
Esas No: 2011/16742
Karar No: 2012/1451
Karar Tarihi: 23.01.2012
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/16742 Esas 2012/1451 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 1.420,42 TL asıl alacak, 252.448,85 TL gecikme cezası ve 45.440,91 TL KDV olmak üzere toplam 299.310,18 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın 291.380,45 TL"lik bölümünün kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili; davalı idarenin, muhtelif abonelikleri nedeniyle tahakkuk ettirilen su tüketim bedellerini ödemediğini ileri sürerek; 1.420,42 TL su bedeli, 252.448,85 TL gecikme cezası ve 45.440,91 TL KDV olmak üzere toplam 299.310,18 TL alacak ile su bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı kanunun 51. maddesi uyarınca gecikme cezası ve KDV ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, ödemelerin birçoğunun zamanında yapıldığını, ancak ödenek yokluğu nedeniyle bazı ödemelerin geciktiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 291.380,45 TL alacağın davalıdan tahsiline, asıl alacak olan 35,96 TL ye dava tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı kanunun 51. maddesi uyarınca gecikme cezası ve KDV eklenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davalı tarafın temyiz istemi yönünden;
Hükmü temyiz eden davalı vekili, 24.06.2011 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir. Dilekçe ekinde yer alan Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne ait 21.06.2011 gün ve 22234 sayılı yazı ile temyizden vazgeçilmesi isteminin uygun bulunduğu anlaşılmıştır.Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2- Davacı tarafın temyiz istemi yönünden;
Dosya kapsamından; eldeki dava açılırken müddeabihin 299,31 TL olarak belirlenmesi nedeniyle peşin nispi karar ve ilam harcının mahkeme veznesine eksik yatırıldığı anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32.maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.Yukarıda belirtilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı tamamen ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, dava açılırken usulünce yatırılmış yargı harcı olmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacı tarafa anılan eksik yargı harcını ödemesi konusunda usulünce önel verilerek, sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.