
Esas No: 2019/35
Karar No: 2021/1771
Karar Tarihi: 20.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/35 Esas 2021/1771 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/35 Esas
KARAR NO: 2021/1771 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/963 E., 2018/394 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bonoda müvekkilinin babası ... adına ciro bulunduğunu, ciro işlemindeki imzanın da müvekkilinin babasına ait olduğunu ancak cirolama işlemi sırasında müvekkilinin telefon numarası yazıldığını, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığını belirterek menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/11/2017 tarihli dilekçesiyle, icra dosyasına 2.565,14 TL ödeme yaptıklarını belirterek bu tutarın tahsil tarihinden itibaren yasal faiziyle ayrıca icra kasasında emanet olarak bulunan 3.938,15 TL'nin de tahsil tarihinden itibaren yasal faiziyle müvekkiline iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalının davaya cevap vermediği görülmüştür. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; takip konusu senetteki keşideci ve ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığı, senette davacının adının yer almadığı gibi imzasının da bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle "davanın kısmen kabulü ile davacının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasındaki takibin davacı yönünden durdurularak davacı yönünden eski hale iadesine, İcra Müdürlüğünce davacı tarafın maaşından kesilen ve henüz davalıya ödenmeyen 3.934,15 TL nin davacıya iadesine, davalıya ödenen 2.565,14 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı tarafın kötü niyeti nazara alınarak takip konusu alacağın %20' si oranında tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiş kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; davacının takibe ve bonoya itiraz etmeyip takibin kesinleştiğini, bu nedenle maaşına haciz konulduğunu, davacının maaş kesintisine de itiraz etmediğini, daha sonra da takibi sürüncemede bırakmak amacıyla bu davayı açtığını, bilirkişi raporunun davacı beyanları üzerine tesis edildiğini, rapora esas olan imza örneklerinin Yargıtay İçtihatlarında belirtilen nicelikten yoksun olduğunu, raporun içeriğinin hükme esas alınamayacağını, itirazın da dikkate alınmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı takip başlatıldığı, takip tutarının 6.503,29 TL olduğu, takip dayanağının 15/01/2013 tanzim 30/06/2013 vade tarihli 5.000 TL bedelli keşidecisinin dava dışı ... Ltd. Şti, lehtarı dava dışı ... Ltd. Şti., sonraki cirantanın dava dışı ..., hamilin ise davalı olduğu, senedin şahsen kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan grafolog bilirkişi raporunda; dava konusu senetteki keşideci ve ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İcra Müdürlüğü'nde davacının hesabından kesilen tüm kesintilerin tarih ve miktarlarıyla dosyaya gönderildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takibe konu bonoda bulunan ciro işlemindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu bonodaki keşideci ve ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır. Buna göre davacının iddiaları kanıtlanmıştır. Davacının takibe itiraz etmemesi mutlak defi niteliğindeki sahtelik iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açmasına engel değildir. Öte yandan alınan bilirkişi raporu da ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan davalı vekilinin ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 444,23 TL harçtan peşin alınan 111,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 333,17 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 20/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.