Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/209
Karar No: 2021/1762
Karar Tarihi: 20.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/209 Esas 2021/1762 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/209 Esas
KARAR NO: 2021/1762 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2020
NUMARASI: 2020/155 E., 2020/577 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin faturalardan kaynaklanan alacağının davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, Bakırköy İcra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Beşiktaş/İstanbul olduğunu, dolayısıyla Çağlayan icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından alacak dayanağı olarak gösterilen fatura bedellerinin banka havalesi, EFT ve çek ile ödendiğini, 21/05/2014 tarihinde 31/01/2015 tarihine kadar ... ve ... hesaplarına EFT, nakit ve çek ile ödeme yaptıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece 10/04/2017 tarihli ilk kararla; davacının takibe konu ettiği 131.080,00 TL alacağı bulunduğunu kanıtlayamadığı, davacının kendi defterlerinde sadece 27.840,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinde ise davacının 100.000,00 TL borcu bulunduğunun kayıtlı olduğu, buna göre davacının ticari defterlerinde yer alan alacağın tek başına davalıyı borçlu kılmayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24/01/2020 tarih 2017/3614 Esas 2020/128 Karar sayılı ilamıyla; "Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf, alacağa dayanak olarak gösterilen fatura bedellerinin ödendiğini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde davacının, davalıdan 27.800,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinde ise davalının davacıdan 100.000,00 TL alacaklı göründüğü yolunda görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda taraf defterlerindeki bu farklılığın neden kaynaklandığı hususunda bir açıklamaya yer verilmediği görülmüştür. Öte yandan davacı vekili de gerekçelerini göstermek suretiyle bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece gerek davacı vekilinin itirazlarının karşılanması bakımından, gerekse taraf defterleri arasındaki farklılığın neden kaynaklandığı ve hangi tarafın kayıtlarına üstünlük tanınması gerektiği hususlarında istinaf denetimine elverişli ve ayrıntılı incelemeyi içerir ek rapor ya da yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eksik yargılama ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/04/2017 tarih, 2015/475 esas, 2017/320 karar sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda gerekçede belirtildiği üzere araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesinden sonra; mahkemece bilirkişi raporu alınmış ve alınan bu rapor gerekçe yapılarak taraf defterleri arasındaki farklılığın davacının muhasebecisi tarafından eksik ve fazla kayıt tutulmasından kaynaklandığı, takibe konu fatura bedellerinin davalı tarafından gerek nakit gerekse çekle ödendiği, davacıya ait banka hesabına ilişkin dökümlerin değerlendirilmesi sonunda davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi bilakis alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebini ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava sürecinde alınan bilirkişi raporlarının yalnızca miktara ilişkin olarak hazırlandığını, bilirkişilerin davalının defterlerinde bulunan çek ile ödeme kısımlarında çeklerin kime teslim edildiği veya kim tarafından tahsil edildiğine ilişkin açıklamanın ısrarla istenmediğini, bilirkişi raporuna asıl itiraz konusunu oluşturan bu hususun ne yazık ki incelenmeden karar verildiğini, davalının kendi defterlerinde borcu çek ile ödeyerek kapattığı şeklinde kayıtlar tuttuğunu fakat müvekkili tarafından çek alınmadığını, davalının hem davacı şirkete hem de davacı şirket yetkilisine borçlu olduğunu, davalının davacı şirket yetkilisi İlyas İlbey'e olan borcunu çekle ödediğini ve bunu kendi kayıtlarına davacı şirkete olan borcu ödemiş gibi işlediğini, bu nedenle ısrarlı itirazları ve davalı şirketin kayıtlarını tevsik edici belgelerin talep edilmesine rağmen gerçekleştirilmediği, bu itirazı son celsede de tekrarladıklarını ancak dosyanın ciddi eksikliğe ve yanıltıcı beyana rağmen karara çıkartıldığını, raporun eksik ve hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ve ...'in davalıdan 138.080 TL müvekkili şirket yetkilisi ...'in ise 345.000 TL alacaklı iken raporlar neticesinde borçlu duruma düşürülmesinin hukuka aykırı olduğunu, takibin faturalara dayalı olarak başlatıldığını ancak davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir şekilde elden ödeme yapılmadığını, zaten 100.000 TL gibi büyük bir ödemenin banka kanalıyla yapılması gerektiğini, makbuz ile yapıldığı iddia edilen ödemelerin stopajının yapılıp yapılmadığının da ispatlanması gerektiğini, delillerin yeterince değerlendirilmediğini, faturaların mahkemece görmezden gelindiğini, mahkemenin yeterli inceleme yapmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından 08/01/2015 tarihinde Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında davalı aleyhine 131.080,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağı olarak bir kısım faturalara istinaden bakiye alacak gösterildiği, davalının yetkiye ve borca itirazda bulunduğu ve takibin durduğu görülmüştür. Takip dayanağı faturaların oyunculuk bedeline ilişkin olarak düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından verilen replik dilekçesinde müvekkili şirkete elden ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Cevap dilekçesi ekinde sunulan ... takastan çek ödeme dekontunda, davalı tarafından 100.000,00 TL'lik çekin Sayın ... muhataplı olarak ödendiği, açıklama kısmında ... nolu çek ile takastan ödenen ibaresinin bulunduğu, 21/07/2014 tarihli para makbuzunda ... isim ve imzasının bulunduğu ve ...'tan 100.000,00 TL tahsil edildiğinin belirtildiği, 25/06/2014 tarihli gider pusulasında ...'e ödeme yapıldığının düzenlendiği ancak rakamın ne kadar olduğunun okunamadığı, ayrıca bir kısım EFT'lere ilişkin çıktıların sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 18/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2014 ve 2015 yılı defterlerinin sahibine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 27.840,00 TL alacak bulunduğu, davalı defterlerinin 2013 ve 2015 tarihli olanlarının sahibi lehine delil özelliğinin bulunduğu, 2014 yılı defterlerinin ise sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davalı defterlerinde davacı şirketten 100.000,00 TL alacak bulunduğu yolunda kayıt bulunduğu, davacının alacaklı olduğunu ispatlayamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilince rapora itiraz edildiği, yeni bir bilirkişiden rapor alınmasının istendiği görülmüştür. Dairemizce dosyanın ilk derece mahkemesine iadesinden sonra mahkemece alınan 21/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin incelendiği, buna göre; davacının düzenlediği faturaların davalı tarafından muhasebe kayıtlarına işlendiği, davalı defterlerinde davacıya yapılan ödemelerin kayıt altına alındığı, banka kayıtları ile de yapılan karşılaştırmalı incelemede 31/07/2014 tarihli 50.000 TL'lik ve 31/01/2015 tarihli 100.000 TL'lik çekli ödemelerin gerçek olduğu, davalının yaptığı ödemelerin davacı tarafından tahsilat olarak kayıtlarının yapılmadığı, bu kayıtların yanı sıra davacı muhasebesince yapılan diğer eksik ve fazla kayıtların da davacı muhasebesince düzeltilmesi sonucu davalı kayıtlarını doğrular nitelikte davacı muhasebe kayıtlarının davalı lehine 100.920 TL alacak bakiyesi vermesi gerektiği, buna göre yapılan karşılaştırılmalı inceleme sonucu davalının davacıdan 100.920 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, rapor ekinde ... Bankasının mahkemeye gönderiği 18/04/2016 tarihli yazı ve eklerinin sunulduğu, ayrıca 31/01/2015 tarihli çek fotokopisinin bulunduğu görülmüştür. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği ve itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise borcun ödendiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; 10/04/2017 tarihinde verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine yargılamada eksiklik bulunduğu, davacı vekilinin itirazlarının karşılanmadığı ve taraf defterleri arasındaki farklılıkların neden kaynaklandığı ve hangi tarafın kayıtlarına üstünlük tanınması gerektiği hususlarında ek rapor ya da yeni bir bilirkişi raporu alınması yönünden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, Dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece bilirkişi raporu alınmış ve bu rapor doğrultusunda davanın reddine karar verildiği, kararın da davacı vekilince istinaf edildiği görülmüştür. Mahkemece 23/11/2020 tarihli 2020/155 Esas - 577 Karar sayılı karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi Yargıtay denetimine de elverişli olduğu, bilirkişi raporunda taraf defterleri arasında farklılıkların neden kaynaklandığı hususunun irdelendiği, buna göre davacı şirketin muhasebe kayıtlarında hatalı kayıtlar yapıldığı ve hatalı olduğu belirtilen kayıtların rapor içeriğinde ayrıntılı olarak gösterildiği, buna göre davacının davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece söz konusu rapora dayalı olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2021



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi