8. Hukuk Dairesi 2014/26537 E. , 2017/1111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar Fadime Karakaya ve müşterekleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, ... Linyitleri İşletme Müdürlüğünce kamulaştırılan davaya konu 3464 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 39 kapı numarası ile belirtilen muhdesatın vekil edenlerinden ..., 40 numarada bulunan muhdesatın ise vekil edeni ...tarafından yapıldığını açıklayarak, sözkonusu muhdesatların vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, Meryem dışındaki davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesat tespiti talebine yöneliktir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
3- Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacılar yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olması halinde ise miras payları oranında sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olaya gelince, dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu 3464 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırma işlemi öncesinde davacılar ile davalıların ortak murisi İbrahim Cengiz adına kayıtlı olup elbirliği mülkiyeti söz konusudur. Hükme esas alınan 08.11.2013 havale tarihli inşaat bilirkişi raporuna göre davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilen muhdesatların dava tarihi itibari ile değeri 39 numaralı muhdesat için 62.669,70-TL ve 40 numaralı muhdesat için 58.157-TL olmak üzere toplam 120.826,70-TL"dir. Dosya arasında bulunan muris İbrahim Çetin"in veraset ilamından da anlaşıldığı üzere davacılara ait pay toplamı 6/16 olup dava edilen davalılar payı toplamı ise 10/16"dır. Davalıların toplam 10/16 payına isabet eden dava değeri 75.516,68-TL"dir. Bu miktar üzerinden alınması gereken karar ve ilam harcı 5.158,54-TL olup, 170,80-TL peşin harç ve sonrasında 1.893- TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.063,80- TL harç alınmıştır. O halde davalılardan alınması gereken karar ve ilam harcının kalan kısmı 3.094,74-TL olduğu halde, alınması gereken harç 8.663,53 TL kabul edilerek, geriye kalan kısmın 8.492,73 TL olarak belirlendiği gibi, yukarıda belirtildiği üzere kabule konu dava değeri ( 75.516,68- TL) üzerinden davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti 8.441- TL olduğu halde 12.546,10-TL olarak belirlenmiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki; bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün 1, 2, 3, 4 ve 5. fıkralarının HUMK"un 438/7 (HMK 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentte açıklanan sebeplerle hükmün 1. fıkrasındaki " ... e ait olduğunun ...” ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... tarafından meydana getirildiğinin ... ” ibarelerinin yazılmasına, hükmün 2.fıkrasındaki “ ... 8.663,53 ... ” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... 5.158,54 ...” rakamının yazılmasına, hükmün 2.fıkrasına “... peşin ...” ibaresinden sonra gelmek üzere “... daha sonrasında 10.01.2014 tarihli makbuz ile ...” ibaresinin eklenmesine, hükmün 2.fıkrasındaki “ ... 8.492,73 ... ” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... 3.094,74 ... ” rakamının yazılmasına, hükmün 4.fıkrasındaki “... 12.546,10 ...” rakamının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “ ... 8.441 ... ” rakamının yazılmasına, hükmün harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin 2, 3, 4 ve 5. fıkralarındaki “ ... müştereken ve müteselsilen ... ” ibarelerinin hüküm fıkralarından çıkarılmasına, yerine “ ... miras payları oranında ... ” ibarelerinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.
maddesi yollaması ile HMK"nun 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davalıların sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın temyiz edene iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.