Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/410
Karar No: 2021/1943
Karar Tarihi: 19.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/410 Esas 2021/1943 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/410
KARAR NO: 2021/1943
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2018
NUMARASI : 2018/347 Esas, 2018/988 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin davalı için boyama işi yaptığını, ancak cari hesap alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davalının icra takibine itirazında hatalı boyama işlemi yapıldığını ve ihracatçıdan ödeme alamadıklarını ileri sürdüğünü, ancak hatalı boyamanın söz konusu olmadığını, kaldı ki bugüne kadar bu hususta açılan bir dava veya tespitin de bulunmadığını, yine davalının 2017 yılında 10.140,57 TL tutarında alışveriş yapıldığını ve bunun bedelinin de banka kanalı ile ödendiğini iddia ettiğini, ancak taraflar arasındaki ilişkinin dava konusu faturalardan önce de olduğunu, takibe konu faturalara ilişkin ödeme yapılmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, yasal sürede davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı taraf icra dosyasına yaptığı itiraz itibariyle ayıplı üründen dolayı alacak borç ilişkisinin bulunmadığını beyan etmekte ise de, ayıplı ürünler hakkında herhangi bir ispat edecek delil sunulmadığı gibi ayıplı ürünler üzerinde inceleme yapılması için nerede bulunduğu hususunda bilgi dahi verilmediği, bu yüzden ayıp iddiasının kabul edilmediği, davacının yapmış olduğu ticari faliyet itibariyle takibe konu fatura kapsamında olduğu, alacak faturaya dayalı ve likit olduğundan icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptaline ve takibin devamına, dava konusu alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin davacıya boyanmak üzere teslim ettiği kumaşların hatalı boyama işlemine tabi tutulduğunu ve ayıplı olarak teslim edildiğini, bu nedenle müvekkilinin ihracatını yaptığı firmadan ödeme alamadığını ve zarara uğradığını, ancak davacının tüm kusurlarına rağmen iş bedelinin ödendiğini, taraflar arasında 2017 yılı içerisinde 10.140,57 TL’lik iş yapıldığını ve bu iş bedelinin tamamının banka yoluyla davacıya ödendiğini, icra takibine itiraz dilekçesinde de bu hususun belirtildiğini, bankaya müzekkere yazılarak bu hususun tespit edilebileceğini, sadece davacı defterlerinin incelendiğini, müvekkiline meşruhatlı davetiye gönderilmesi gerektiği halde usule uyulmadan rapor alındığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve ekinde vekaletname sunulmuş olmasına rağmen itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, gerekçeli kararda vekil olarak isminin yer almadığını, sözlü yargılama yapılacağına dair ara karar alınmadan ve müvekkiline bildirim yapılmadan karar verildiğini, alacak likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedildiğini belirterek, hükmün kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasında kumaş boyama işine ilişkin eser sözleşmesi akdedilmiş olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, 09.01.2018 tarihinde 2 adet faturaya dayalı olarak 8.153,80 TL asıl alacak üzerinden başlatılan takibin, davalının yasal sürede borca itirazı ile durduğu, davalının itirazında hatalı boyama nedeniyle ihracatçıdan ödeme alınamadığını, 2017 yılında 10.140,57 TLlik alışveriş yapıldığını ve tamamının banka kanalı ile ödendiğini belirttiği görülmüştür. Davacının 2017 yılı ticari defterlerine göre alacaklı olduğu tespit edilmiş, davalı defterleri sunulmadığından incelenememiştir. Davalı yasal sürede davaya cevap vermemiş olmakla birlikte, icra takibinde borca iki yönden itiraz etmiştir. Davalı boyama işleminin ayıplı yapıldığını ileri sürmüş ise de, bu iddiasına ve ayıp ihbarında bulunduğuna yönelik herhangi bir delil sunmamış olduğundan, bu savunmasına itibar edilmemiştir. Yine davalı, taraflar arasında 2017 yılında 10.140,57 TLlik alışveriş yapıldığını ve tamamının banka kanalı ile ödendiğini ileri sürmüş ise de, davacı kayıtlarında dava konusu 2 faturadan önce düzenlenen 3 adet faturaya ilişkin ödeme dışında bir ödemeye rastlanılmamış, davalı gerek yargılama sırasında gerekse istinaf dilekçesi ekinde ilgili banka dekontunu sunmadığı gibi hangi banka şubesi aracılığıyla hangi tarihte ödeme yapıldığına dair bir bilgi de vermemiştir. Davalı kendisine meşruhatlı davetiye tebliğ edilmediğinden bahisle defterlerinin incelenmesini talep etmiş ise de, salt davalı defter kayıtları ile dahi ödeme savunması ispat edilemeyeceğinden, her durumda kaydın dayanağı olan belgenin sunulması gerektiğinden ve davalı tarafça da halen dahi sunulmadığından veya bilgi verilmediğinden, ödeme savunması da haklı görülmemiştir. Davalı yasal sürede cevap dilekçesi ve delil listesi sunmamış, açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. Öte yandan 6102 sayılı TTK 4/2 maddesinde, 28/02/2018 tarih 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucu, değeri 100.000,00 TL'yi geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanacağından, davalı tarafın sözlü yargılama aşamasına geçilmeden karar verildiği yönündeki savunması da dayanaksızdır. Davalı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde vekaletname sunmuş olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında vekil olarak gösterilmediğini ileri sürmüş ise de, gerek fiziki dosya üzerinde gerekse UYAP'ta davalı vekili tarafından karardan önce sunulan bir vekaletnameye rastlanılmamış, davalı vekaletnamesinin kararın davalıya tebliğinden 1 gün sonra 14.12.2018 tarihinde sunulduğu anlaşılmış olmakla, karar başlığında gösterilmemiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı itirazında haksız olduğu gibi, takip faturaya dayalı olup alacak tutarına ayrıca ve açıkça bir itirazda bulunulmamıştır. Dolayısıyla alacak likit(bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan, icra inkar tazminatı koşulları da oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 19/10/2018 tarih ve 2018/347 Esas, 2018/988 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 556,99 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 139,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 417,75‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi