17. Hukuk Dairesi 2019/4078 E. , 2020/3657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 225.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile 225.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacının kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre tespiti suretiyle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 Esas, 1990/199 sayılı Kararı ve Dairemiz"in yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi gerekirken, anılan biçimdeki tespite göre hesap yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir.
Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafça hükmün temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosu"na göre belirlenmesi suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması için rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekili savunmasında, davacının alkollü sürücünün aracına bilerek bindiğini ve gezmek amacı ile araçta bulunduğunu, ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir.
Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 43 ve 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, davalının savunması üzerinde durularak, ceza mahkemesi dosyası getirilmesi, davalının delillerinin toplanması ve mahkemece zarar görenin sürücünün alkollü olduğunu bilip bilmediği, müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediği hususları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
3-Davalı vekili savunmasında, davacının hatır yolcusu olduğunu ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalı vekilinin hatır taşımasına ilişkin savunmanın verilen karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.