17. Hukuk Dairesi 2015/4912 E. , 2015/14016 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm,davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kasko sigorta poliçesi ile sigortaladığı davacı aracının, yeni yapılan yolda mıcıra kapılıp kaydığını ve yol kenarındaki kaldırım taşlarına çarparak hasarlandığını, davacının tamir masrafı olarak 8.013,97 TL. ödediğini, yapılan ihbar ve başvuruya rağmen davalının ödeme yapmadığını belirterek 8.013,97 TL"nin davalıya başvuru tarihi olan 25.10.2007 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının hasar ihbarı üzerine eksper tarafından araç üzerinde inceleme yapıldığını, polisin olayı inandırıcı bulmadığından kaza tespit tutanağı düzenlemediğini, sadece beyan edilen kazanın belirtilen yer ve zamanda oluşmadığı kanaatini içerir tutanak düzenlendiğini, davacının doğru beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle ödeme yapmayacaklarını 10.12.2007 tarihinde davacıya bildirdiklerini, eksper tarafından hasarın 6.596,00 TL. olarak saptandığını, davacının ticari faiz isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 7.783,50 TL"nin 10.11.2007 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve 20.10.2007 tarihli rizikonun poliçe yürürlük süresi içerisinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan TTK"nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekil de değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5.maddesi ve TTK 1292/3 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; 20.10.2007 tarihinde trafik kazasının meydana geldiği,kazaya müdahale eden polis ekiplerinin davacı anlatımına uyumlu bulmadıkları kaza ile ilgili kaza tespit tutanağı düzenlemeyip olay tutanağı düzenledikleri görülmektedir. Mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan üçlü heyetten alınan rapor ile, hasarın kaza ile uyumlu ve davacı tarafın iddia ettiği şekilde gerçekleştiğinin tespit edilmiş olması, davada menfaati bulunmayan tarafsız görgü tanıklarının da rizikonun teminat içinde olduğunu doğrular anlatımlarda bulunması, yukarıda anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı kasko şirketinin ispata yarar delil getirememiş olması gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... şirketi, hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde gerçekleşmediği iddiasında bulunmuş ise de oluşun farklı olduğuna dair açıklama ve delil getirememiştir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazanın ihbar olunan yer ve zamanda gerçekleşmediği hususunun sabit olmadığı, kaldı ki bu husus sabit olsa bile, bunun tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır. Bu durumda mahkemece, davaya konu rizikonun gerçekleşmesiyle davacı aracında meydana gelen ve ehil bilirkişi heyeti tarafından miktarı hesaplanan hasarın, kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğunun kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş ve hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 398,69 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.