Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1032
Karar No: 2021/1249
Karar Tarihi: 14.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1032 Esas 2021/1249 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1032
KARAR NO : 2021/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2015/816 Esas - 2018/346 Karar
TARİHİ: 26/04/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirketin akdettiği bayilik anlaşması uyarınca müvekkil şirketin bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı tarafın bayilik anlaşmasının ihlal etmesi ve muaccel haldeki borçlarını ödememesi nedeniyle müvekkili şirketin keşide ettiği Kadıköy ... Noterliğinin 23/01/2015 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik anlaşmasını feshettiğini ve muaccel haldeki alacaklarının ödenmesi hususunun davalı tarafa ihtar edildiğini, müvekkili şirketin ikame edilen başkaca icra takip dosyalarında takiplere konu edilen iade kira bedelleri ve bunların faizlerine ilişkin fatura bedelleri dışında, davalı şirketten ticari ilişki nedeniyle fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla 2.144.461,30 TL tutarınca alacağı bulunduğunu, şirketin alacaklarının ödenmesi hususunda davalı şirkete yapmış olduğu ihtarın sonuçsuz kalması nedeniyle ticari ilişkiden kaynaklanan alacağının 2.144.461,30 TL'lik kısmı ve bunun takip tarihine kadar işlemiş faizi olan 46.844,36 TL'nin ahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı şirket tarafından bayilik sözleşmesinin asılsız ve mesnetsiz iddialarla haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, ilgili fesih ihtarnamesinde, başka bir LPG dağıtım şirketi ile çalışılması fesih konusu yapılmışsa da davacı ... ile LPG Bayilik Sözleşmesinin karşılıklı rızalar doğrultusunda sona erdirildiğini, böyle bir durum karşısında davacı ile LPG faaliyetinde bulunmayacak olan müvekkili şirketin LPG faaliyetini bırakması da mümkün olmayacağına göre başka bir LPG dağıtım şirketi ile faaliyette bulunacağının aşikar olduğunu, taraflar arasında halen derdest olan İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/625 Esas sayılı dosyası ve ayrıca İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/375 Esas sayılı dosyası olduğunu, davacı ilgili dosyalarda aradaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğini ileri sürerken burada ise kendisi tarafından sözleşmelerin feshedildiğini kabul etmekte olduğunu, davacının feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin bu nedenle davacı şirketten mahrum kalınan kâr tazminatı alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin borçlu olmaması yanında ayrıca davacı şirketten sözleşmenin feshinden önceki dönemde gerçekleşen akaryakıt satışları nedeniyle kendisine ödenmeyen prim alacaklarının söz konusu olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin ilk beş yıllık süresi dolmasına karşılık BP tarafından sözleşmeleri ifa edilmeye zorlandığını ve uzunca bir sürede ifa edildiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi Kadıköy .... Noterliği'nin 23/01/2015 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafça feshedilmiştir. İhtarnamenin 26/01/2015 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği de anlaşılmaktadır. Davacı tarafın usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil vasfını haiz bulunan ticari defter ve dayanak kayıtları kapsamına göre takip tarihi itibariyle 31.556.994,62 TL alacaklı bulunduğu bu miktarın 29.412.533,32 TL tutarındaki faturaların dava konusu icra takibine dahil edilmediği, davalı tarafın aynı şekilde sahibi lehine delil vasfına haiz bulunan ticari defter ve dayanak kayıtlarında davacı yana 61.911,96 TL borçlu olduğu, keza 31/12/2014 tarihi itibariyle taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapılıp buna göre davacının 1.520.232,15 TL alacaklı olduğu taraflarca da kabul edilmiştir. Tarafların yasal defter kayıtları da 31/12/2014 tarihi itibariyle yukarıda belirtilen cari hesap mutabakatında da gösterildiği üzere 1.520.232,15 TL tutarında davacı tarafın alacaklı olduğu şeklinde örtüşmektedir. 16/04/2015 takip tarihine kadar olan süreç içerisindeki işlem ve kayıtlar bakımından taraf defterlerinde mutabakat mevcut olmayıp; davalı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 1.975.983,89 TL tutarlı faturaların davacının yasal defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde yer almadığı buna karşın bayi talep formları, akaryakıt teslim formları, sevk irsaliyeleri ve diğer dayanak belgeler kapsamına göre faturalar içeriği akaryakıt ürünlerinin davacı tarafça davalıya verildiği anlaşılmaktadır. Akaryakıt satışı yapan dağıtım şirketleri ve bayileri EPDK tarafından kontrol ve takip altında olup, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nda her dağıtıcının otomasyon sistemi oluşturarak lisans aldığı kendi markası altında satış yapan bayilerini bu sisteme dahil etme zorunluluğu karşısında, dağıtıcıların bayilere sattıkları ürün ve bayilerin haklarına miktar olarak girişleri ve tanklardaki malın yazarkasası durumundaki ponpada perakende tüketiciye satışları bu sistem aracılığı ile takip edilmekte olup bayinin alımları ile dağıtıcının satışlarının tutarlı olmasına, bayinin alım miktarı ile satış miktarı ve hatta stok durumunun incelenmek suretiyle her ayın 19. akşamı dağıtıcının otomasyon sistemine girilerek bayi raporlarının kurum tarafından otomatik olarak çekildiği ve keza ay sonunda da dağıtıcıdan aylık bayi ve satış miktarlarını bildiren raporların web aracılığı ile gönderildiği, dağıtıcı ve bayilerin bu sisteme uymak zorunda olup aksi halin ve tutarsızlıkların ağır cezai yaptırımları doğurduğu, diğer yandan alınan tüm bilirkişi kurulu raporları ve ek raporlarda da vurgulandığı üzere gerek davacı şirketin gerekse davalı bayinin 2015 yılından itibaren e-defter uygulamasına geçtikleri, davacı dağıtım şirketi tarafından 03/01/2015-10/03/2015 tarihleri arasında kırk adet e-fatura sisteminden temel fatura olarak KDV dahil toplam 1.987.752,92 TL'lik fatura tanzim edildiği ancak bu faturaların davalı kayıtlarında yer almadığı, buna karşın faturalar e-fatura olarak düzenlenmiş olup, e-fatura düzenleme/gönderim ve alım bilgilerinin mevcut olduğu EPDK 'ya yapılan bildirimlerde de akaryakıt teslim ve satışlarına dair tonajların beyan edilip bildirildiği, e-fatura sisteminden gönderi yapılan temel faturalara davalı tarafça iade faturası tanzimi ile gönderilmesi ya da muhasebe kayıtlarına alınmadan harici yolla sistem dışından itiraz edilmesinin de söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan bilirkişi kurulu'nun ek raporunda, davalı taraf itirazları bakımından taktiksel oyalamaya yönelik itirazlar tabirine yer verilmiş olmakla birlikte, gerek kök rapor ve gerekse aynı yönde tesbit ve sonuçları içeren ikinci bilirkişi kurulu raporu dikkate alınarak, ek rapordaki bu ifadelerin sonuca bir etkisinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Yukarda yer verilen açıklamalar ışığında ve keza dava ve takibe dayanak faturalara konu malların davalı şirket tarafından imzalanan ve davalı şirkete ait olduğu anlaşılan faks ile davacıya iletilen talep formlarında plaka ve sürücüleri de belirtilen araçlara teslim edilip, sevk irsaliyeleri ve dolum formları ile de ürünlerin davalı yana teslim edildiği sabittir.Davalı tarafça yapılan tüm ödemelerin davacı kayıtlarında da aynen yer aldığı ve davacı tarafça da kalan alacak miktarı bakımından takip başlatıldığı, açıklanan bu durum karşısında davacı tarafın takipte yer alan asıl alacak miktarı kadar davalıdan alacaklı bulunduğu sonucuna varılmıştır. Diğer yandan kira ödemesine ilişkin taraflar arasında ve İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/625 Esas sayılı dosyasının taraflar arasındaki mal teslimi ve satışından kaynaklanan davamızı etkileyecek bir niteliğinin bulunmaması ihtarnamenin 26/01/2015 tebliğ tarihi ve verilen sürede dikkate alındığında 359.917,00 TL için 27.01.2015 temerrüt tarihi ile 16/04/2015 takip tarihi arasında geçen 80 günlük süre bakımından karşılığı 8.398,06 TL işlemiş faiz ve kalan 1.784.544,30 TL kısım içinde verilen süreye nazaran 74 gün üzerinden 38.516,41 TL olmak üzere toplam 46.914,47 TL işlemiş faiz miktarı hesaplanmakla birlikte davacının daha düşük olan talebiyle bağlı olması karşısında, icra takibindeki işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu, alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmek suretiyle ..." gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Öncelikle mahkeme tarafından hükme esas olarak alındığı belirtilen bilirkişi raporunda, dava konusu olan tüm faturaların yakıt faturası olmadığı açıkça tespit edilmiş iken mahkeme tarafından davadaki tüm alacağın gerçeğe aykırı bir şekilde yakıt faturası gibi değerlendirilerek, tüm alacakla ilgili kabul kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu faturalardan 218.620,34 TL ile ilgili kısmının davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan ödemelerden kaynaklı faturalar olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin borçlu olduğu iddia edilmişse de davacı şirketin müvekkili şirkete yaptığı ödemeleri ne sıfatla ve nasıl müvekkiline geri fatura ederek alacaklı olduğu dahi açıklanmadan doğrudan sırf bu nedenle alacaklı olacağı görüşünün hukuka aykırı olduğunu, diğer alacak faturaları ile ilgili olarak 8.211,74 TL lik söküm bedeli faturasının da ispatı gerektiğini, Müvekkili şirketin bayi olup davacının dağıtım şirketi olduğunu, dolayısıyla esas olan müvekkili şirketin davacıya mal karşılığı ödeme yapması olduğunu, bu nedenle ilgili ödemenin geri alınması için bunun hukuka uygunluk sebebinin ispatı gerekmekte olup ayrıca Yargıtay'ın kemikleşmiş içtihatları uyarınca açıklama bulunmayan banka havalesinin tediye hükmünde olduğunu, sadece banka dekontu ile talep edilemeyeceğinin de tartışmasız olduğunu, Huzurda görülen alacak davasında, davacının HMK'nın 200. maddesi uyarınca alacağını ispat edememiş olup buna rağmen mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verildiğini, fakat mahkeme tarafından da yanılgıya düşüldüğü üzere, davacının iddia ettiği yakıt alacağı karşılığında müvekkili şirketi temsile yetkililerin imzalarını içeren hiçbir sevk irsaliyesi dosya kapsamında bulunmadığını, davacının bu yakıtı verdiğini yazılı belge ile ispat edemediğini, Mahkemenin gerekçeli kararında da EDPK otomasyon bildirimleri ile dava konusu yakıtın verildiğinin ispatlandığı ileri sürülmüşse de EPDK'ya bildirimin de davacı tarafından tek taraflı olarak yapıldığı, ortada bir mutabakat ya da resmi kurumun bir tespitinin bulunmadığı ve ilgili bildirimin sadece beyana dayalı olduğunun göz ardı edildiğini, takas mahsup defi gözardı edilerek bu konuda inceleme ya da bir karar verilmeksizin verilen kararın da hukuka aykırı olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ticari defterlere kayıtlı olmayan ve TTK uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen faturalardaki vade tarihinin temerrüt tarihi sayılmasının ve bu vade tarihlerine göre işlemiş faiz hesaplaması yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ayrıca hukuka aykırı olarak işlemiş faiz hesabı da yapıldığını, zira rapordan da anlaşılacağı üzere ilgili faturaların müvekkili şirketin defterlerinde kayıtlı olmadığını dolayısıyla da kabul edilmediğinin ortada olduğunu, hal böyle iken TTK uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve kayıtlarda bulunmayan faturalar üzerindeki vade tarihlerinden işlemiş faiz hesabı yapılması da hukuka aykırı olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bayilik ilişkisi kapsamında davalıya satışı yapılan ürün bedellerinden kaynaklı alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davının kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında akdedilen 12.11.2014 tarihli sözleşme ile bayilik ilişkisi bulunduğu, sözleşmenin Kadıköy ... Noterliğinin 23.01.2015 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarı ile feshedildiği, ihtarın davalıya 26.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının alacaklarının ödenmesi için yen gün süre verildiği anlaşılmaktadır. Tarafların ticari defter ve kayıtlarında inceleme yaptırılmak suretiyle alının bilirkişi rapor içreklerinden; 31.12.2014 tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.520.232,15 TL alacaklı göründüğü, davalı kayıtlarında da alacağın kayıtlı olduğu, buna ilişkin mutabakat belgesi de gözetildiğinde 31.12.2014 tarihi itibariyle davacının 1.520.232,15 TL tutarında alacağının ihtilafsız bulunduğu, 31.12.2014-16.05.2015 takip tarihi arasındaki dönem yönünden taraf kayıtlarının örtüşmediği, davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen 1.975.983,89 TL tutarlı e fatura konusu akaryakıt ürünlerinin davalı tarafın kaşe imzasının bulunduğu Bayi Talep formları, akaryakıt teslim formları, sevk irsaliyeleri ve otomosyan kayıtları ile davalıya tesliminin kanıtlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı yanının davacının fatura konusu akaryakıt ürünlerinin teslimini kanıtlayamadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça 10.03.2015 tarihli 8.211,74 TL'lik istasyon söküm bedeli açıklamalı faturanın muhteviyatının ispatı yönünden sunulan bilgi ve belgeler ile taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi uyarınca istasyon söküm bedelinden davalı yanın sorumlu olması nedeniyle, davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davacı tarafından davalının düzenlediği ve cari hesabı davalı alacağı olarak işlenen ancak davalı kayıtlarında bulunmayan faturalar karşılığında 05.01.2015 tarihli 114.098,92 TL, 07.01.2015 tarihli 48.990,06 TL ve 15.01.2015 tarihli 55.531,36 TL lik ...bank ödeme dekontları ile davalıya gönderilen tutarlar karşılığı olup, kabul edilen 218.620,34 TL davacı alacağının karşılığının bulunmadığı yönündeki davalı istinafı da yerinde görülmemiştir. Davalı yan kendilerinin de davacının haksız feshi nedeniyle kâr kaybına uğradıklarını, ayrıca sözleşmenin feshi öncesi dönem için prim alacakları bulunduğunu ileri sürerek, iş bu alacaklarının takas mahsubu taleplerinin değerlendirilmediğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Ancak davalı yanca söz konusu alacak iddialarına ilişkin yargılama aşamasında herhangi bir kanıt sunulmadığı gibi, bilirkişi rapor içeriğinde de vurgulandığı üzere, davalının ileri sürdüğü prim yada başka alacağa ilişkin yasal defter ve kayıtlarında herhangi bir alacak tahakkukuna ilişkin kayıt da bulunmadığı gözetildiğinde, davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Mahkemece, takipte istenen işlemiş faiz yönünden bilirkişi raporlarında davalının temerrüt tarihi ile takip tarihi esas alınarak yapılan hesaplama uyarınca ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin fatura tarihlerine göre temerrüt kabulü ile işlemiş faiz hesaplaması yapıldığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İlk derce mahkemesince kuralan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 109.066,23 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.10.2021 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi