Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11552
Karar No: 2022/300
Karar Tarihi: 18.01.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11552 Esas 2022/300 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Kadastro Mahkemesi'nde görülen bir davada, taşınmazların sahipliği ve miras paylaşımı konularında yapılan hatalı inceleme sonucu dava kısmen kabul edilmiştir. Mahkemenin verdiği kararın müdahil davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelenmiştir. Bozma ilamında eksiklikler belirtilerek yeniden keşif yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Yapılan keşiflerde de hatalar devam etmiş, yerel bilirkişilerin çelişkili ve yetersiz raporları hükme esas alınmıştır. Bu nedenle doğru sonuca varılabilmesi için yeniden keşif yapılmalı, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri ile fen bilirkişisinin katılımıyla tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir. Hüküm, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca bozulmuştur. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi hükümlerine de değinilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/11552 E.  ,  2022/300 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün müdahil davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Kadastro tespitinden önce davacı ... tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilerek açılan tescil davasında verilen görevsizlik kararının ilgililere tebliğ edilmek suretiyle kesinleşmesinin beklenilmesi, kararın kesinleşmesi halinde gerekli ilanların yapılması, mahallinde yapılacak keşifle dava konusu taşınmazların tapulama sırasında hangi parsel sayısı ile tespit edildiğinin belirlenmesi, komşu parsellerin tutanakları ile dayanağı olan belgelerin getirtilerek keşif yerinde uygulanması, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçiminin bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla saptanması, davacı tarafından satın alınan bölümler ile miras yoluyla kalan taşınmaz bölümlerinin krokide gösterilmesi, miras yoluyla gelen taşınmazların paydaşlar arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise her bir mirasçının payı karşılığında aldığı taşınmazların saptanması, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 16.11.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda yeni parsel numaraları belirtildiği şekilde eski 22, 36, 41, 60, 92, 122, 478, 535, 581 ve 631 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfıyla davacı ... mirasçıları davacı ... ve müşterekleri adına miras payları oranında; aynı raporda yeni parsel numaraları belirtildiği şekilde eski 117 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; aynı raporda yeni parsel numaraları belirtildiği şekilde eski 16 parsel sayılı taşınmazın ise dere yatağı olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, çekişmeli 117 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz edenin sıfatına göre, 16, 36, 41, 60 ve 122 parsel sayılı taşınmazlar yönünden sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Çekişmeli 22, 92, 478, 535, 581 ve 631 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazların müşterek muris ...’dan intikal ettiğini, murisin ölümünden sonra murisin terekesinin mirasçılardan davacı ... ve müdahil davacı ... arasında taksim edildiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, Mahkemece uyulan bozma ilamında, davacı tarafından satın alınan bölümler ile miras yoluyla kalan taşınmaz bölümlerinin krokide gösterilmesi, miras yoluyla gelen taşınmazların paydaşlar arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise her bir mirasçının payı karşılığında aldığı taşınmazların saptanması gereğine işaret edilmesine rağmen, bozma ilamı sonrası yapılan keşiflerde dava konusu taşınmazlara ilişkin alınan mahalli bilirkişi beyanları çelişkili ve yetersiz olduğu halde bu çelişkiler giderilmemiş, yine bir kısım dava konusu taşınmazların bazı bölümlerinin müşterek muris Kazım’dan intikal ettiği, bazı bölümlerinin ise davacı ... tarafından 3. kişilerden satın alındığı beyan edilmesine rağmen, satın alınan bölüm ile miras yoluyla gelen bölümler fen bilirkişisi tarafından krokide gösterilmemiş, müşterek muristen intikal eden taşınmazların hangileri olduğu belirlenmemiş, muristen intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği yöntemince araştırılmamış ve yerel bilirkişilerin soyut beyanları hükme esas alınmış, böylelikle bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kime ait olduğunu, kimden kime kaldığını, kim tarafından, ne zamandan beri ve hangi hakka dayalı olarak kullanıldıklarını, davacı ... tarafından satın alınan taşınmaz ya da bölümlerinin bulunup bulunmadığını, varsa kimden ne zaman satın alındığını, müşterek muris Kazım’dan gelen taşınmazların murisin ölümünden sonra tüm mirasçılarının katılımı ile taksim edilip edilmediğini, taksim edilmiş ise hangi tarihte edildiğini, taksim sonucu her bir mirasçıya miras payına karşılık ne verildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; müşterek muristen gelen taşınmaz ya da bölümleri ile satın alınan taşınmaz ya da bölümlerinin fen bilirkişisinden krokide gösterilmesi istenilmeli; teknik bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmak zorunda olup, hüküm kurulurken dava konusu taşınmazların sınırlarının kadastro tespit tarihine göre belirlenmesi ve kadastro tespit tarihinden sonra yapıldığı anlaşılan kamulaştırma ve toplulaştırma çalışmaları sonucu ortaya çıkan yeni durumun infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği halde hüküm yerinde, dava konusu tüm taşınmazlar yönünden infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, çekişmeli 16 parsel sayılı taşınmazın dere yatağı olduğu kabul edildiği ve dere yataklarının tescil harici bırakılması gerektiği halde, hüküm yerinde dere yatağı olarak tespitine şeklinde karar verilmesi dahi isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi