MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2014 gününde verilen dilekçe ile İcra İflas Kanunun 121. maddesine dayalı ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... tarafından ayrı ayrı verdikleri dilekçeler ile istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, takip borçlusu ... murisinin paydaş bulunduğu Mersin ili, Yenişehir ilçesi, Bahçe Mahallesinde bulunan 503 ada 43 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar, yargılama aşamasındaki beyanlarında taşınmazın satılmasını istemediklerini beyanla davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, "davanın kabulüne; dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine" karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ..., ... ve ... temyiz etmişlerdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
Aynı Yasanın "Hüküm kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
"Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
Somut olaya gelince; mahkemece tefhim edilen kısa kararda satış bedelinin tapu kaydı ve veraset ilamlarına göre paylaştırılması hükmü yer almasına karşın gerekçeli karara ait hükmün 3. bendinde “satış bedelinin tapu kaydı ve veraset ilamlarına ve keşif zaptındaki beyanları doğrultusunda muhdesatın davacıya ait olacak şekline göre hissedarlara bölüştürülmesine” şeklinde ifadeye yer verilmiştir. Bu durum gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturmaktadır.
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar çelişkili olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ..."un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.