Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/173
Karar No: 2021/1774
Karar Tarihi: 20.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/173 Esas 2021/1774 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/173 Esas
KARAR NO: 2021/1774 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2020
NUMARASI: 2019/816 E., 2020/503 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan faturalı alacağının tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, takibin haksız ve dayanaksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı vekili karşı davasında, taraflar arasındaki 15/03/2014 tarihli sözleşmede ürünlerin kararlaştırılan tarihten geç teslim edildiğini, geç teslimden dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, gerek uğranılan zararlar, gerekse sözleşmede kararlaştırılan gecikme bedelinin tazmini için işbu karşı davayı açmak zorunda kaldıklarını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 63.299,00 TL tazminat ve 51.202,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 114.501,00 TL'nin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı vekili, cezai şartın tek tarafı bağlayacağı yönünde sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığını, yine detayının da yer almadığını, taraflar arasındaki sözleşmede teslim tarihinin 15/03/2014 tarihi olarak kesin vade ile belirlendiğini, ticari hayatta gecikmelerin olduğunu, davalı-karşı davacının temerrüt durumunda akdin ifasından vazgeçerek akitten dönme ya da zararının giderilmesi gibi seçimlik haklarını kullanmayarak gecikmiş ifayı kabul ettiğini bildirerek karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemesince 27/02/2017 tarihinde verilen 2015/106 E. 2017/166 K.sayılı ilamla "davacının davalıdan 52.348,21 TL alacaklı olduğu, bu hususun davalı ticari defterlerinde de yer aldığı gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 52.348,21 TL üzerinden iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacının kendi edimini yerine getirmediğinden cezai şart kapsamında tazminat isteyemeyeceği, fazladan nakliye ücreti ödediğine ilişkin iddiasını da ispatlayamadığı" gerekçeleriyle karşı davanın reddine karar verilmiş, kararın davalı-karşı davacı vekili istinaf edilmesi üzerine Dairemizce verilen 16/10/2019 tarih 2017/2201 Esas - 2019/2154 K.sayılı ilamla "Asıl dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Karşı dava ise malların geç teslim edildiği iddiasına dayalı olarak uğranıldığı belirtilen zarar ve cezai şartın tahsiline ilişkindir. Mahkemece, bilirkişilerden rapor alınmış ve hükme dayanak yapılmış ise de, davalı-karşı davacı vekilince söz konusu rapora karşı gerekçeleri gösterilmek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz edildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece bilirkişi heyetine uluslararası taşımacılık ve gümrük işlerinden anlayan bir uzmanın da eklenmesi suretiyle mevcut bilirkişilerden karşı davadaki taleplere ilişkin olarak ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/02/2017 tarih, 2015/106 esas, 2017/166 karar sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda gerekçede belirtildiği üzere yargılamaya kaldığı yerden devam edilerek bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, bu aşamada sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesinden sonra; mahkemece alınan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak" taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davacı tarafın belirlenen alacağı istinaf'ın kaldırma kararı öncesinde hüküm altına alındığı, iş bu alacağa yönelik İstinaf Mahkemesi'nin herhangi bir kaldırma kararının söz konusu olmadığı, karşı dava yönünden bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere; sözleşmedeki teslim süresine uyulmaması nedeniyle karşı davacının talep edebileceği cezai şart tutarının 51.260,00-TL olduğu bu bağlamda taleple bağlı kalınarak 51.202,00-TL cezai şartın davacı - karşı davalıdan tahsiline, davalı - karşı davacının tazminat isteminin ise kanıtlanamadığı" gerekçesiyle asıl dava yönünden mahkememizce daha önce verilen karar yönünden İBAM tarafından herhangi bir kaldırma kararı verilmediğinden ve mahkememizce verilen ilk karar kesinleştiğinden, asıl dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden, davalı- karşı davacının davasının kısmen kabulüne, taleple bağlı kalınarak 51.202,00-TL cezai şartın karşı dava tarihi olan 14/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı- karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve kararı davacı karşı davalı ... AŞ.vekili istinaf etmiştir. Davacı karşı davalı ... AŞ.vekili istinafında; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK'nun 179/2 maddesi gereğince ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilecek olduğunu, buna göre davalı karşı davacının talep hakkı bulunmadığını, zira davalı karşı davacının malları ihtirazi kayıt düşmeden kabul ettiğini, cezai şartın borçlunun asıl borcunu ileride hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edim olduğunu, bu nedenle cezai şartın asıl borca bağlı olarak ve ancak borcun ihlali ile doğabilecek olan fer'i bir edim olduğunu, Türk Hukuku'nda cezai şartın seçimlik cezai şart, ifaya eklenen cezai şart ve ifa yerine cezai şart olarak düzenlendiğini, karşı davacının cezai şart talebinin ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olup karşı davacının ifayı çekincesiz olarak kabul ettiğini dolayısıyla da artık cezai şart talep etme hakkı bulunmadığını, Yargıtay 15 HD'nin 2018/5157 Esas 2019/1312 Karar, 2015/2097 Esas 2016/1190 Karar sayılı ilamlarının da bu yönde olduğunu, cezai şart ödemeyi kabul ettikleri yolundaki beyanların kabulünün mümkün olmadığını, cezai şartın dayanağı olarak gösterilen sözleşmede ... isimli bir kişinin imzası bulunduğunu, bu kişinin şirket adına sözleşme yapma yetkisi olmadığını, müvekkilinin böyle bir sözleşmeden haberi olmadığını, yetkisiz kişi tarafından imzalanan sözleşmeyle müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, kabul anlamına gelmemek şartıyla davacının gecikme zararı talep hakkı olduğu kabul edilse dahi, sözleşmede gecikme cezasının tek kalem olarak belirlendiğini, günlük olarak her gün için gecikme zararının istenemeyeceğini, sözleşmede en geç 15 Nisan'da teslim edileceğinin geç teslim nedeniyle % 0,05 cezai şart uygulanacağının belirtildiğini, yani süre ne kadar olursa olsun cezai şartın sabit olduğunu, buna göre tek seferlik orana göre hesaplama yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin istinaf mahkemesinin kararını yanlış yorumladığını, istinaf mahkemesinin kararında eksik incelemeye dayanıldığını ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulduğunu, cezai şart hesabında sebepsiz zenginleşmenin olmaması gerektiğini, yine sözleşme ile cezai şart arasında bir denge olması gerektiğini, hakkaniyet gereği bir indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. İcra dosyasının fotokopisinin incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 07/01/2015 tarihinde faturalara dayalı olarak toplam 60.008,17 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Cevap dilekçesi ekinde sunulan 15/03/2014 tarihli adi yazılı sözleşmenin davalı ile ... arasında düzenlendiği, sözleşmenin elle yazılı olduğu ve sözleşme sonunda ürünlerin tamamı en geç 15 Nisan'da teslim edilecek, gecikme cezası %0.5 cezai oran uygulanacaktır. şeklinde olduğu görülmüştür. ... tarafından ... isimli şahsa çekilen 04/07/2014 tarihli e-mailde anlaşmaya göre sözleşmede gecikmelere ilişkin 3/1000 gecikme cezası olacağı şeklinde madde olduğu, nakliye bedeli ödenecek şeklinde bir maddenin bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 52.198,06 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde ise davalının davacıya 52.198,06 TL borçlu gözüktüğü, taraf defterlerinde herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davalı-karşı davacının cezai şart isteyebilmesi için kendi borcunu ifa etmiş olması gerektiği, aksi takdirde karşı tarafın cezai koşulu ödemekten kaçınacağı, TBK'nun 182.maddesine göre hakimin re'sen ceza miktarını indirme hakkı bulunduğu, davalı tarafın sözleşmede kendi üstüne düşen borcu ifa etmemiş olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın en son teslim tarihi ile fiili teslim tarihi arasındaki günler kadar mı, yoksa sadece son teslim tarihinden sonra teslim edilen ürünlerin fatura bedeline mi cezai şart uygulanacağına dair herhangi bir netlik olmadığı, mahkemenin gecikme cezasının teslim tarihi ile fiili teslim tarihi arasındaki her gün için 5/1000 oranında talep edilebileceğinin kabulü halinde gecikme cezasının 51.262,00 TL olduğu, mahkemenin bu oranın sadece geciken her fatura bedeline uygulanacağının kabul edilmesi halinde ise gecikme cezası tutarının 1.990,19 TL olduğunu, davalı karşı davacının malların gecikmesi nedeniyle bir tırla gönderilmesi gereken için iki hızlı kamyon gönderdiği savunmasını kanıtlar belgeler sunamadığı, davalı karşı davacı defterlerinde ise geç teslimden dolayı fazladan navlun giderine katlandığı, fazla ödenen bu navlun tutarının 23.840,70 USD olduğu, ancak davalı karşı davacının ibraz ettiği bu faturaların dava dışı sözleşme yapılan ... firmasına yapılan navlunları göstermekle beraber dava konusu somut olayla ilgisi olup olmadığının kendilerince tespit edilemediğini, bu durumun davalı karşı davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı karşı davalının 150.015,00 TL işlemiş faiz isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı-karşı davacı vekilinin 19/07/2016 tarihli dilekçeyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yolunda itirazda bulunduğu, ayrıca dilekçe ekinde kestikleri nakliye faturaları, ödemeye ilişkin defter kayıtları, sevkiyat bilgileri, dava dışı ... firmasına kesilen fatura, çeki listesi , gümrük beyannamesi ve bu firmaya gönderilen malzeme listeleri olduğunu belirttiği, bir kısım fotokopi belgeler sunduğu görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince alınan 15/08/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı karşı davacının zarara uğradığını iddia ettiği 23.840,70 USD tutarında navlun gider farklarının davacı karşı davalı tarafından tazmini sözleşmeyle taahhüt edilmediği, bu miktar alacak iddiası bakımından davacı karşı davalının geciken ifasının sebep olduğunun sabit olmadığı, sözleşmedeki teslim süresine uyulmaması nedeniyle davacı karşı davalının davalı karşı davacı ... Ltd. Şti'ne 51.260 TL cezai şart ödemesi gerektiği, tarafların cari hesap bakiyelerinin aynı olduğu, davacı karşı davalının davalı karşı davacıdan 52.198,06 TL cari hesap borcunun mevcut olduğu, asıl dava ve karşı dava bakımından davacı karşı davalı alacağının 938,06 TL hesaplandığı, takibe konu edilen miktardan ancak bu kadarının talep edilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı karşı davalı vekilinin rapora itiraz ettiği, dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesini istediği ve tek seferlik bir miktar belirlenerek her gün için değil bir kerelik hesap yapılmasını ve sadece geciken faturalar yönünden hesap yapılmasını ayrıca çekincesiz olarak teslim alan davalı karşı davacının davasının reddedilmesi gerektiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava, İİK'nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali talebine, karşı dava ise cezai şart ve uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; 27/02/2017 tarihinde verilen ilk karar Dairemizce davalı karşı davacı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi raporuna ayrıntılı şekilde itiraz ettiği, bu nedenle bilirkişi heyetine uluslararası taşımacılık ve gümrük işlerinden anlayan bir uzmanın da eklenmesi suretiyle karşı davadaki talepler yönünden bilirkişi raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle kaldırma kararı verilmiş, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesinden sonra istinafa konu kararın verildiği, kararın da davacı karşı davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebi; karşı davada hükmedilen cezai şart alacağına ilişkindir.Davacı karşı davalı vekilinin malların geç teslimi nedeniyle davalı karşı davacının ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden cezai şart isteyemeyeceği, kendisinin edimlerini yerine getirmediğinden dolayı cezai şart talep edemeyeceği yolundaki istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan sözleşmeyi imzalayan ...'nın davacı karşı davalı şirket adına sözleşme yapma yetkisi bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin ifa edilmesi nedeniyle bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşmede ürünlerin tamamının en geç 15 Nisan'da teslim edileceği, gecikme cezasının ise % 0.5 olarak kararlaştırıldığı görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; cezai şartın günlük olarak mı tayin edildiği yoksa tüm fatura tutarı üzerinden mi bu oranda cezai şart alınacağı noktasındadır. Taraflar tacir olup ticaretlerine dair eylem ve işlemlerinde basiretli davranmaları gerekir. Sözleşmede malların tamamının 15 Nisan'da teslim edileceği belirtilmiş olup cezai şart oranının günlük olduğu hususunda şüpheye yer vermeyecek derece bir açıklık bulunmadığından bu cezai şart oranının geciken fatura bedeline uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu husus gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin cezai şartın günlük hesaplanacağına dair tespiti ve buna göre hüküm kurması isabetli değildir. Bu açıdan davacı karşı davalı vekilinin cezai şartın belirlenme usulüne ilişkin istinaf talebi bu yönden yerindedir. Dairemiz kaldırma kararından önce alınan bilirkişi raporunda gecikme cezası olarak belirlenen oranın geciken fatura bedeline uygulanmasının kabulü halinde istenebilecek gecikme cezası tutarının 1.990,19 TL olduğu belirtilmiş olup, bu şekildeki hesaplama Dairemizce de yerinde görüldüğünden karşı davada hükmedilmesi gereken tutarın 1.990,19 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı karşı davacının karşı davada reddedilen zarar ve ziyana yönelik istinaf talebi bulunmadığından bu husus Dairemizce değerlendirilmemiştir. Resen bağlamında yapılan değerlendirmede ise Dairemizin 16/10/2019 tarihli 2017/2201 Esas 2019/2154 Karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesi kararı tamamen ortadan kaldırıldığından mahkemenin bu hususu göz ardı ederek asıl davadaki hükmün kesinleştiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair şeklinde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bu husus Dairemizce yeniden kurulan hükümde resen gözetilmiştir. Hal böyle olunca davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş, kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 02/11/2020 tarihli 2019/816 E. - 2020/503 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Davacı-karşı davalının davasının KISMEN KABULÜNE, Davalı-karşı davacının Bakırköy ... İcra müdürlüğünün ... Takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 52.198,06TL asıl alacak , 150,15TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.348,21TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Hükmedilen alacağın %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 4-Karşı davanın KISMEN KABULÜNE, 1.990,19 TL cezai şart alacağının karşı dava tarihi olan 14/04/2015'ten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-İlk derece yargılaması yönünden; -Asıl davada a) Alınması gereken 3.575,91TL harçtan peşin alınan 724,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.851,16 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, b) Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 724,75 TL peşin harcın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, c) Davacı-karşı davalı tarafından sarf edilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 181,00 TL posta masrafı toplamı olan 1.181,00 TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.030,25 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, bakiyenin davacı-karşı davalıya üzerinde bırakılmasına, d)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.108,30 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı-karşı davalıya verilmesine, e)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacıya verilmesine, -Karşı davada a) Harçlar Kanunu'na göre belirlenen 135,94 TL ilam harcın peşin alınan 1.955,39-TL harcının mahsubu ile bakiye 1.819,45 TL'nin karar kesinleştiğinde talep halinde ilk derece mahkemesince davalı karşı davacıya ödenmesine, b) Davalı-karşı davacı tarafından sarf edilen 27,70-TL Başvuru Harcı ile 135,94- TL karar harcı olmak üzere toplam 163,64 TL'nin davanın kabul red oranına göre 2,78 TL'sinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına, c) Davalı - karşı davacı tarafından sarf edilen 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 30,60TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.530,60TL den kabul red oranına göre hesaplanan 26,02 TL'nin davacı -karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmının davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına, d) Davacı - Karşı Davalı tarafından sarf edilen 50,50TL posta masrafından kabul red oranına göre hesaplanan 49,65 TL'nin davalı - karşı davacı alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmının davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına, e) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.990,19 TL vekalet ücretinin Davacı - Karşı Davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren Davalı -Karşı davacıya verilmesine, f) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.638,53TL vekalet ücretinin Davalı -Karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren Davacı - Karşı Davalıya verilmesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı karşı davalı tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, -İstinafa geliş aşamasında davalı karşı davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 60,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 208,60 TL'nin, davacıdan alınıp davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 20/10/2021



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi