir emare olmaksızın, salt hükümsüzlük davasının varlığına rağmen marka başvurusu yapılması olgusu, başvurunun kötü niyetli olduğunu kabul için yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta da sadece davacının.... sayılı markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü için açılan davanın varlığına rağmen, işbu dava konusu marka tescil başvurusunda bulunması, kendisinin kötü niyetli olarak kabulü için yeterli değildir. Dosya kapsamında davacının kötü niyetli sayılmasını gerektirecek başka bir delil de bulunmamaktadır. Dolayısıyla mahkemece davacının kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi, Dairemizce doğru görülmemiştir.
Yine de az yukarıda açıklandığı üzere, davacının önceki tarihli tescilli markasına dayalı kazanılmış hakkı bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi, sonucu itibariyle doğru olmuştur.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafın isteminin yukarıda açıklanan gerekçeler ile reddi gerekirken, davacının kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi doğru olmadığından ve HMK.'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24/01/2019 gün ve .... sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27,90 TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, ancak istinaf eden davacı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 3.931,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ... tarafından ilk derece yargılamasında yapılan 143,00 TL tebligat ve posta gideri istinaf aşamasında yapılan 68,00 TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 211,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı ... tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.


GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021

Başkan
...


Üye
...


Üye
...


Katip
...




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi