
Esas No: 2018/3797
Karar No: 2021/1804
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3797 Esas 2021/1804 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3797 Esas
KARAR NO: 2021/1804
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2015/1126 2018/747
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile dava dışı ...-... isimli şahıs şirketi arasında satış sözleşmesi akdedildiğini, ilgili sözleşme çerçevesinde müvekkil şirkete ait çeklerin dava dışı şirkete teslim edildiğini, dava dışı şirketin müvekkil şirkete sözleşme kapsamında teslimi gereken malları sözleşmede belirtilen kesin vadede teslim etmemesi sebebiyle Gebze ...Noterliği'nden gönderilen ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerini ve verilen çeklerin iadesini talep ettiklerini, iade edilmeyen çeklere ödeme yasağı kararı alındığını, ödeme yasağı bulunan 20/09/2015 vade tarihli 15.000-TL bedelli çek dava dışı şirket tarafından iş bu davanın davalısı olan faktoring şirketine temlik edildiğini, davalı şirket çek yönünden ihtiyati haciz kararı alarak İstanbul ...İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını ve müvekkil şirkete ait menkul malların haksız bir biçimde haczedildiğini, dava dışı şirketçe malların müvekkile teslim edilmediğinden müvekkil şirkete kesilen hiçbir fatura bulunmadığını, davalı şirkete temlik edilen çekin dayanağını teşkil eden faturanın sahte olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkil şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın kötü niyetli olması sebebiyle alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çeki müşterisi ...-... ile aralarında aktedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devir aldığını, çekin müvekkile devir ve ciro edilmesini sağlayan faturaya bağlı alacak temliki işlemi 6361 sayılı kanunda belirtilen esaslara ve BDDK'nın belirlediği kriterlere uygun olarak eksiksiz yerine getirildiğini, yasanın öngördüğü prosedür tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmakla müvekkil davacıya karşı iyi niyetli, meşru hamil sıfatını kazandığını, davacının ileri sürdüğü itiraz ve iddialar hukuken şahsi defi niteliğinde olup, davacı ve dava dışı ... arasındaki ilişkide doğrudan taraf olmayan müvekkil firmaya karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin çeki 30.03.2015 tarihinde teslim aldığını, davacının dilekçesinde belirttiği ödeme yasağı kararının 27.07.2015 tarihinde bankaya bildirildiğini, bu tarih müvekkilin çeki iktisap ettikleri tarihten yaklaşık 4 ay sonrası olduğunu, davacının iddiasının aksine müvekkilin dava dilekçesinde belirtilen hususları bilmesi mümkün olmadığını, müvekkil şirketin davacı ve dava dışı ... arasındaki ticari ilişkinin niteliğini bilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile diğer davalının arasında düzenlenen çek üzerinde avans ibaresinin olmadığını, müvekkil şirketin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, davacı tarafın müvekkil şirkete var olmayan sorumluluklar yükleyerek ispat külfetinden kurtulmaya çalıştığını, müvekkil şirketin dava konusu çekin meşru, haklı ve iyiniyetli hamili olduğunu, müvekkilinin davaya konu çeki temlik cirosu ile teslim almadığını, ciro alacağın garanti edilmesi anlamında konulduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı Faktoring şirketinin davaya konu çekin faturaya dayalı ve düzgün ciro ile hamili olduğu, davalının kötü niyetli veya ağır kusurunun ispatlanamadığı, dava dışı ...'nun sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği hususunun dosya kapsamı dikkate alındığında davalıya karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesiyle; "Faktoring şirketleri 6361 sayılı yasanın 9/2 fıkrasında belirtildiği üzere ancak faturaya dayalı olan kıymetli evrakları temlik alabileceğini, dava konusu olayda dava dışı ...'nun sözleşme kapsamında davacıdan aldığı çeki davalı faktoring şirketine temlik ettiğini, temlikin geçerli olması için malların davacıya teslim edildiğini gösteren irsaliye ve faturanın ibrazının gerektiğini, Çek keşidecisi olan davacı ile lehtar arasındaki def-ilerin, faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceğini, davalı faktoring şirketinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğu savunmasına itibar edilemeyeceğini, davacının dava dışı hamil ...'na karşı ikame ettiği menfi tespit davasını da kazanması karşısında, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği." beyanıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: *30.09.2015 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek (Keşidecisi davacı, lehdarı dava dışı ..., hamili davalı faktoring şirketi olan, davaya konu çek). *İstanbul ...İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı dosyası (menfi tespite konu). *Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/634 E.sayılı dosyası (Davacı tarafından dava dışı lehdara karşı açılan ve kabul ile sonuçlanan menfi tespit davası.)
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, icra takibine konu edilen çekin keşidecisi olduğunu, verilen çek karşılığı malların dava dışı lehdar tarafından kendilerine teslim edilmediğini, lehdara karşı açılan menfi tespit davasının kabul ile sonuçlandığını, çekin lehdar tarafından içeriği teslim edilmemiş faturaya dayalı olarak davalı faktoring firmasına temlik edilmesinin usule aykırı olduğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise çekin faktoring hukukuna uygun olarak ciro yoluyla temlik alındığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10.07.2018 tarih ve 2015/1126 Esas - 2018/747 Karar sayılı kararıyla; "Davalı Faktoring şirketinin davaya konu çekin faturaya dayalı ve düzgün ciro ile hamili olduğu, davalının kötü niyetli veya ağır kusurunun ispatlanamadığı, dava dışı ...'nun sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği hususunun dosya kapsamı dikkate alındığında davalıya karşı ileri sürülemeyeceği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının davaya konu çekin keşidecisi olduğu, davacının çeki aralarındaki ticari ilişki kapsamında dava dışı lehtar ...'na verdiği, ancak lehtarın çek karşılığı mal teslimini yapmadığı, bu hususun Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/09/2017 tarih ve 2015/634 Esas - 2017/683 Karar sayılı ilamı ile sabit olduğu, belirtilen mahkeme kararının 08/12/2017 tarihinde kesinleştiği, lehtarın davaya konu çeki faktoring ilişkisi kapsamında dosyamızın davalısı faktoring şirketine ciro ve temlik ettiği, bu durumda çek keşidecisi olan davacı ile lehtar arasındaki defilerin faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği, çek karşılığı ürünlerin davacıya teslim edilmemesi karşısında çekin bedelsizliği durumunun yukarıda belirtilen mahkeme kararı ile sabit olması karşısında davacının davaya konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi zorunlu olduğundan, davacının istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/07/2018 gün, 2015/1126 Esas, 2018/747 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile; İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası (Ve takibin dayanağı olan ... Bankası Çayırova Şubesi'ne ait, keşidecisi davacı şirket olan 30/09/2015 keşide tarihli, 15.000 TL tutarında çek) kapsamında davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; A)Alınması gereken 1.024,65 TL harçtan, peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, B)Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 256,17 TL peşin harç ile 186,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 470,37 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; A)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, B) İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 46,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 144,60 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.