Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12256
Karar No: 2015/14301
Karar Tarihi: 17.12.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12256 Esas 2015/14301 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/12256 E.  ,  2015/14301 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı tarafından elektronik cihaz sigortası bulunan iş yerindeki cihazların voltaj dalgalanması nedeniyle 22/01/2011 tarihinde hasara uğradığını, olayın meydana gelişinde......ve ........"nin %100 kusurunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı aleyhine Kayseri 2.İdare Mahkemesinin 2013/160 esas sayılı dosyası ile 08/02/2013 tarihinde dava açıldığını, ancak görevsizlik kararı verildiğini, davacı şirkete sigortalı iş yerinde 5.291,00TL hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin sigortalısına 20/04/2011 tarihinde ödendiğini, meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına 5.291,00TL tazminat ödeyen şirketinin TTK 1472 maddesine göre sigortalısının haklarına halef olarak kusur nispetine göre iş bu davayı açmaya hak kazandıklarını, belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 5.291,00TL"nin 20/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; makine kırılması poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İdari yargıda görevsizlik kararı ile sonuçlanan davanın ne şekilde ve hangi sürede adli yargıda (hukuk mahkemesinde) ikame edileceği konusunda HUMK’da bir düzenleme bulunmamaktadır.
HGK"nun 2008/21-140 E-2008/205-K sayılı ilamında "Adli yargı mahkemeleri arasındaki göreve ilişkin uyuşmazlıklarda başvurulan; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi

üzerine, davacının, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe vermesinin gerektiği, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin HUMK m. 193 (HMK m. 20) hükmünün, somut olaya kıyasen uygulanması gerektiği." belirtilmiştir.
Bu konuda öğretide idari yargıda verilen yargı yolu görevsizlik kararı üzerine, görevli hukuk mahkemesine başvurulmasında HUMK m.193 (HMK. m.20) hükmünün kıyasen uygulanması gerektiği savunulmuştur. (KURU, Baki. Hukuk Muhakemeleri Usulü. Cilt 1. Y.2001. S.324, dn.443)
İdari yargıya açılmış bir davada; idari yargı dahilinde başka bir mahkemenin görevli olması hali dışında, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi durumunda, davanın belli bir hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilemeyeceği maddede açıkça ifade edilmiştir (İYUK m. 15/1-a).
HMK"nın 20. maddesine göre "Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir." Buna göre; idare mahkemesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde hukuk mahkemesinde dava açmaz ise idare mahkemesinde açmış olduğu dava açılmamış sayılır. Ancak davacı; zamanaşımı süresi dolmuş ise, TBK m.158 gereğince altmış günlük ek süre içinde adli yargıda dava açabilir. (KURU, Baki/ ARSLAN, Ramazan/ YILMAZ, Ejder. Medeni Usûl Hukuku. Y.2014. s.180)
6098 sayılı TBK"nın 158.madde düzenlemesine göre; "Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir."
Doktrinde bu duruma örnek olarak; adli yargıda açılması gereken bir davanın idari yargı yerinde açılması gösterilmiştir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.889)
Somut olayda davacı vekili tarafından; ....... İdare Mahkemesinin 2013/160E sayılı dosyasında, her ne kadar 8.2.2013 tarihinde dava açılmış, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararı üzerine HMK 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde usulüne uygun bir şekilde, adli yargıya başvurulmamıştır. Ancak açılan dava 6098 sayılı TBK"nın 158. maddesinde belirtilen altmış günlük süre içerisindedir. Mahkemece; eldeki davanın idare mahkemesinde açılan dava tarihi olan 8.2.2013 tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin korunduğunun kabulü gereklidir.
Burada çözümlenmesi gereken diğer bir husus da; olaya uygulanması gereken zamanaşımı süresinin ne kadar olduğudur.
6102 sayılı TTK"nın 1420/1. maddesine göre "Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
"
Yine TTK"nın 1472. maddesine göre "Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir."
Açıklanan nedenlerle davacı halefiyet kuralı çerçevesinde 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi tutulması doğru değildir.
Somut olayda; davacının eldeki adli yargıda harç yatırarak açtığı dava tarihi TBK m.158"de öngörülen 60 günlük süre içerisinde olup zamanaşımı süresi dolmamıştır. Buna göre; mahkemece, zamanaşımı def"isinin reddi ile, işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi