
Esas No: 2019/41
Karar No: 2021/1821
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/41 Esas 2021/1821 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/41 Esas
KARAR NO: 2021/1821
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2016/906 2018/429
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin ortağı olduğu ve çift imzayla temsil edilen ... Ltd. Şti tarafından ... Tic. A.Ş.'den alınarak mobilya yan ürünleri ve aksesuar malların karşılığı olarak toplam 450.000,00-TL meblağlı çeklerin şirketin sigortalı elemanına teslim edildiğini, imzaya yetkili diğer ortağın şehir dışında olması nedeniyle sadece şirket yetkililerinden davacı müvekkili ... tarafından imzalandığını, çeklerdeki imza eksikliği giderilmeden 3.kişilere ciro edilemeyeceğinin taraflarca kararlaştırıldığı bu nedenle mevcut haliyle çeklerin geçersiz olduğunu ayrıca ... tarafından mobilya yan ürünleri ve aksesuar malların da ...'ya teslim edilmediği için davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin hiçbir borcu olmaması ve çekin de geçersiz olması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, dava konusu ... Bankası Torbalı şubesinin 31/08/2016 keşide tarihli ... çek numaralı ve 50.000,00-TL bedelli çekin geçersiz sayılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan uzak ve alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu çeki davacıdan teslim alan taraf olmadığı gibi davacıyla ya da yetkili olduğu şirketle herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, davacının çekin lehdarı ... çalışanı ile aralarında imzaladıklarını iddia ettiği çek alım makbuzunun müvekkili açısından hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, davacının çek üzerindeki imzasına herhangi bir itirazı olmayıp çekten dolayı TTK'nun 678. Maddesi uyarınca şahsen sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin yasal yetkili ve son hamil olmakla kıymetli evrağı tahsil etmek için 31/08/2016 tarihinde muhatap bankaya ibraz ettiğini beyanla müvekkili aleyhine açılmış haksız davanın reddi ile İİK 72/4 maddesi uyarınca borçlu aleyhine alacak miktarının %20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29.03.2018 tarih ve 2016/906 Esas - 2018/429 Karar sayılı kararıyla; "Dava konusu çekin faktoring sözleşmesi kapsamında davalıya ciro yoluyla tevdii edildiği, davalı tarafın bu sözleşme temelinde gerekli kayıtları kendi defterlerine işlediği ve fatura tanzim ettiği, bunun haricinde faktoring firmasının bile bile borçlunun (davacının) zararına hareket ederek kambiyo senedini ele geçirdiği yönünde herhangi bir delile tesadüf edilmediği, keza davacının iddiaları arasında yer alan malların teslim edilmediği, bedellerinin ödenip ödenmediği, çekteki ikinci imzanın tamamlanmasından sonra çekin ciro edilebileceği gibi hususlar kişisel def'i mahiyetinde olup 6361 Sayılı Yasa'nın 9-(3) maddesinde yer aldığı üzere davacının çekten kaynaklı şahsi defilerini de davalıya karşı ileri süremeyeceği, bunun yanında davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğu hususunda yeterli kanaat oluşturacak dosyada mübrez delil bulunmadığı gerekçeleriyle sübut bulmayan davanın reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Davalının batık durumda olan dava dışı müşterilerinden çekleri nakde çevirdiğini, böylece TTK m. 687 ve 6361 sayılı 9. maddesi uyarınca borçlunun zararına hareket ettiğini, ayrıca davalının dava konusu çeki gerekli araştırmaları yapmadan kabul ettiğini, Davalı tarafça sunulan faktoring sözleşmesi ekinde yer alan faturaların 14.11.2015 ve 19.11.2015 tarihli olmasına karşın, davaya konu çekin keşide tarihinin 31.08.2016 olduğunu, dolayısıyla davaya konu çekin faktoring sözleşmesi ve ekinde yeralan faturalarla ilgili olmadıklarını, ayrıca davalı tarafça herhangi bir çek bordrosunun da ibraz edilmediğini, Borç ilişkisine dayanan defilerin davalıya karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının çift imza ile temsil konusunda gerekli araştırmayı yapmadığını, bu nedenle kötü niyetli olduğunu," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: Bilirkişi mali müşavir ... tarafından tanzim olunan 26/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ibraz edilen 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış onaylarının yasal süre içerisinde ve usulüne uygun yaptırıldığı, söz konusu defterlerin e-defter beratları ile şirketin e-defter uygulamaları kapsamında olduğunu, dava dosyasında davalı taraf yasal defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığı ve davacının davaya konu çeki keşide eden şirket ortağı olduğu ayrıca davalının ilgili çekin son yasal hamili olduğu, davalının 31/08/2016 keşide tarihli ... numaralı 50.000,00-TL bedelli çeki 12/06/2015 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden 07/12/2015 tarihinde A2765 referans numarası ile kayıtlarına aldığının görüldüğü, davalı ... şirketinin dava konusu çeki dava dışı ... firmasından finansal kiralama faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluş ve çalışma esaslarına uygun bir şekilde aldığı, dava dışı şirkete çek bedelini ödediğini, davalı şirketin dava konusu çeki iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket ettiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu çekin şirketi temsilen çift imza ile keşide edilmesi gerekirken durumun aciliyetine binaen sonradan tamamlanmak üzere kendisi tarafından tek imza ile düzenlenerek dava dışı şirkete verildiğini, çekteki imza eksikliği giderilmeden üçüncü kişilere ciro edilemeyeceğinin kararlaştırılmasına karşın çekin ciro edildiğini, ayrıca çekin karşılığı malın da kendilerine verilmediğini beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, çekin faktoring mevzuatına uygun olarak sözleşme ve fatura karşılığı temlik alındığını, çekteki yetkisiz temsil nedeniyle davacının kişisel sorumluluğunun bulunduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, "Dava konusu çekin faktoring sözleşmesi kapsamında davalıya ciro edildiği, davalının gerekli kayıtları defterlerine işlediği ve fatura tanzim ettiği, faktoring firmasının bile bile borçlunun (davacının) zararına hareket ederek kambiyo senedini ele geçirdiği yönünde herhangi bir delile tesadüf edilmediği, davacının 'Malların teslim edilmediği, bedellerinin ödenip ödenmediği, çekteki ikinci imzanın tamamlanmasından sonra çekin ciro edilebileceği' gibi hususlar kişisel def'i mahiyetinde olup, davacının çekten kaynaklı şahsi defilerini davalıya karşı ileri süremeyeceği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğu hususunda delilin de bulunmaması nedeniyle davanın reddine" karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu çekin faktoring sözleşmesi kapsamında davalı şirkete ciro ve temlik edildiği, sözleşme kapsamında gerekli faturaların ibraz edildiği, dava dışı keşideci şirketin çift imza ile temsili zorunlu olduğu halde davacı tarafından şirket kaşesi altına imza atılarak tek imza ile tedavüle konulması halinin TTK. 590. maddesinde yer alan özel hüküm uyarınca davacının çekten bizzat sorumlu olması sonucunu doğuracağı, buna göre diğer cirantalar yanında davacının sorumluluğu yoluna gidilmesinde hukuka aykırılığın bulunmadığı, davalı ... firmasının 'çift imza yönünden araştırma yapmasının' gerekmediği ve bu yönden davalıya yüklenecek bir kusurun bulunmadığı, çeke karşılığı malların davacıya veya temsil ettiği dava dışı şirkete teslim edilmemesi hususunun şahsi defi niteliğinde olup davalı ... firmasına karşı ileri sürülemeyeceği, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.