
Esas No: 2019/1228
Karar No: 2021/1251
Karar Tarihi: 14.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1228 Esas 2021/1251 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1228
KARAR NO: 2021/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/220 Esas - 2019/239 Karar
TARİHİ: 20/03/2019
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı ile aralarında taşıma ve depolama sözleşmesi bulunan ... A.Ş.'yi tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devraldığını, birleşmeyi takiben 25.12.2015 tarih 8976 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi (TGS)' nde yayınlanan 15.12.2015 tarihli Şirket genel Kurul Kararı ile müvekkil şirketin unvanının "..." olarak değiştirildiğini, taraflar arasındaki 06/04/2015 tarihli Depolama ve Dağıtım Sözleşmesi çerçevesinde davalıya, münfesih ... A.Ş. tarafından depolama, dağıtım ve kara yolu taşımacılık hizmeti verildiğini, sözleşmenin davalı tarafından Beyoğlu ... Noterliğinin 01.10.2015 tarih ... yevmiyesine kayden keşide edilen ihbarname ile feshedildiğini, söz konusu ihbarnamenin müvekkiline 13.10.2015 tarihinde tebliğ olduğunu, 26.11.2015 tarihi itibariyle müvekkili kayıtlarında 115.063,69 TL alacaklı olduğunu, anılan tarih itibariyle bu bakiyenin 76.403,95 TL'lik bölümünün sözleşme kapsamında verilen depolama ve taşıma hizmetine ilişkin faturalardan kaynaklanan alacak bakiyesi, 30.913,64 TL'lik kısmının ise davalının sözleşmeyi, sözleşmedeki düzenlemenin aksine bir ay beklemeden derhal feshi nedeniyle müvekkilinin sözleşme kapsamındaki hizmetin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla ödemek zorunda olduğu depo kirası, forklift ve araç kirası, personel gideri gibi giderlerin davalıya yansıtılmasına ilişkin 29.10.2015 tarih ... sayılı fatura bedeli olduğunu, zira davalının ay hesabı üzerinden yürütülen sözleşmeyi müvekkiline cari ayın (Ekim ayı) başlamasından 13 gün sonra olmak üzere 13.10.2015 tarihinde tebliğ edilen fesih ihbarı ile feshettiğini, üstelik bildirimin tebliğinden itibaren bir ay sonra geçerli olması gerekirken, davalı yanca feshin derhal yürürlüğe konulduğunu, böylece müvekkilinin 1 Ekim 2015 -14 Kasım 2015 dönemi için yapmak zorunda olduğu giderlere ilişkin faturayı da ödeme yükümlülüğü bulunduğnu, zira sözleşmenin 8/1 maddesinde "... bir ay öncesinden, ... ise üç ay önceden yazılı olarak ihtar etmek kaydı ile sözleşmeyi her zaman ve tek taraflı olarak sebepsiz fesih hakkına sahip olduğu, fesih hakkının bu surette kullanılması halinde, her ne nam altında olursa olsun, fesheden taraf diğer tarafa karşı herhangi bir zarar-ziyan veya tazminat ödemekle yükümlü olmadığı, ancak sözleşmenin feshi tarihine kadar taraflar sözleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülüklerini yerine getireceği, ... verilen hizmetin karşılığını eksiksiz olarak ...’e ödeyecek olduğu, fesih tarihine kadar ...'in sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle ...'nun uğrayacağı her türlü zarardan ...'in sorumlu olacağı" düzenlemesinin bulunduğunu, dolayısıyla, fesih işlemini sözleşmeye aykırı bir şekilde gerçekleştiren davalının, müvekkilinin bu nedenle yapmış olduğu giderleri de ödemek zorunda olduğunu, açıklanan şekilde 26.11.2015 tarihi itibariyle vadesi geçen 107.317,59 TL alacağın tahsili amacıyla müvekkili tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esasına kayden icra takibi başlattığını, davalı tarafın icra dosyasını sunmuş olduğu 21.12.2015 tarihli dilekçe ile takipte cari hesap alacağı olarak belirtilen miktarın hatalı olduğunu ileri sürerek borcun 77.740,86 TL'lik bölümünü kabul ettiğini ve dosya hesabına ödediğini, kalan kısım ve ferilerine ise itirazda bulunduğundan takibin durduğu, davalının itirazda bulunduğu kısmın 29.576,73 TL asıl alacağa yönelik olduğunu, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptali için işbu davanın ikame edilmek zorunda kalındığını, dosyaya sunulacak deliller kapsamında görüleceği üzere davalının icra takibine kısmi itirazının kötü niyetli olup, huzurdaki işbu davada %20 oranından aşağı olmamak üzere icra tazminatına karar verilmesi gerektiğini belirterek; davalı borçlunun İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasına vaki kısmi itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının icra takibine itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20 oranından aşağı olmamak üzere icra tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin, ülkemiz genelinde meşrubat satışı yapan bir şirket olduğunu, eski unvani ... A.Ş. olan davacı firma ile de müvekkil şirketler davalı ... Ltd. Şti. ile dava dışı müvekkil ... A.Ş. arasında 06.04.2015 tarihli Depolama ve Dağıtım Sözleşmesi imzalandığını, bu doğrultuda davacı tarafından müvekkil şirkete depolama, dağıtım ve kara yolu taşımacılık hizmeti verdiğini, anılan sözleşmenin müvekkil tarafından Beyoğlu ... Noterliğinin 01.10.2015 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının sözleşmenin imza tarihinden itibaren hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesine ilişkin yaşanan sorunlar nedeni 1le ilgili sözleşmenin 8/1 maddesi kapsamında feshedildiğini, bunun üzerine davacı tarafça İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası üzerinden cari hesap ekstresinde yer alan vadesi geçmiş alacak iddiası ile icra takibi başlatıldığını, anılan takibe yasal süresi içerisinde kısmi itirazda bulunulduğunu, bunun üzerine davacı tarafça huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshi prosedürünü düzenleyen 8/1 maddesine uygun olarak feshedildiğini, dolayısı ile davacı tarafın aksi yöndeki iddiaların mesnetsiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan Depolama ve Dağıtım Sözleşmesinin 8/1 maddesinde, ... bir ay öncesinden, ... ise üç ay önceden yazılı olarak ihtar etmek kaydı ile sözleşmeyi her zaman ve tek taraflı olarak sebepsiz fesih hakkına sahip olduğu, fesih hakkının bu surette kullanılması halinde, her ne nam altında olursa olsun, fesheden taraf diğer tarafa karşı herhangi bir zarar ziyan veya tazminat ödemekle yükümlü olmadığı, ancak sözleşmenin feshi tarihine kadar taraflar sözleşmeden kaynaklı hak ve yükümlülüklerini yerine getireceği, ... verilen hizmetin karşılığını eksiksiz olarak ...'e ödeyeceği, fesih tarihine kadar ...'in sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle ...'nun uğrayacağı her türlü zarardan ... sorumlu olduğu hükmünün yer aldığını, bu doğrultuda müvekkil adına tarafımızdan davacıya Beyoğlu ... Noterliği kanalı ile 01.10.2015 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve bu ihtarname ile ilgili sözleşmenin 8/1. madde uyarınca taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bir ay önce bildirilen fesih iradesi ile feshedildiğini, yine ilgili fesih ihtarnamesinin sonuç kısmında açık ve hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde müvekkil şirketlerle imzalanmış olan 06.04.2015 tanzim tarihli sözleşmeyi, işbu sözleşmenin 8/1. maddesi uyarınca bir ay önceden bildirdikleri irade ile feshedildiğini, bu cihetle işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren bir ay sonra sözleşmenin hükümsüz kalacağı ibaresine yer verildiğini, buna karşın davacı tarafın dava dilekçesinde fesih işleminin sözleşmeye aykırı bir şekilde gerçekleştirildiğini, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay sonra geçerli olması gerekirken buna uyulmadığını, feshin derhal tatbik edilerek davacının 1 Ekim 2015 14- Kasım 2015 dönemi için yapmak zorunda olduğu giderlere ilişkin faturanın da ödenmediğini iddia ettiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, borca konu cari alacağın müvekkil şirket kayıtlarında yer alan meblağın ödemesi icra dosyasına yapıldığını, geri kalan bakiye alacağa da itiraz edildiğini, kısmi itirazda bulunulan 29.576,73-TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren talep işleyecek ticari temerrüt faizine itiraz edildiğini, yapılan itirazın haklı ve yerinde bulunduğu, bununla birlikte müvekkil şirket ticari kayıtlarında yer alan borcunu da iyi niyetli olarak davalı alacaklı tarafa ödediğini, davacıya yapılan ödemler ve alacak iddiasına ilişkin itiraz edilen kısımlar taraflar arasında imza olunan sözleşme hükümleri kapsamında ve tamamen müvekkil şirketin yasal prosedürler çerçevesinde tutulan ticari defter kayıtlar doğrultusunda gerçekleştirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fesih iradesinin 14.09.2015 tarihinde davacının sözleşme adresine tebliğe çıkarıldığını, ancak davacının sözleşmeye aykırı olarak adres değişikliğini bildirmemesi nedeniyle tebliğ edilemediğini, gerek sözleşmede gerekse fesih ihbarında açık bir şekilde yer aldığı üzere sözleşme yazılı bildirimden bir ay sonra sona ereceğinden, yazılı fesih bildiriminin 14.09.2015 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğinin dikkate alınması gerektiğini, buna göre 14.10.2015 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı, buna karşın davacı tarafından kesilen faturaların fesih tarihinden sonraki dönemlere ait bir kısım alacak taleplerine ilişkin olduğu dikkate alındığında, bu taleplerin ve dolayısı ile huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, bununla birlikte söz konusu deponun müvekkil şirket tarafından zaten 30.09.2015 tarihinden önce tahliye edildiğini, bununla birlikte davacının sözleşmenin 5.1.2. maddesinden kaynaklı yükümlülükler nedeni ile müvekkil firma tarafından kesilen fatura bedelini de ödemeyerek itirazı ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin 5.1.2. maddesine göre, "..., anlaşılan şartlardaki iş hacmini bilmesine rağmen araç bulamadığı için sipariş tarihinden sonraki sün içerisinde sevkiyatı gerçekleştiremez ise ... ilgili işin hizmet bedelinin %30'unu ...'e fatura eder. Bir gün beklemenin sonucunda (T+2) ... araç bulamadığı için sevkiyatı hala gerçekleştiremez ise ... piyasadan uygun araç bulup sevkiyatı yaptırabilir ve aradaki ücret farkını başka bir ihtara gerek katmaksızın ...'in carisinden mahsup edebilir ya da fatura edebilir..." hükmünün yer aldığını, Temmuz, Ağustos ve Eylül 2015 dönemleri içinde, bahsi geçen sözleşme maddesinin davacı tarafından ihlal edilmesi sebebi ile davacıya İçecek Spot Farkı Bedelleri ve Zamanında Sevk Edememe Sebebi ile %30 oranında ceza bedelleri için, 16.11.2015 düzenleme tarihli ... sıra nolu toplam 14.492,15 TL bedelli fatura düzenlenip Beyoğlu ... Noterliğinin 20.10.2015 tarih ... sayılı ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini, davacının ise bu faturaya itiraz ederek haksız olarak ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı davranarak faturayı iade ettiğini, müvekkil firmanın da bu yüzden ciddi mağduriyetler yaşandığını, birçok kereler piyasadan araç aramak zorunda kalındığını, davacının araç hazır etmemesi sebebiyle bayi ve müşterilerine teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünleri zamanında teslim edemediğini, sözleşme çerçevesinde faturadaki bedeller müvekkilin cari hesaplarına da işlendiği, daha sonra bu fatura aslı Beyoğlu ... Noterliğinin 04.12.2015 tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bir kez daha davacıya gönderildiğini ancak ödenmediğini, dolayısı ile müvekkil şirketin davacıdan alacaklı durumda olduğunu, son olarak taraflar arasındaki sözleşmede yer alan "delil sözleşmesi" niteliğindeki hüküm gereğince uyuşmazlığın çözümünde müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarının esas alınmasının gerektiğini beliterek; davacının haksız ve dayanaksız taleplerinin ve davanın reddine, takibin haksız olması sebebiyle davacı tarafın %40'tan az olmamak kaydıyla kötü niyet/icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içindeki depo kirasının davalıdan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından cari hesaptan kaynaklanan alacak ile 01/10/2015-14/11/2015 dönemine isabet eden depo kirası içerikli fatura tutarının tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında toplam 107.917,59 TL için takip başlatıldığı, davalı tarafın cari hesaptan kaynaklı 77.740,86 TL borcu kabul ederek bu miktar üzerinden ödeme yaptığı, bakiye talep için kısmi itirazda bulunması üzerine iş bu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık 30.913,65 TL tutarlı depo kirası nedeniyle düzenlenen fatura kapsamında, davacının alacaklı olup olmadığı konusundadır. Taraflar arasında 01/05/2015 tarihinde akdedilen sözleşmenin 8.maddesi çerçevesinde davalı tarafça sözleşmenin feshedildiğine ilişkin Beyoğlu ... Noterliğinin 01/10/2015 tarih ... yevmiye nolu fesih ihtarının davacıya 14/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sözleşmenin 8.maddesinde tarafların 1 ay süre ile sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerinin devam edeceğinin kararlaştırıldığı, fesih ihtarının tebliği tarihi nazara alındığında 14/11/2015 tarihine kadar tarafların sözleşmesel yükümlülüklerinin devam ettiği, davacının bu kapsamda depo kirası ödemeye devam ettiği, sözleşmenin 8. maddesinde ...'nun, verilen hizmet karşılığını eksiksiz ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içinde depo bulundurma yükümlülüğünün de devam ettiği bu sebeple ödemek zorunda olduğu kira bedelini davalıya yansıtabileceği ..." gerekçesiyle, kabulü ile davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan, alacağın %20'si oranında hesaplanan 5.915,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının sözleşmenin 11. maddesine aykırı hareketi, bu hareket neticesinde de fesih ihtarının tebliğ tarihinin değişeceği hususlarının yazılı tüm beyan ve itirazlarında ile sürülmüş olmasına karşın mahkemece dikkate alınmadığını, 01.10.2015 -14.11.2015 tarihleri arasında davacının davalıya hizmet sunup sunmadığı hususunun tespitinin davacının fatura kesmesine dayandırılması yönündeki tespitin kabul edilemeyeceğini, böyle bir tespitin ticari örf ve adet, usul, yasa ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, mahkeme kararının bu yönden de hatalı olduğunu, Bu süreçte davacı tarafından kesilen faturaların da davacı tarafa ihtarname ile iade edildiğinin dosya içerisindeki kayıtlar ile sabit olduğunu, bu durumda, sırf davacı bu süreçte müvekkiline fatura kesti diye veya önceki dönemlere ait cari hesaptan kaynaklı borç ve alacak ilişkisi kapsamında bu dönem aralığında ödeme yapılmış olmasının, bu dönemde davacı tarafından müvekkiline hizmet verildiği anlamına gelmediğini, Davacı tarafından hangi hizmete dair kesildiği anlaşılamayan, yine davacıya yasal süresi içerisinde iade edilen faturalar esas alınarak, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerin aksine ek raporda bu yönde bir tespit yapılmasına kendilerince itirazda bulunulması karşısında itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, zira bir kısım kayıtların da davacı tarafından yasal kesin süreler geçtikten sonra sunulduğunu, buna muvafakat göstermediklerini ve itiraz ettiklerini beyan etmelerine rağmen bu itirazların da mahkemece dikkate alınmadığını, Davanın tümden reddine ilişkin savunmaları ve davaya dair tüm itirazlar baki kalmak kaydıyla, bilirkişi raporunda davacının hiçbir yazılı delil ile ispat edemediği alacak taleplerinin reddine yönelik tespitler karşısında, davanın tümden kabulüne karar verilmesine de isabetsiz olduğunu, Mahkeme kararının dosya içeriğindeki deliller ve bilirkişi raporları ile çelişkili olup, bu çelişkilerin gerekçeli karar ile de giderilemediğini, kararın bu yönü ile de eksik ve hatalı olduğunu, Karar içeriği hatalı olduğundan, davacı tarafın alacak iddiasını yazılı kayıt ve delillerle ispat edemediğinden, bu durum dosya içeriğinde yer alan bilirkişi raporları ile de sabit olduğundan, buna rağmen mahkemenin davalı aleyhine inkar tazminatına hükmetmemesinin de hatalı olduğunu, Mahkemenin dosyada birbiri ile çelişkili bilirkişi raporları olmasının, davacının alacak iddiasını yazılı belge ile ispat edememesi karşısında alacağın neden likit olduğu yönünde tespitte bulunduğunun da anlaşılamadığını, alacağın likit olmadığını, hükmedilen inkar tazminatının hatalı olduğunu, karara bu yönden de itiraz ettiklerini, delil sözleşmesine de yapılan tüm itirazlara rağmen ne bilirkişilerce ne de mahkemece dikkate alınmadığını, kararın bu yönü ile de eksik ve hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak davalı yanca feshi nedeniyle, yine sözleşmenin 8. maddesi uyarınca depo kirası vs. alacağından davalının sorumlu olduğu iddiasıyla, alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından davalı aleyhine 30.11.2015 tarihi itibariyle vadesi geçmiş alacak açıklaması ile 107.317,59 TL alacağın, takip tarihinden itibaren işletilecek avans temerrüt faizi ile tahsili için ilamsız takip yapıldığı, ödeme emri tebliği üzerine davalı yanca 77.740,86 TL alacağın kabulü ile bu tutar dışında kalan alacağa itiraz edildiği, davacının da kısmen itiraz edilen 29.576,73 TL yönünden davalının itirazının iptali istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki 06.04.2015 tarihli depolama ve dağıtım sözleşmesinin davalı tarafından Beyoğlu ... Noterliğinin 01.10.2015 tarihli fesih ihbarı ile fesh edildiğinin bildirildiği, ihtarın 14.10.2015 tarihinde davacıya tebliğ olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yan sözleşmenin 8. maddesi uyarınca bir ay önceden bildirimle feshin sonuç doğuracağını, buna göre sözleşmenin 14.11.2015 tarihinde fesholunması gerektiğini, oysa davacının yukarıda söz edilen ihbarla feshi derhal uyguladığını, bu nedenle sözleşmenin 8. maddesi uyarınca 01.10.2015-14.11.2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin davacının ödemek zorunda olduğu depo kirası, forklift ve araç kiraları ile personel gideri gibi giderlerden sorumlu olduğunu, dolayısıyla buna ilişkin düzenlenen 30.913,64 TL'lik fatura alacağından davalının sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Davalı yan ise davacıya 14.09.2015 tarihli bildirim yapıldığını, buna göre sözleşmenin 8. maddesi uyarınca feshin 14.10.2015 tarihinde gerçekleştiğini, ayrıca deponun da 30.09.2015 tarihinde boşaltıldığını ileri sürerek savunma yapmıştır. Davalı yanca davacıya gönderilen Beyoğlu ... Noterliğinin 01.10.2015 tarihli fesih ihbarının 14.10.2015 tarihinde davacıya tebliğ olunduğu, buna göre sözleşmenin 8. maddesi düzenlemesi uyarınca feshin 14.11.2014 tarihinde gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Davalı yanca davacıya daha önce 14.09.2015 tarihli bildirim yapıldığı, bu yönde gönderilen ihbarın davacının sözleşmeye aykırı olarak adresini değiştirmesi nedeniyle tebliğ olmadığı, buna göre sözleşmenin 8. maddesine uygun olarak feshin 14.10.2015 tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerektiği ileri sürülmüşse de bu hususun kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Yine davalı yanın depoyu 30.09.2015 tarihinde boşalttığı ileri sürülmüşse de bu husus kanıtlanmadığı gibi, davacının alacak iddiasının sözleşmenin 8. maddesi hükümlerine aykırı olarak feshi nedenine dayandığı gözetildiğinde, bu konudaki istinaf nedeni de yerinde değildir. Davalı vekilince taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesi uyarınca davacının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle 01.10.2015 tarihli ihtarnamenin davacıya tebliğ edilemediğini, bu husus dikkate alındığında fesih tarihinini değişeceğini, davacıya yapılan ihbarın 01.10.2015 tarihi olarak kabulü gerektiği ileri sürmüş se de iş bu ihtarın 14.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, daha önce çıkan bir ihbarın davalı yanca kanıtlanamadığı anlaşılmakla, aksi yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. HMK'nın 222. maddesi ticari defterlerin ibraz ve delil olmasını düzenlemiş olup, mahkemece, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi ile karar verilebilir. Ticari defterlerin karşılıklı olarak incelenip değerlendirilmesi esastır. Karşı tarafın ispat hakkını bütünüyle ortadan kaldıracak şekilde münhasır delil anlaşması yapılamaz. Buna göre davalı vekilinin, müvekkili defterlerinin sözleşmenin 14. maddesi uyarınca münhasır delil olarak kabul edildiğinin dikkate alınmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafından davalıya tanzim edilip davacı defter ve kayıtlarında bulunan, ancak davalı kayıtlarında bulunmayan 30.913,64 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, davacının da bu faturaya delil dilekçesinde yer verdiği gözetildiğinde, fatura dayanaklarının bilirkişi incelemesi aşamasında sunulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin süresinde delillerin sunulmadığına dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ancak, bilirkişi ek rapor içeriğinde ayrıntıları verildiği üzere, davacının düzenlemiş olduğu 30.913,64 TL fatura kapsamında yer alan Araç Giderleri ve kirası, forklift gider ve kirası , forklift iade nakliye giderlerine ilişkin toplam 9.679,50 TL + KDV alacağın ispatlanmadığı, aylık kira bedeli, kira stopajı ve personel giderlerine ilişkin toplam 19.491,83 TL alacağın tevsik eden belgelerle kanıtlandığı, buna göre davacının kanıtlanan ve talep edebileceği alacak tutarının 19.491,83 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı vekilince de bilirkişi ek raporuna karşı sunulan 06.06.2018 tarihli beyan dilekçesinde de kanıtlanamayan alacak tutarı için belge sunulamadığı belirtilerek, bilirkişi ek raporundaki alacak tutarı olan 19.491,83 TL alacağın benimsendiği ileri sürülerek, raporda belirlenen bu alacak tutarı üzerinden karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Buna göre mahkemece kanıtlanan ve davacı vekilince de benimsenen 19.491,83 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın tümüyle kabulü yönünde kurulan hüküm isabetsiz olmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni yerinde görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak, Dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca kısmen iptali ile 19.491,83 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, 2-Fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, 3-Kabul edilen tutar yönünden alacak likit olmakla İİK'nın 67/2.maddesi uyarınca takdiren %20 oranı üzerinden hesaplanan 3.898,36 TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-Reddedilen kısım yönünden davacının takipte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, 5-Alınması gerekli 1.331,49 TL harçtan peşin alınan 357,22 TL'nin mahsubu ile bakiye 974,27 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan 357,22 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 63,00 TL bilirkişi masrafı 1.850,00 TL olmak üzere toplam 1.913,00 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 1.260,71 TL'lik bölümünün davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından sarf edilen 79,95 TL posta - tebligat giderinin davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 27,26 TL'lik bölümünün davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına 8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 11-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 594,50 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davalıya iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 22,05 TL posta gideri olmak üzere toplam 143,35 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 13-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK'nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.