
Esas No: 2021/11477
Karar No: 2022/794
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11477 Esas 2022/794 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme, bir kadastro tespiti davasında yapılan eksik araştırma ve inceleme sebebiyle verilen kararı bozdu. Mahkeme öncelikle, taşınmazın tespitine esas tapu kayıtlarının tüm tedavülleriyle ve varsa haritası ile kadastro tutanakları tam olarak incelenerek, taşınmazların hudutları zeminde gösterilmelidir. Dava konusu taşınmazların tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı durumlarda zilyetlik araştırması yapılmalı ve bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Kadastro Kanunu'nun 11, 14, 20/A ve 27. maddelerine uygun olarak işlem yapılmalıdır. (Kadastro Kanunu'nun 11, 14, 20/A ve 27. maddeleri taşınmazların sınırlarının belirlenmesi, kısıtlamaların uygulanması ve kayıt işlemleri ile ilgilidir.)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Genel Mahkemeden Aktarılan Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili, davacı ... ... ve arkadaşları vekili ve müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili ... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 216 ada 4 parsel sayılı 447.442,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde tescil davasının konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacı ... ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili için dava açmış olup açtığı dava, eldeki dava ile birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı ... ... ve arkadaşları ırsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Öte yandan yargılama sırasında ..., aynı nedenlere dayanarak, ...ve arkadaşları ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayarak davaya katılmıştır.
Kadastro Mahkemesinde yargılama sonunda davacıların davasının reddi ile dava konusu 216 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 27.04.2015 tarihli raporları ekindeki krokide gösterildiği üzere tahdidinin iptaline; krokide D3, D27, D28 ve D29 harfleriyle gösterilen bölümlerin 216 adanın en son parsel numarası altında ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline; D2 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... ...adına, D4 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ...adına, D8 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu... adına, D9 harfiyle gösterilen bölümün .... adına, D10 harfiyle gösterilen bölümün ... adına, D11 harfiyle gösterilen bölümün .... adına, D12 harfiyle gösterilen bölümün Süleyman oğlu ...adına, D13 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... adına, D14 harfiyle gösterilen bölümün ... adına, D15 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... adına, D16 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... ... adına, D17 harfiyle gösterilen bölümün ... adına, D18 harfiyle gösterilen bölümün ... ... adına, D19 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... Topal adına, D20 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ...adına, D21 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... adına, D22 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... adına, D23 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... adına, D24 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ... ...adına, D25 harfiyle gösterilen bölümün ... ... oğlu ... ...adına, D26 harfiyle gösterilen bölümün ... oğlu ...adına 216 adanın en son parsel numaraları altında susuz tarla vasfıyla ifrazen ve taksimen tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine vekili, davacı ... ... ve arkadaşları vekili ve müdahil ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konu taşınmazın tespitine esas tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de aktarılan davanın kapsamı kesin olarak belirlenmemiş, tespite esas alınan ve tarafların dayandıkları tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ve revizyon durumu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle revizyon gördüğü taşınmazların tutanakları getirtilmemiş, tapu kayıtlarının kapsamı usulünce belirlenmemiş, taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler ile oluşmuş ise tapu kayıtları getirtilerek kayıtlar yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tarafların dayandıkları ve tespite esas tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, tapu kaydının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların tespit tutanakları celbedilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte öncelikle, yerel bilirkişi ve tanıklara aktarılan davanın dayanağı olan dava dilekçesi ve eki belgeler ayrıntılı biçimde okunup anlatılmalı, bundan sonra davaya konu edilen taşınmazların hudutlarının zeminde yerel bilirkişi ve tanıklarca ayrı ayrı gösterilmesi istenilmeli, bu yolla aktarılan davaya konu edilen taşınmaz ya da taşınmazların hangi taşınmaz ya da taşınmazlar olduğu, ada ve parsel numaraları duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmeli ve bu yolla aktarılan davanın kapsamı sağlıklı biçimde saptanmalı, aktarılan davanın kapsamında kalıp kadastro tespitlerinin yanılgı ile kesinleşmiş olduğu anlaşılan taşınmazlar var ise sözü edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştirilmesinin hukuksal bir değer taşımayacağı düşünülmeli, aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra taşınmazlarla ilgili, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11 ve 27. maddelerinde öngörülen şekilde yöntemine uygun olarak askı ilanı yapılmalı, askı ilan tutanakları dosya arasına konulmalı ve askı ilan süresi dolduktan sonra davaya devam edilmelidir.
Aktarılan davanın kapsamı dışında kalıp da hakkında askı ilan süresinde açılmış dava bulunmayan taşınmazların tutanak asılları ve eklerinin ise kadastro işlemlerinin olağan usullere göre tamamlanması için Kadastro Müdürlüğüne iade edilmesi gerektiği düşünülmelidir. Öte yandan aynı taşınmazlar hakkında başkaca halen derdest olan dava bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise birleştirilmesi hususu üzerinde de önemle durulmalıdır.
Aktarılan davanın kapsamında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra, yerel bilirkişi ve tanıklardan, tarafların dayandığı ve tespite esas tapu kayıtları ile varsa haritası yöntemince uygulanıp, kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının haritasının/krokisinin olmaması ya da uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise kaydın sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı ve bu yolla kayıt uygulamasına ilişkin tanık ve yerel bilirkişi sözleri denetlenmeli, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir.
Dava konusu taşınmazların söz konusu tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde ise zilyetlik araştırması yapılarak, aktarılan dava tarihine kadar zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar da dikkate alınmak suretiyle, taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve uygulanan tapu kayıtlarının kapsadığı alanı gösterir, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, tüm bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekili, davacı ... ... ve arkadaşları vekili ve müdahil ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 07.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.