
Esas No: 2021/17981
Karar No: 2022/793
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17981 Esas 2022/793 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/17981 E. , 2022/793 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozma üzerine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı ... ... ile ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği karar ... tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan kayıt, belgelerin getirtilmesi, mahallinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve uzman bilirkişiler huzuruyla keşif icra edilerek davalı tarafın dayandığı 1936 tahrir yıllı ve 2 tahrir numaralı vergi kaydının okunması, vergi kaydının hudutlarının mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmesi, teknik bilirkişiden yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutları haritasında işaret ettirilmesi, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazların dava tarihi itibarı ile niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda bilgi alınması, kadastro tespitinde uygulanan T. Sani 1300 tarihli 20 ve 21 sıra numaralı tapu kayıtlarının hudutlarında bulunan ... Köyü arazileri ile Dere’nin kesiştiği yer nazara alınarak çekişmeli taşınmazları kapsamadığı hususunun üzerinde önemle durulması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, davalı tarafın dayandığı vergi kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin merciilerinden sorulması, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının getirtilmesi, vergi kaydının çekişmeli taşınmazları kapsadığı sonucuna varılması halinde vergi kaydının gayri sabit hudutlu olduğu ve miktarına göre kapsamlarının belirlenmesi gerektiğinin gözönünde bulundurulması, çekişmeli taşınmazların niteliği ile ilgili olarak 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, teknik bilirkişiden uygulanan vergi kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, davalı tarafın çekişmeli taşınmazlar üzerinde iktisaba yeterli zilyetliğinin bulunduğu sonucuna varılması halinde tespit tarihi itibariyle davalılar yönünden belgesiz olarak aynı çalışma alanı içinde taşınmaz iktisap edilip edilmediği de sorulmak suretiyle miktar araştırması yapılarak belgesizden edinebilecekleri taşınmaz miktarı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 57, 58, 61 parsellerin mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kayıt ve tesciline, çekişmeli 59, 60 ve 62 parsellerin tarla vasfında toplam 1'erden 3 hisse olmak üzere Müslüm oğulları ...ve ... adlarına ve çekişmeli 56 parselin tamamı tarla vasfında toplam 113.000 hisse olmak üzere; 10.577'erden 31.731 hissesi Müslüm oğulları ...ve ... adlarına, 81.269 hissesi Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı... mirasçıları ve ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu olan 57, 58 ve 61 parsel sayılı taşınmazların mera olduğu, dava konusu 59, 60 ve 62 parsellerin tamamı, 56 parselin ise bir kısmı üzerinde davalılar yararına zilyetlikle kazanım koşullarının mevcut olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli olmadığı gibi bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir. Önceki tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere davalı tarafında dayandığı 1936 tarihli ve 2 sıra numaralı vergi kaydının hudutları gayri sabit sınırlı olduğundan, hudutları keşif sırasında okunmuş ve dava konusu taşınmazları kapsamına almadığı anlaşılmakta olup uyuşmazlık zilyetlik hükümlerine göre çözülmelidir. Ne varki, dava konusu taşınmazların hudutlarında mera parselleri bulunmasına rağmen yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera olup olmadığı kesin olarak saptanmamış; taşınmazın niteliğine, kullanım durumuna, üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin şekline ve süresine ilişkin olarak somut verilere dayalı bilgi içermeyen ziraatçi bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan zirai raporla yetinilmiştir. Öte yandan, bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre, aktarılan davanın açıldığı tarihten (1960 yılı) 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulduktan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden kişiler arasından ayrı ayrı seçilecek 3'er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu (önceki bilirkişilerden farklı olarak) ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadığı yada meradan açılıp açılmadığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, üzerlerindeki zilyetliğin ne zaman başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmazların kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, evveliyatları itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmaları halinde imar- ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli ve beyanlar arasındaki doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kuruluna, taşınmazların önceki niteliğinin ne olduğunu, mera vasfında olup olmadığını ya da merada açılıp açılmadığını, toprak yapısını, bitki örtüsünü ve niteliğini, komşu parsellerle aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; HMK'nin 290/2. maddesi uyarınca keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çekişmeli taşınmazların ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip, taşınmazların sınırları kabaca işaretlenip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazların hava fotoğraflarında gösterilmesi ve taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, komşu parsellerle aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazları komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalılar yararına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlik yoluyla kazanılabilecek 40/100 dönüm norm sınırına dikkat edilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmündeki sınırlamalar esas alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı ... ile ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.