
Esas No: 2019/909
Karar No: 2021/1817
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/909 Esas 2021/1817 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/909 Esas
KARAR NO: 2021/1817
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2018
NUMARASI: 2015/728 2018/88
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı ..., davalılardan ...'ndan 1998 yılında Esenlerde aldığı 2 daire karşılığında senetler tanzim edip verdiğini, ancak dairelerin bitirilip kendisine teslim edilememesi nedeniyle 10 adet senedi ödemediğini, ancak daha sonra bu senetleri davalı ...'e ödemesine rağmen kendisine iade edilmediğini, bunun üzerine 27/05/2000 tarihli ibraname düzenleyerek davalının kendisine verdiğini, ancak bu senetlerin diğer davalı ... tarafından kötü niyetli olarak icra konulduğunu, savcılığa suç duyurusunda bulunulmuşsa da zaman aşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini, davalı ...'in şikayet dilekçesinde, senetlerin diğer davalılar tarafından sahte kaşe ve imza ile ciro yapmak suretiyle senetlerin icraya konulduğunu beyan ettiğini belirterek, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takibe konu 10 adet senetle ilgili menfi tespit ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan ... vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu borcun ödenerek tahsil edildiğini, ibranamelerin düzmece olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 oranında tazminata hükmolunmasını talep etmiş; diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24.01.2018 tarih ve 2015/728 Esas - 2018/88 Karar sayılı kararıyla; davalı ...'nun açık beyan ve ikrarı karşısında davacılar murisinin takip konusu senetler nedeniyle bu davalıya borçlu olmadığının anlaşıldığı, diğer davalı ciranta ...'ın ise sahtecilik yapmak suretiyle senedi ciro ile devraldığı, iktisapta ağır kusurlu ya da kötü niyetli olduğunun anlaşılamadığı gerekçeleriyle "Davanın KISMEN KABULÜ ile; -İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra takip dosyasına konu edilmiş senetler nedeniyle davacı müteveffa ...'ın (yasal mirasçıları) davalılardan ...'na İİK'nın 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespitine; -Diğer davalı ciranta ... yönünden kötü niyet iktisabı ispatlanamadığından davanın reddine, -Davanın ... yönünden koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, -Her ne kadar ihtiyati tedbir verilmişse de tatbik edilmediğinden ve takip fiilen durdurulmadığından, davalı ... vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin de reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "İcra borcunun ödenmiş olması nedeniyle mahkemece davalı ...'e yönelik istirdat kararı verilmesi gerekirken menfi tespit talebinin kabul edilmesi kararının hatalı olduğunu, ayrıca aradan geçen zaman gözetilerek faiz ile ilgili karar oluşturulmasının ve icra vekalet ücretinin de gözetilmesi gerektiğini, Davalı ... yönünden deliller toplanmadan karar verildiğini, tanık dinletme talebinin haksız olarak reddedildiğini, Senetler üzerindeki ciroların sahte olup olmadığına ilişkin imza ve kaşeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, Davalı ...'a yemin teklif edilmesine ve yemin davetiyesinin tebliğ edilmesine rağmen, yemin etmeyen davalı yönünden aleyhe karar verilmesi gerekirken mahkemece yemin teklifinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle aksi yönde karar verilmesinin usule aykırı olduğunu," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonoların davalı ...'e verdiği bonolar olduğunu, bonoları ödemesine rağmen kendisine iade edilmediğini, davalının 27/05/2000 tarihli ibraname düzenleyerek kendisine verdiğini, ancak bu bonoların diğer davalı ... tarafından kötü niyetli olarak icra takibine konulduğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ..., iddiaları kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, "...davalı ...'nun açık beyan ve ikrarı karşısında davacılar murisinin takip konusu senetler nedeniyle bu davalıya borçlu olmadığının tespitine, diğer davalı ciranta ...'ın ise sahtecilik yapmak suretiyle senedi ciro ile devraldığı, iktisapta ağır kusurlu ya da kötü niyetli olduğunun anlaşılamadığı gerekçeleriyle bu davalıya karşı açılan davanın reddine..." karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının 'bonoların haksız ele geçirildiği - imza ve kaşede sahtecilik yapıldığı' iddiasına dayandığı ve bu konuda grafolojik inceleme yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; imzaların istiklali ilkesi gereğince keşidecinin kendisinden sonra gelen lehtarın imzasının sahteliğine dayanamayacağı hususu gözetildiğinde, mahkemenin bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmaması yönündeki uygulaması yerinde görülmüştür. Her ne kadar mahkemece davalı ... yönünden davacıya yemin teklifi hakkının hatırlatılması ve akabinde yemin konusundaki usul işlemlerinin yapılması yoluna gidilmiş ise de; bonoların bedelsizliği ve sahteliği gibi konusu suç teşkil edebilecek iddiaların ispatı için yemin teklifinin mümkün olmaması karşısında, mahkemenin yemin delilini dikkate almadan değerlendirme yapması yerindedir. Mahkemece davacının tanık dinletme talebi reddedilmiş ise de; senetlerin kötüniyetli iktisabı hususunda davacı tanıklarının dinlenmesinin mümkün olduğu gözetilerek davacının göstermiş olduğu tanıkların dinlenmesi gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılması hatalıdır; ayrıca davalı ... yönünden kurulan hükümde, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde davaya konu bonoların ödendiğini beyan etmesi karşısında, davaya konu miktar yönünden ne kadarlık ödemenin yapıldığı icra dairesinden sorulmak ve davacıya bu konudaki talebi açıklattırıldıktan sonra, yapılan ödemelerin istirdadı gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olduğundan, belirtilen yönlerden yeniden yargılama yapılması gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf talebi bu yönlerden kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/01/2018 tarih, 2015/728 esas, 2018/88 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 63,73 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 185,03 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.