3. Hukuk Dairesi 2019/5175 E. , 2020/1531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, ... ili, ... köyü, 259 ada, 1 parselde bulunan 170 m2 arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, buna rağmen tahsis kararının iptal edildiğini ve imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini belirterek, 170 m2 arsanın rayiç değerinin tespiti yapılarak, bu bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.09.2014 tarihinde talebini 79.900,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; sözleşmenin geçersiz olduğunu, rayiç bedel istenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın rayiç bedeli olan 79.900,00 TL"den 10.000,00 TL"nin dava tarihi olan 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ıslah ile arttırılan 69.900,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 09/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 25.09.2017 tarihli ve 2016/1707 E., 2017/12557 K.sayılı ilamı ile özetle; 20.08.2016 tarihinde kabul edilen 6745 sayılı kanunun 12.maddesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10.maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; 20.08.2016 tarihli 6745 sayılı kanunun 12.maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanunu"na eklenen geçici 10.maddenin Anayasa Mahkemesi"nin 20.12.2018 gün, 2016/181 E. ve 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerli olduğu, davacının, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebileceği, ifanın imkansız hale geldiği 11.12.2009 tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın rayiç değerinin 79.900,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 79.900,00 TL"nin 10.000,00 TL"sinin dava tarihinden 69.900,00 TL"sinin ise ıslah tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya verilmesine, BK 76/2.fıkrasına göre yapılan 7.500 TL"lik geçici ödemenin hükmedilen tazminattan mahsubuna karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı belediyenin maliki bulunduğu taşınmazı 775 sayılı Gecekondu Kanunu"nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya satışına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi geçerlidir ve geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değeri isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir.
Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği 11/11/2009 tarihindeki m² birim değerinin 470,00 TL olduğu belirtilmiş, buna göre de taşınmazın bu tarihteki değeri hesaplanmıştır. Rapor incelendiğinde, emsal olarak bilirkişi tarafından resen dikkate alınan taşınmazın dava konusu taşınmazdan 1,04 kat daha değerli olduğu belirlenerek sonuca gidilmiştir. Davalı ... tarafından tahsisi yapılan dava konusu taşınmazla, emsal olarak alınan taşınmazın metrekare değerleri arasında bu denli fark bulunmasının nedenleri raporda ve mahkeme gerekçesinde açıklanmadığı gibi, raporun soyut olduğu, taraf ve Yargıtay denetimine uygun tanzim edilmediği anlaşılmıştır. Dairemizin 2014/21242 E., 2015/8377 K. sayılı ilamı ve benzer onama ve düzelterek onama ilamlarına ilişkin mahkeme kararlarına esas alınan bilirkişi raporlarında, 2009 yılında m² birim fiyatlarının 300,00 TL olarak belirlendiği gibi, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2015/41413 E. sayılı ve diğer benzer bozma ilamlarında da bu hususa işaret edilerek başka dosyalardan aldırılan bilirkişi raporlarına atıf yapılmış olup, bu raporlar da gözetilerek, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli konusunun uzmanı bilirkişiden rapor aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.