
Esas No: 2019/24
Karar No: 2021/1794
Karar Tarihi: 21.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/24 Esas 2021/1794 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/24 Esas
KARAR NO: 2021/1794 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2018
NUMARASI: 2017/617 E. - 2018/250 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (FSE Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... ve diğer meslek birliği ... ile davalı borçlu arasında 02.07.2013 tarihli Mağaza, Market, Alışveriş Merkezi, Ticaret Merkezi v.b mahallelere ilişkin Müzik Eseri Lisans Sözleşmesi ile 06.12.2016 tarihli ek protokol akdedildiğini ancak davalının sözleşmenin gereği olan ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının 14.587,30 TL ödeme yaptığını, ancak bakiye borç bulunduğunu beyanla; bu nedenle İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası başlatılan icra takibinde davalının, 9.701,62 TL tutarında asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine yaptığı itirazın, KDV tutarına sehven işletilen 209,36 TL tutarında faiz kısmı hariç 9.492,26 TL üzerinden iptaline, kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden bahisle, davalının yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı meslek birliğine sözleşme gereği tüm ödemelerin yapıldığını, buna ilişkin belgeleri dosyaya ibraz ettiklerini, müvekkilinden alacağı olmadığı halde icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında borç ve alacak ilişkisi olmadığını, davacının fahiş faiz ve KDV taleplerinde bulunulduğunu , bu faiz ve KDV tutarlarına itiraz ettiklerinden bahisle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili lehine %20'den az olmamak kaydı ile davacı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 02/11/2018 tarihli 2017/617 E- 2018/250 K sayılı kararıyla; ".. dava tarihi itibariyle davacının davalı taraftan cari hesap nezdinde alacağının bulunmadığı, davalı tarafın iade faturalarının davacı kayıtlarına işlendiği yine bakiye borcun itirazı kayıt ileri sürmeksizin takip sonrası itiraz öncesi tahsil olunduğu şu hale göre davalının itirazında haklı olduğu " gerekçesiyle; davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı tarafça ödenmesi gereken mali hak bedelinin dayanağının fatura değil, sözleşme olduğunu, müvekkilinin iade fatura almış olmasının, sözleşmeden doğan takibe konu tüm borcun kapatıldığı anlamına gelmeyeceğini, davalı şirketin bakiye borcunun bulunduğunu, bilirkişi raporunda da bu hususun tespit edildiğini, faiz hesaplandığını, sözleşme ile belirlenen mali hak bedeli muaccel olduğundan, davalının temerrüde düşmesi nedeniyle faiz alacağının da muaccel hale geldiğini, sözleşmenin mali şartlar başlıklı 6/a maddesinde, sözleşmede belirtilen mali hak bedellerinin ilgili yılın en geç (3) üçüncü ayının ilk iş gününe kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve ödeme yapılması gereken tarihin açıkça gösterildiğini, sözleşmenin 5/d maddesinde aylık %2,03 gecikme faizinin ödeneceğinin kabul ve beyan edildiğini, yıllık %24,36 oranında faizin kabul edildiğini, belirtilen tarihlerde ödeme yapılmadığından temerrüt faizinin de muaccel hale geldiğini, kısmi ödeme halinde bakiye borç üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm kurulmasının, kısmi ödemeler nedeniyle bakiye borcun tahsil edilememesine yol açtığını, davalının temerrüt faizi nedeniyle bakiye borcunun bulunduğunu, davalının sözleşme nedeniyle borçlu olduğu miktarı bildiği ve borcun likit olduğunu, inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER; İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyasının incelemesinde, alacaklı ... tarafından , borçlu ... A.Ş aleyhine 17.278,82 TL 2016 dönemi mali hak bedeli, 3.148,19 TL işlemiş faiz, 3.110,19 TL 2016 yılı KDV tutarı, 209,36 TL İşlemiş faiz, 542,36 TL Faiz KDV olmak üzere, toplam 24.288,92 TL tutarında icra takibi başlatıldığı, borçlunun 7 günlük yasal süre içinde borca, faize, faiz oranına, faizin KDV'sine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 28.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda; "... davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafın davalı ile olan ticari ilişkisini takip ettiği cari (açık) hesabın 29.11.2016 (icra takip tarihi) tarihi itibariyle 20.389,01 TL borç bakiyesi verdiği, davalı tarafından 20.12.2016 tarihinde 4.513,29 TL ve 22.12.2016 tarihinde 1.288,42 TL tutarında iade faturaları kesildiği, davacı tarafından söz konusu faturaların kayıtlara alındığı, davalı tarafından davacı tarafa 23.12.2016 tarihinde 14.587,30 TL tutarlı EFT yapıldığı, davacı tarafın kendi ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan cari hesap nezdinde alacağının bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturanın taraflar arasında imzalanan sözlemeye uygun olduğu, davacı tarafından icra takibinde talep edilen 542,36 TL'ye faiz KDV'si için fatura düzenlenmediği, bu nedenle davacı tarafın hesaplanan faiz tutarı için talep ettiği KDV tutarının yerinde olmadığı, icra takibinde talep edilebilecek işlemiş faiz tutarının 3.148,19 TL olarak hesaplandığı, dava tarihine kadar 246,82 TL işlemiş faiz talep edilebileceği .. " beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, mahkemece davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin karara karşı istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında sözleşme ve cari hesap ilişkisi bulunduğu, davacı tarafça davalıya takibe konu 17.278,82 TL 2016 dönemi mali hak bedeli, 3.110,19 TL KDV bedelli 27/06/2016 tarihli fatura düzenlendiği anlaşılmıştır. Davalı şirketin 23.12.2016 tarihinde davacıya kısmi ödeme yapmakla birlikte, takibe konu asıl alacağa ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı tarafın kendi ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan cari hesap nezdinde alacağının bulunmadığı, bakiye borcun ihtirazi kayıtsız takip sonrası itiraz öncesi tahsil edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, icra takibinde alacaklı tarafça işlemiş faiz talebinde bulunulduğundan, kısmi ödeme alınırken ihtirazi kayıt konulmasına gerek bulunmamaktadır. Takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemeler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup mahkemece resen gözetilmelidir. Bundan başka Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin son uygulamaları da takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemelerin asıl alacaktan düşülmesi gerektiği yolundadır. (Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2020/2746 Esas - 2020/5173 Karar ve 2020/2729 Esas - 2020/5106 Karar sayılı Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile, davalının davacıya 01/12/2016 takip tarihi itibarıyla, cari hesabın 20.389,01 TL borç bakiyesi verdiği, davalı tarafından 20.12.2016 tarihinde 4.513,29 TL ve 22.12.2016 tarihinde 1.288,42 TL tutarında iade faturaları kesildiği, davacı tarafından söz konusu faturaların kayıtlara alındığı, davalı tarafından davacı tarafa 23.12.2016 tarihinde 14.587,30 TL tutarlı EFT yapıldığı tespit edilmiştir. Buna göre somut olay bakımından, davacı vekilinin dava dilekçesinde 9.492,26 TL alacak üzerinden itirazın iptali davası açtığı, bu alacağın davacı tarafça defterlerine işlenen 4.513,29 TL ve 1.288,42 TL bedelli iade faturaları nedeniyle 5.801,71 TL'lık kısmının yerinde olmadığı, ancak takip tarihine kadar işlemiş 3.148,19 TL faiz alacağı ve 542,36 TL işlemiş faizin KDV alacağı talebinin yerinde olduğu, davacı tarafın işlemiş faiz ve KDV tutarı talebinde haklı olduğu, bu kısım üzerinden inkar tazminatı talep edebileceği kanaatiyle, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, farklı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ'nin 02/11/2018 tarihli 2017/617 E. - 2018/250 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 4-A)Borçlu davalının İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2016/38373 takip sayılı dosyasına itirazının kısmen kabulüne, icra takibinin 3.148,19 TL işlemiş faiz ve 542,36 TL Faizin KDV'si alacağı üzerinden devamına, B)Faize faiz işletilemeyeceğinden takipten itibaren faiz talebinin ve fazlaya ilişkin, 5.801,71 TL'lık alacağa yönelik davanın reddine, C) Davacı tarafın takipte haklı olduğu kısım üzerinden, %20 oranında (738,11 TL ) inkar tazminatı hesaplanarak, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5- İlk derece yargılama giderleri; A) Alınması gereken 252,10 TL harçtan peşin yatırılan 40,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 211,43 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına, B) Davacı tarafça yapılan 40,67 peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı , 4,60 TL vekalet harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 232,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.009,17 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre, 392,36 TL giderin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, C) Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.'ne göre 3.690,55 TL nispi vekalet ücreti taktirine, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, D) Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, davanın reddedilen kısmı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.'ne göre 5.801,71 TL nispi vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, E)Davalı tarafça gider yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,50 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.