
Esas No: 2019/167
Karar No: 2021/1818
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/167 Esas 2021/1818 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/167 Esas
KARAR NO: 2021/1818
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2016/245 2018/594
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "...dava konusu bononun tanzim tarihi olan 01.01.2001 tarihinden önce müvekkili tarafından davalı kardeşine verildiğini, takibe konu olan senedin düzenlenme tarihi olan 01.01.2001 tarihinde müvekkilinin yurt dışında bulunduğunu, senet metnindeki borçlu ismin, adresin ve rakamla 12.000.00-DM yazısı dışındaki bütün yazılar ve tarihlerin davalı tarafından sonradan doldurulmuş olduğunu, davalının 3 yıllık zamanaşımından kurtulmak için vade tarihini 01.12.2008 olarak düzenlediğini, davacının bonoya karşılık olarak 10.200,00 Alman Markını ... Bankası Frankfurt Şubesinden 11.01.2001 tarihinde ödediğini, davacının geriye kalan 1.800,00 Alman Markını da elden ödemek sureti ile bonodan doğan borcun tamamını ödediğini, ödemelerin davalı tarafından kabul edilmeleri ve davalının bonoyu sonradan doldurması karşısında ifanın kötü ifa olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının davalıya ilgili icra takibine konu olan bonodan dolayı herhangi bir borcu olmadığının tespitine, takip bedelinin en az %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "...takip konusu senedin kambiyo vasfına haiz olduğunu, senedin kambiyo niteliğini etkileyen ortadan kaldıran hiçbir durumun söz konusu olmadığını, senedin tanzim tarihinde davacının yurt dışında olması senet vasfını ortadan kaldırmadığını, tarafların kararlaştırdıkları tarihi de düzenleme tarihi olarak yazabileceklerini, davacının imzaya ilişkin bir itirazı söz konusu olmadığını, önemli olan açığa imza ile verilen senetteki alacak ve düzenlemelerin rıza hilafına olup olmadığı konusu olduğunu, Bakırköy ... İcra Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ile takibe konu senedin kambiyo vasfı taşıdığı tespit edilerek açılan davanın reddine karar verildiğini, kendi aralarındaki miras paylaşımıyla davalının taşınmazdaki hisselerini davacıya devrettiğini bunun karşılığında da davacının senet verdiğini, hisselerin davacıya devredilmesine ve davacının taşınmazı satmasına rağmen borcu ödemediğini, davalının bu senede ilişkin hiçbir ödemesi mevcut olmadığını, taraflar arasında mirastan kaynaklanan başka hak ve alacaklarda bulunmakta olduğunu, davacının senetle ilgisi olmayan bir makbuzu dosyaya ibraz ettiğini," beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24.05.2018 tarih ve 2016/245 Esas - 2018/594 Karar sayılı kararıyla; "...dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davası olup, dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davaya konu senet üzerinde bulunan yazı ve rakamların farklı mürekkep içeren kalemlerle farklı zamanlarda ve üzerinden geçilerek doldurulduğu" şeklindeki gerekçeyle davacı taraf yemin delilinden de vazgeçtiğinden subut bulmayan davanın ve İİK 72 maddesi gereğince koşulları bulunmayan tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Takibe konu edilen bonunun davacı tarafından imzalanarak aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya verildiğini, bonodaki boşlukların davalı tarafından doldurulduğunu, Bono borcuna karşılık olarak (tanzim tarihinden sonra) 11.01.2001 tarihinde banka kanalıyla davalıya 10.200 Alman Markı gönderildiğini, makbuzun dosyaya ibraz edildiğini, bakiye 1800 Alman Markı'nın ise elden ödendiğini, Davalının cevap dilekçesinde 'Bononun miras paylaşımı nedeniyle verildiği' iddiası nedeniyle ispat yükünün davalıya geçtiğini, ancak davalının ispata yarar delil sunmadığını, Davalının 'Ödemenin başka bir alacağa yönelik olduğu' savunmasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, Davalının 22.03.2018 tarihli celsedeki 'Davacının banka kanalıyla yaptığı ödemenin şirket alacağından kaynaklandığı' yönündeki beyanının savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi nitelinde olduğunu ve dikkate alınmaması gerektiğini, Mahkemenin kararında davanın neden reddedildiğinin gerekçesine yer verilmediğini, bu haliyle kararın gerekçesiz olduğunu." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu bononun aralarındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenerek kardeşi olan davalıya verdiğini, bonodaki boşlukların davalı tarafından doldurulduğunu, bononun tanzim tarihinden sonra bono bedelini ödemek amacıyla 10.200 Alman Markı'nı banka aracılığıyla davalıya gönderdiğini, bakiye 1800 Alman Markı'nı da elden ödeyerek borcu kapattığını beyan ederek menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, bononun miras hissesinin devri amacıyla verildiğini, davacının yaptığı ödemenin bonoyla ilgisi olmayıp başkaca miras hisselerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, "...alınan bilirkişi raporundan 'davaya konu senet üzerinde bulunan yazı ve rakamların farklı mürekkep içeren kalemlerle farklı zamanlarda ve üzerinden geçilerek doldurulduğunun' anlaşıldığı, davacı taraf yemin delilinden de vazgeçtiğinden subut bulmayan davanın ve İİK 72 maddesi gereğince koşulları bulunmayan tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, "... davaya konu senet üzerinde bulunan yazı ve rakamların farklı mürekkep içeren kalemlerle farklı zamanlarda ve üzerinden geçilerek doldurulduğunun anlaşıldığı..." ifadesine yer verilmesine karşın, davacının davasının neden reddedildiği açıklanmaksızın davanın reddedildiğinin belirtildiği, açıklanan gerekçe ile sonucun çelişkili olduğu ve ret gerekçesinin ise eksik olduğu, Davacının yapmış olduğu 10.200 DM ödemenin davalı tarafından "miras hisse payının devrine karşılık" yapılmış olduğu iddia edildiğinden, bu konuda ispat yükünün davalıya geçtiği gözetilmeksizin, davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Buna göre davacının, davaya konu bononun düzenlenme tarihinden sonra davalıya banka kanalıyla ödemiş olduğu ve davalının da kabulünde olan 10.200 DM tutarındaki ödemenin davaya konu bonolara ilişkin olarak yapılmış olduğunun kabulü zorunlu olduğundan, davacının istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/05/2018 gün, 2016/245 Esas, 2018/594 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının, menfi tespit davasının kısmen kabulü ile; davacının Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası kapsamında davalıya (10.200 DM karşılığı) 13.410,41 TL tutarındaki menfi tespit talebinin kabulüne, davacının fazlaya ilişkin (2.361,55 TL'lik bölümü yönünden) isteminin reddine, 4-Davanın kabul edilen kısmının %20'si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-İlk derece yargılaması yönünden; A)Alınması gereken 916,06 TL harçtan, peşin yatırılan 269,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 646,71 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 269,35 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B)Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 25,20 TL başvurma harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ile 280,05 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 805,25 TL'den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 684,67 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, C)Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, D)Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.361,55 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; A)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, B)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 49,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 147,10 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.