Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1351
Karar No: 2021/1783
Karar Tarihi: 20.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1351 Esas 2021/1783 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1351 Esas
KARAR NO: 2021/1783 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2010/157 E. - 2019/40 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... numaralı "..." markasının sahibi olduğunu, davalıların ise ... Ltd. Şti'nin kullanmış olduğu www...com.tr isimli web sayfasında "..." olarak tanıtım yapılan ... Ltd. Şti'nin Anadolu Yakası Bayiiliğini yaptıklarını, 10/02/2010 tarihli aramada "..." isimli iş yerinde ele geçirilen kataloglarda davacının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde markasının kullanılarak radyatör tanıtımının yapıldığının tespit edildiğini belirterek, davalıların davacıya ait marka haklarına tecavüz fiillerinin durdurulmasına ve menine, 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hüküm özetinin masrafının davalılardan alınmak suretiyle Türkiye'de yayınlanan tirajı yüksek bir gazetede bir kez yayınlanmasına karar verilmesi karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde ; müvekkili ...'nin firma ortağı olup, diğer davalı ...' ün firma çalışanı olduğunu, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili ...'nin aynı zamanda yurt dışında ... LTD ve ayrıca ... LTD isimli şirketlerin ortaklarından olduğunu, söz konusu şirketlerin yurtdışında "..." markasının sahibi olduğunu, davacının her ne kadar ihtilafa konu markayı Türkiye' de kendi adına tescil ettirmişse de, söz konusu markanın sadece Türkiye' de davacı adına tescilli olduğunu, nitekim davacının ürünlerinin İtalya'da bir fuarda müvekkilinin şikayeti üzerine toplatıldığını, diğer yandan söz konusu internet sitesi üzerinden yurtiçine satış yapılmadığını ve davacının zararının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14.02.2019 tarihli 2010/157 E. - 2019/40 K.sayılı kararıyla; "..davalı ...'nin işyeri sahibi sıfatı ile sorumlu olduğu, diğer davalı ...' ün ise arama tutanağı ve ceza dosyasındaki ifadelerinden, sadece işyeri çalışanı olmadığı, sürekli olarak yurt dışında yaşayan kardeşi ...'nin firmasının işyeri sorumlusu, ticari vekili sıfatı ile sorumluluğunun bulunduğu, dosya kapsamına celbedilen irsaliyeli faturalarda da davalı ...' ün imzasının olduğu , davaya konu kataloglardaki markaların davacıya ait olduğunu bilebilecek durumda olduğu, kusurlu bulunmakla davalı sıfatının ve tazminattan sorumluluğunun bulunduğu kanaatine varıldığı....Davalı tarafın işyerinde yapılan arama sırasında 688 adet ürün kataloğu ve 35 adet irsaliyeli faturaların bulunduğu, davalı ...'ün ceza dosyasındaki ifadesinden; ürünlerin işyerinde bulundurulmadığı, kataloglardan müşterilere gösterilerek seçildiği ve Tuzla'daki fabrikadan ürünlerin temin edilerek müşteriye gönderildiği, kataloglarda davalı ...'nin işyerinin kaşesinin bulunduğu, davalıya aidiyetinin saptandığı, ürün görsellerinin farklı isimlerle katalogda tanıtıldığı, davaya konu "..." ibaresinin de katalogda ürün markası olarak kullanıldığı, davacının markasının ayırtedici unsurunun birebir olarak ve davacının markasının tescilli olduğu 11.sınıftaki radyatör emtiası bakımından, katalogda ürünlerin satışının teklifine yönelik olarak kullanıldığı...ortalama tüketicilerin her iki ürünün aynı firmaya ait olduğunu düşünebileceği, bu şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, 556 sayılı KHK'nin 61.maddesine tanımlanan markaya tecavüz fiilinin gerçekleştiğinin tespit edildiği" gerekçesiyle; "Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davalıların, davacı adına tescilli ... numaralı ... markasını ürün kataloglarında ürün kataloglarında ve satışını yaptıkları ürünler üzerinde kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine, -Davacıya ait marka haklarına tecavüz fiillerinin durdurulmasına ve men' ine, -3.500,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Davacının fazlaya ilişkin 1.500,00 TL manevi tazminat talebinin reddine, -Hüküm özetinin masrafı davalılardan alınmak suretiyle karar kesinleştiğinde Türkiye' de yayınlanan tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına" karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; 556 Sayılı KHK’nin 6.maddesinde “Bu kanun Hükmünde Kararname ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.” hükmünün düzenlendiğini, aynı mahkemede, aynı özelliklerdeki 2011/14 E. 2013/88 Karar sayılı dosyasında davanın reddedildiğini ve bu kararın, 27.03.2014 tarih 2013/16098 Esas- 2014/6022 Karar sayılı ile onandığını, davacının karar düzeltmeye gitmediğini, kararın kesinleştiğini,“...” markasının müvekkili şirketler grubuna ait olduğunu ve ihdas edilerek ilk kez kullanıldığını. -Manevi tazminat verilmesi için tecavüz eyleminin varlığının şart olduğunu, tecavüzün gerçekleşmesi için ise “kusurun” şart olup, markayı taklit etme amacının olmasının zorunlu olduğunu, marka taklidi yoksa tecavüzün de bulunmadığını, müvekkillerinin taklit amaçlarının hiçbir zaman olmadığını, manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişi haklarına yapılan bir saldırı nedeniyle manevi acı duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan ya da yok olan kimsenin manevi zarar uğramış olması gerektiğini(Yasaman/Yüksel, Karahasan), somut olayda bu koşulların oluşmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ilişkin hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; müvekkilinin uzun yıllardan beri Türkiye’de Kalorifer Radyatörü üretimi alanında faaliyet gösterdiğini, ürünleri kendisinin tasarladığını, tasarımına uygun çeşitli markalar altında da satışa sunduğunu, markalarını TPE nezdinde ayrı ayrı tescil ettirdiğini, dava konusu ... numaralı "..." markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalıların www...com.tr isimli web sayfasında "..." olarak tanıtım yapılan ... Ltd. Şti'nin, Anadolu Yakası Bayiliğini yaptıkları esnada 10/02/2010 tarihli aramada "..." isimli iş yerinde ele geçirilen kataloglarda müvekkilinin markasına tecavüz teşkil edecek şekilde markasının kullanılarak radyatör tanıtımının yapıldığı ve satışa arz edildiğinin tespit edildiğini, mahkemece alınan 15.05.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, taraf markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğu, ilgili ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğunun beyan edildiği, taraflar arasındaki bir çok davada, mahkemenin benzer şekilde davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, kararların temyiz edilmeden kesinleştiğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkemece celp edilen tescil kaydından, ... numaralı "..." markasının davacı adına 06, 11 ve 35. sınıflarda tescilli olduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin 2012/241 Esas sayılı davası ile davacılar ... LTD ve ... LTD şirketlerinin ...'ye karşı aynı marka ile ilgili açtıkları marka hükümsüzlüğü davasının bekletici mesele yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda 2012/241 Esas, 2015/19 Karar sayılı kararla, davanın reddedildiği ve Yargıtay'dan geçerek onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu FSHCM'nin 2010/492 Esas ve 2013/135 Karar sayılı kararı ile ... ve ... hakkında markaya tecavüz suçundan delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildiği anlaşılmıştır. Ceza dosyası kapsamında bulunan Kadıköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/278 Değişik iş sayılı dosyasında bulunan arama ve el koyma tutanağından; arama sırasında ...'ün hazır bulunduğu, tutanağı işyeri sorumlusu olarak imzaladığı, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2010/492 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sırasında verdiği ifadesinde; "...'nin işyeri sahibi olduğu, ücretli olarak bu işyerinde çalıştığı, diğer sanığın İngiltere'de yaşadığı, işyerinde ... markalı ürünlerin satıldığı, arama esnasında ürünün mevcut olmadığını, sadece kataloglar olduğunu, yurt dışına götürmek için ağabeyinin getirdiğini, ürünlerin Tuzla'daki fabrikadan temin edildiğini" beyan ettiği, ...'nin savunmasında da; "1987 yılından beri İngiltere'de yaşadığını, İngiliz firmalarında şirket ortağı olduğunu, adresin Türkiye'de bağlantılı işyeri adresli olduğunu" beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece Marka Vekili bilirkişi ...'ndan alınan kök raporda, bilirkişi tarafından 2010/48 D.İş dosyasının ve 2010/278 D.İş dosyasının örneklerinin dosya içerisine alınması talep edilmiş, bilirkişi rapor örneklerinin dosya içerisine alınması ile, bilirkişinin ek raporda; davacı markasının esas unsurunun ... ibaresi olup, "..." ibaresinin İngilizce'de "tarafından" anlamına geldiğini ve ayırt ediciliğinin bulunmadığını, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik bulunduğunu, davalının marka kullanımının davacının markasının tescil sınıfında olduğunu, bütüncül izlenimde ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğunu beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi ve manevi tazminat talepli davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde yazılı sebepler ve kamu düzeni ile ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılar vekili hükmedilen 3.500 TL manevi tazminat talebine karşı, istinaf başvurusunda bulunmuşsa da; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun'un 41. Maddesiyle HMK'ya eklenen Ek-Madde 1'de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 4.400,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Markaya tecavüze yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde, davalılar vekili müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını ileri sürmüşse de, markaya tecavüz fiilinin oluşması yönünden kusur şartı aranmamaktadır. ... LTD ve ... LTD şirketlerinin ...'ye karşı, dava konusu markanın hükümsüzlüğü davasının mahkemenin 29/01/2015 tarihli 2012/241 Esas, 2015/19 Karar sayılı kararla reddedildiği ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/11/2015 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, “...” markasının, davalıların şirketler grubuna ait olduğu ve ihdas edilerek ilk kez kullanıldığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalılar tarafından, “...” markasının, davacının markasının tescilli olduğu kalorifer emtiasının, işyerindeki kataloglar vasıtasıyla, markanın kapsadığı ürünlerin satışının teklif, tanıtımı ve satışa arz edilmesinde kullanıldığı, davalı markasının asli unsurunu “...” ibaresi oluşturmakla markaya tecavüz teşkil ettiği (bkz. Benzer mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 20/01/2020 tarihli, 2019/2485 Esas-2020/577 Karar sayılı onama kararı) anlaşılmakla davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 239,09 TL nispi harçtan, peşin alınan 60,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 179,09 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davalılar tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi