
Esas No: 2019/356
Karar No: 2021/1927
Karar Tarihi: 19.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/356 Esas 2021/1927 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/356
KARAR NO: 2021/1927
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2018
NUMARASI: 2014/1050 Esas, 2018/91 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin ... ile 25/09/2012 tarihinde yapmış olduğu mutabakat doğrultusunda ticari faaliyete giriştiğini, karşı tarafa duymuş olduğu güven neticesinde konteynır satın almak üzere çeşitli tarihlerde ... ve ... Bankası Beylikdüzü Şubesi hesabına ödemeler gerçekleştirdiğini, yapılan ödemelere karşılık davalıların edimlerini yerine getirmediğini, konteynırların teslim edilmediğini, ödenen paranın iadesi taleplerinin yerine getirilmediğini, buna ilişkin Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, dilekçe ekinde ibraz edilen 4 adet banka dekontundan anlaşıldığı üzere müvekkilinin davalılardan ferileri hariç olmak üzere 51.989-USD alacağı bulunduğunu, ödemelerin ...'ın talimatıyla ...'a yapıldığını, ...'in yetkilisinin de ...'ın kardeşi ... olduğunu, aralarında hukuki bağ bulunduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında sunulan 24/03/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle, dava alacak davasına dönüştürülmüştür. Davalı vekili, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, B.Çekmece İcra Müdürlüğü ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, ...'nin tüzel kişiliği bulunmadığını, ...'ın şahıs firması olduğunu, ...'ın bu davayla ilgisi bulunmadığından husumet nedeniyle reddi gerektiğini, iddialarının yerinde olmadığını, davacı ile dava dışı ... Ltd Şirketinin ortak bir iş yaptığını, müvekkili ...'dan Gürcistan'a mal aldıklarını, mal bedelinin bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının ise ... tarafından ödendiğini, ...'in vergi indirimi teşvikinden yararlanmak için faturaları kendi adına kestirdiğini, davacının da bu durumu bildiğini, davacının yapmış olduğu ödemelerin değişik tarihlerde düzenlenen faturalardaki malların bedeli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından gönderilen 4 ayrı havale içerikleri dikkate alındığında, hangi ilişki karşılığında ne için gönderildiğine dair bir açıklama bulunmadığı, havalenin bir borcun ödenmesi için yapılmış sayılacağı, davacının bu karinenin aksini, bu havalelerin bir borç ödemesi dışında mal alım satımı nedeniyle gönderildiğini ve ödeme yapılmasına karşın malın teslim edilmediğini ispat edemediğini, bu nedenle yapılan havalenin bir borç ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği, ayrıca kural olarak ödeme yapıldığında malın da teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin de aksinin iddia sahibi tarafından ispat edilmesi gerektiği, ancak malın teslim edilmediğine dair iddiasını ispat edemediği, ticari defter ve belgeleri ibraz edilmediğinden bu hususta inceleme yapılamadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemenin gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili tarafından davalı şirketin hesabına yapılan 51.989 USD ödemenin davalı şirketin de kabulünde olduğunu, davalı şirketin yapılan ödeme karşılığında müvekkili şirkete mal tesliminde bulunmadığını da kabul ettiğini, bu durumda müvekkilinin ispat etmesi gereken bir şey bulunmadığını, davalı şirketin cevabında, teslim etmesi gereken malları dava dışı ... şirketine teslim ettiğini beyan ederek tevil yollu ikrarda bulunduğunu, davalı şirketin, malların ödemesini müvekkili şirketin yapmasına rağmen, müvekkili şirketin talimatı üzerine malları dava dışı şirkete teslim ettiği iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davalı şirket ile yapılan 25.09.2012 tarihli sözleşmede, satış bedelinin yarısının peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ilk ödemenin sözleşme tarihinde yapıldığını, sonrakilerin de sözleşme tarihi sonrası olduğunu, ayrıca sözleşmede malların fabrikada davalı tarafından teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede malların 3. bir kişiye teslim edileceğine dair madde bulunmadığını, davalı tarafın baştan itibaren, müvekkili şirket ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını savunduğunu, bu durumda müvekkilinin hangi borcun karşılığında davalı şirkete banka üzerinden ödeme yaptığının ispatını davalı şirkete ait olduğunu, davalının cevabının davacının kendi rızası ile bu ödemeleri yaptığı, ödemelerin mal karşılığı olduğu, bu ödeme karşılığında mal teslimini davacının ortağı ... Ltd Şti.'ne yaptık şeklinde olduğunu, dolayısı ile davalı şirketin malları teslim ettiğini beyan ettiğini, dava dışı ... firmasının müvekkili şirketin ortağı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu şirket ile müvekkili şirketin bir ortaklığı ve bağı olmadığını, müvekkili şirketin sadece, dava dışı ... şirketinin referansı ile davalıya ulaştığını ve davaya konu anlaşmayı imzaladığını, davalı şirketin cevabında, müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin, 03.11.2011, 03.11.2012, 29.09.2012, 13.10.2012, 18.10.2012, 31.10.2012 tarihli faturalara istinaden yapıldığını ve malların da bu faturalara istinaden Kaderim Otomotiv şirketine teslim edildiğini beyan ettiğini, ancak davalının bu faturalara istinaden Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden Kaderim Otomtiv şirketi hakkında icra takibi yaptığını ve alacağını tahsil ettiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Öncelikle, dava ilk olarak itirazın iptali şeklinde açılmış, yargılama sırasında 52.005,00-USD alacak davasına dönüştürülmüş ise de, ıslah dilekçesinin sonuç ve istem kısmında talep edilen alacak miktarı yazılı olmadığından buna dair eksikliğin giderilmesi, ayrıca ilk olarak itirazın iptali olarak açılan davada dava değeri üzerinden yatırılması gereken peşin nispi harç hesap edilirken Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına yatırılan 552,60-TL peşin harç mahsup edilerek kalan 1.334,85-TL peşin nispi harç tahsil edildiği halde, dava alacak davasına dönüştürüldükten sonra başlangıçta düşülen bu 552,60-TL'lik peşin nispi harcın da davacı tarafa tamamlattırılması gerekirken bu yönde bir uygulamaya gidilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davacı, davalı ... Limited Şirketi ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, aralarında yapılan 25/09/2012 ve 03/10/2012 tarihli sözleşmeler kapsamında davalı şirket tarafından imal edilip davacıya teslim edileceği belirtilen konteynerlerin teslim edilmediğini, bu konteynır alımı karşılığında 4 ayrı havale ile 51.989-USD gönderdiğini belirterek, bu bedelin tahsilini talep etmiş, davalı taraf ise, iddiaların doğru olmadığını, kendisi ile davacı arasında iddia edilen alım satımın bulunmadığını, yapılan ödemenin başka faturalara ilişkin olduğunu ileri sürmüştür. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında konteynır alım satımına ilişkin bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise yapılan ödemeye karşılık mal tesliminin yapılıp yapılmadığı, davacı tarafça davalıya yapılan ödemelerin bu sözleşmeye ilişkin olup olmadığı hususlarına ilişkindir.Mahkemece, yukarıda belirtildiği üzere, davacı tarafından gönderilen havalelerin bir borcun ödenmesi için yapılmış sayılacağı, davacının bu karinenin aksini, bu havalelerin iddia edilen mal alım satımı nedeniyle gönderildiğini ve ödeme yapılmasına karşın malın teslim edilmediğini ispat edemediği, ayrıca kural olarak ödeme yapıldığında malın da teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu karinenin de aksinin ispat edililemediği gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 25/09/2018 tarih,2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı iş sahibi, davalı ... Limited Şirketi ile aralarında, davalı şirket tarafından konteyner imal edilip davacıya teslim edilmesine ilişkin olarak 25/09/2012 ve 03/10/2012 tarihli sözleşmeler bulunduğu ve davaya konu havalelerin de davalıya bu nedenle gönderildiği iddia edilmiş, davalı ... şirketinin satıcı olarak yer aldığı bu sözleşmeler dosyaya sunulmuş, davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinin 9. Sayfasında; "dava konusu bedelin mal karşılığı olduğu, davacı ile dava dışı ... şirketinin ortak iş yaptığı, davalı ... şirketinden mal aldıkları, mal bedelinin davacı ve ... şirketi tarafından ödendiği, ancak ... firmasının vergi indiriminden faydalanmak için faturaları kendi adına kestiği, davacının yaptığı ödemelerin bu 7 adet faturaya ilişkin olduğu" belirtilmiş olması karşısında, davacı iş sahibinin eser sözleşme ilişkisi ve davaya konu havalelerin bu sözleşme kapsamında yapıldığı iddiası, hem sunmuş olduğu ve davalı tarafça inkar edilmeyen sözleşmeler, hem de davalı vekilinin HMK'nın 188/1. Maddesi kapsamında ikrar mahiyetindeki cevabi beyanlarıyla ispat edilmiş durumdadır. Davalılar vekilince, davacı tarafça yapılan ödemeler karşılığında davalı şirkete mal tesliminde bulunmadığı, davacı ve dava dışı ... şirketinin ortak oldukları, teslim edilmesi gereken malların dava dışı ... şirketine teslim edildiği savunulduğuna göre, davalı yüklenici şirketin, davacı şirketle olan eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında teslim etmesi gereken konteynırları, davacı şirketin talimatı üzerine dava dışı ... şirkete teslim ettiği iddiasını ispat etmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu doğrultuda bir değerlendirme yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ayrıca, davacı tarafça dosyaya sunulan 25/09/2012 ve 03/10/2012 tarihli sözleşmelerde davalı ...'ın adının bulunmaması, bu davalı bakımından davacının iddia ettiği sözleşme ilişkisinin kabul edilmemiş olması karşısında, davalı ... bakımından davanın husumet yönünden reddi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmemesi de yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09/02/2018 tarih, 2014/1050 Esas, 2018/91 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.