Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/159
Karar No: 2021/1955
Karar Tarihi: 19.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/159 Esas 2021/1955 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/159
KARAR NO: 2021/1955
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2016/684 Esas, 2018/833 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin sözleşme gereği tüm işleri yaptığından bedelin ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin maddi açıdan zor durumda bulunması nedeniyle kesin hakediş tutanağını imzalamak zorunda kaldığını, teminatın iadesi için yapım işleri kesin kabul tutanağının koşulsuz imzalanması istenildiğinden çekince konulmadığını, yapım işleri kesin kabul tutanağının 24/07/2016 tarihinde düzenlendiğini, yapılan işler bakımından bir itiraz bulunmadığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturanın tahsili için davalı şirket hakkında yasal takibe geçildiğini, davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibi durdurduğunu belirterek itirazının iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinin eksik olduğunu, taraflar arasında düzenlenen 15/07/2013 tarihli eser sözleşmesi kapsamında davacının yaptığı işlerin bedelinin eksiksiz şekilde ödendiğini, iş sonunda kesin hakedişinin düzenlendiğini, kesin hakedişe ilişkin olarak davacının 26/12/2014 tarihinde fatura düzenlendiğini ve bedelinin ödendiğini, takibe dayanak alınan faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği gibi sözleşmenin 7 ve 39.maddesine uygun bulunmadığını, davacının 26/12/2014 tarihli hakediş tutanağını çekince koymaksızın imzaladığını ve hakediş raporunda belirtilen tutarın kendisine ödendiğini, takibin haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında 15/07/2013 tarihli uyarınca davacının yüklenici sıfatıyla belirtilen bedel üzerinden işi üstlendiği, edimini yerine getirdiğinin çekişmesiz olduğu; uyuşmazlığın Sultanahmet meydanı olarak isimlendirilen mekanda bulunan 6 adet kolonun giriş ve birinci katlarda da devam etmesi nedeniyle iki kolon olarak hesaplanıp hesaplanmayacağına ilişkin olduğu; davacı tarafın bu kolonların iki katta devam etmesi nedeniyle iki defa sayılmasını istediği, davalı taraf ise kolonların bir bütün olduğunu, iki katta devam etmesine rağmen tek kolon sayılması gerektiğini öne sürdüğü, bilirkişi kurulunca yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 02/10/2017 tarihli raporda; bu kolonların toplamda 6 adet değil 12 adet alınarak hesaplama yapılması ve yüklenici davacıya 381.545,46 TL tutarında ödeme yapılması gerektiğinin belirtildiği; ancak yapılan iş sonucunda davalı tarafından düzenlenen 26/12/2014 tarihli kesin hakediş tutanağının davacı tarafından hiçbir çekince konulmaksızın imzalandığı, bu bedelle ilgili fatura düzenlendiği ve söz konusu fatura bedellerinin de davalı tarafça davacıya ödendiğinin dosya içeriği delillerden anlaşıldığı ve tarafların kabulünde olduğu; davacı tarafça icra takibine dayanak gösterilen 08/05/2015 tarihli 571.782,11 TL ve aynı tarihli 35.692,80 TL bedelli faturaların kesin hakediş tarihinden sonra düzenlenmiş olup, kolonların montaj ve kaplama işleri ile ilgili olduğunu; tarafların sözleşmenin 39.maddesinde belirtilen kesin hakedişi 26/12/2014 tarihinde yaptıkları davacının buna herhangi bir çekişme koymadan imzaladığı, sözleşme içeriğine göre; kesin hakedişin sonuçlarının açıkça düzenlendiği, kesin hakedişin çekincesiz imzalanmasından uzun bir süre geçtikten sonra alacak iddiası ile düzenlenen takip konusu faturaların kabul edilemeyeceği, davacının tacir sıfatı dikkate alınarak çekince koymadan imzaladığı kesin hakedişin sonuçlarına katlanması gerektiği, hakediş raporunda belirtilen tüm alacağın ödendiği çekişmesiz olmakla bunun dışında başka bir alacak isteminde bulunulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine; davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan takibinde haksız olmakla birlikte kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin karara dayanak yapmış olduğu kesin hakediş raporuna dair gerekçesinin hatalı olduğunu; dosyaya alınan 02.10.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının davalıdan 381.545,46-TL alacağının olduğunun tespit edildiğini; bu durum karşısında mahkemenin kesin hak ediş raporu olarak nitelendirmiş olduğu belge ve belgede yer alan rakamın gerçeği yansıtmadığını; davacı işi bitirmiş olmasına rağmen, iş alırken vermiş olduğu 210.000,00 TL bedelli teminatın davalı tarafından iade edilmediğini; teminatın iadesi bakımından Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağını imzalanmasının öngörüldüğünü; bu belge yapılan işin teslimi niteliğinde olup, teminatı iadesi bakımından bu belgenin imzalanmış olması gerekmediğini; icra takipleri ile karşı karşıya olan davacının, teminatı iade almak bakımından Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağını imzalamak zorunda kaldığını; bu durumun davalı bilgisinde olduğunun cevap dilekçesindeki davalı beyanlarında sabit olduğunu; ancak mahkemenin bu hususu değerlendirmediğini; bilirkişi tarafından tespit edilen davacı alacağı, fatura tarihi olan 08.05.2015 itibariyle 141.312 USD olduğunu; bu rakamın davalının davacıya ödemiş olduğu 511.236,06 USD'nin 1/3,5'una denk geldiğini; bu durumun taraf edimleri arasında açık nispetsizlik olduğunu ortaya koyduğunu; toplam iş bedelinin 113 kolan karşılığı olarak 700.099,43 öngörüldüğü bir sözleşmede, 93 kolan karşılığı ödenen 511.236,06 USD'nin ödenmesi durumunda edimler arasında aşırı nispetsilik olduğunu; tacir davacının içinde bulunduğu durumda itirazi kayıt ileri sürmesinin mümkün olmadığı durumda, mahkemenin sözleşme, sözleşmedeki taraf edimleri ile fiili durumda tarafların yerine getirmiş olduğu edimler arasındaki aşırı nispetsizliği nazara almaksızın verdiği kararın hatalı olduğunu; mahkeme karında, "tarafların sözleşmenin 39.maddesinde belirtilen kesin hakedişi 26/12/2014 tarihinde yaptıkları davacının buna herhangi bir çekişme koymadan imzaladığı,.." şeklinde belirtilmiş ise de; bu tarihte herhangi bir sözleşme imzalanmadığı gibi müvekkilinin her zaman itiraz ettiğini, ama davalı gibi yurt içinde hatta yurt dışında saygın ve büyük bir firmanın karşısında sesini fazla çıkaramadığını, bu tarihte iş bitirilmiş olup, müvekkilinin iş bitirildiği için alacağının tamamının ödenmesini istediğini, davalı şirketin müvekilini oyaladığını, 2015 Mayıs ayında ise fatura karşılığında ödemeyi yapacaklarını söylemeleri üzerine, müvekkiline davaya konu faturaların kestirildiğini, ancak, futuraya rağmen alacağın ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını; alacağını alamayan müvekilinin icralık olması üzerine, alacağını ve teminatını istediğini; 26.10.2016 tarihinde ticari borç batağına girince imzaladığını; dolayısıyla davacının fatura düzenleyip icra takibi yaptıktan sonra imzalanan Yapım İşleri Kesin kabul Tutanağındaki rakamın davacı tarafından kabul edilmediğinin açık olduğunu, kararın hatalı olduğunu; bilirkişinin ve mahkemenin kesin hak ediş olarak nazara aldığı 26.12.2014 tarihli 6 nolu hakediş raporundan inşaatın %72,6'lık kısmının bittiğini; inşaatın tamamlanmadığını, mail yazışmalarından anlaşılacağı üzere sözleşme edimlerine çalışmaların devam ettiğini; ekte sunulan dosya içerisinde bulunmayan bilirkişi tarafından nazara alınmayan kesin kabul tutanağının 26.10.2016 tarihinde imzalandığını, inşaatın 24.12.2014 tarihinde tamamlanıp, kesin hak edişin yapılıp kesin hesabın yapıldığına yönelik mahkeme kararının hatalı olduğunu; davacı şirketin yaptığı sözleşme dışı işlerle ilgili kesinlen faturalar bulunduğunu; sözleşme dışı ve sözleşme kapsamı içinde yapılan işlerden kaynaklı müvekekili alacağının hesaplanıp, davalının ödemeleri mahsup edilerek, bakiye müvekkil alacağının bulunması gerektiğini, mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen ve ihtilaf konusu olmayan eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan 15/07/2013 tarihli sözleşme ve 25/01/2014 tarihli ek sözleşme ile ... Kolon Kaplama İşlerini, davacının yüklenici sıfatıyla belirtilen bedel üzerinden işini üstlendiği, işin bitirildiği tarihin 26/12/2014, geçici kabulün 24/07/2014; sözleşmeye göre kesin kabul tarihi 24/07/2016; kesin kabul onay tarihinin 26/10/2016 olduğu; davacı tarafça 08/05/2015 tarihli 35.692,80 TL bedelli faturaya konu işlerin yapıldığı belirtmiş; davalı vekili ise 12/07/2018 tarihli dilekçe ile davacının yaptığı ilave işlerin bedelinin ödendiğini belirtmiştir. Davacı tarafından sözleşme içi ve sözleşme dışı işler yapıldığı belirtilmesine rağmen yargılama sırasında alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda, sözleşme gereği ve sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen ilave işlerin ayrı ayrı incelenmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yüklenici tarafından sözleşme dışı yapılan işler bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa bedelinin TBK'nın 481. maddesi gereğince işin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmek suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17/07/2018 tarih, 2016/684 Esas, 2018/833 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi