8. Hukuk Dairesi 2016/1244 E. , 2017/1284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı, Katılma ve Değer Artış Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı, katılma ve değer artış payı alacağı davasının yargılaması sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın tefriki ile ayrı esas kaydına dair; ... 10. Aile Mahkemesi"nden verilen 24.03.2015 gün ve 310/190 sayılı hükmün, duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Destina Güven vekili; asıl davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce ve sonra evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmazlar, banka ve finans kuruluşlarındaki nakdi varlıklar vs. yönünden TMK ilgili maddeleri gereğince hesaplanacak katılma ve değer artış payı alacağı ile 743 sayılı TKM"den doğan katkı payı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiş olup; harca esas değer 100.000,00 TL olarak bildirmiştir.
Birleşen ... 6. Aile Mahkemesi 2014/673 esas ve 2014/640 karar sayılı dosyada davacı Destina vekili; fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak evlilik birliği içinde davalı tarafça İstanbul"da edinilmiş 2 adet taşınmaz yönünden davacının katılma payı alacağının tespiti ile 10.000,00TL, davalıya ait taşınmazların kira gelirleri yönünden 10.000,00 TL, davalının ortağı olduğu şirkette davacının çalışmasına karşılık alması gereken ücret alacağı yönünden 1.000,00 TL ve davalının evlilik birliği içinde edinmiş olduğu araçlar yönünden davacının katılma payı alacağının tespiti ile 100,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının ev hanımı olduğu ve malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece; asıl dava yönünden dava konusu yapılan taşınmazlara ve davalının hissedar olduğu şirketlere katkıda bulunulduğu ispatlanamadığından toplam 100.000,00 TL katkı payı alacağı talebinin reddine, birleşen davanın eldeki davadan ayrılması ve mahkemenin yeni bir esasına kaydına, yargılamanın yeni esas üzerinden devamına karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde reddedilen asıl dava yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin katkı payı alacağına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin katılma ve değer artış payı alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Değer artış payı alacağı ise; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme (TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacak miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK 227/2 m). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.
Mahkemece, "dava dilekçesinde soyut olarak, davalı adına kayıtlı olan taşınmazların, nakdi vs. varlıkların malvarlığının envanterinin tespiti davası ile belirlenecek mallar için mahkemece hesaplanacak katılma alacağı, değer artış payı ayrıca katkı payının şimdilik 100.000,00 TL"nin davalıdan tahsili istenmiş olup dava dilekçesinde katkının ne şekilde olduğu açıklanmamış, ilk duruşmadan sonra ara kararı üzerine 03/07/2007 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde davacının, banka hesabındaki meblağlarla katkıda bulunduğu belirtildiği, 12/12/2007 tarihli dilekçede istek açıklanarak bu dilekçede belirtilen 11 adet taşınmaz ve davalının hissedar olduğu şirketlerdeki kâr payı için sadece Katkı Payı Alacağı istendiği beyan edildiği" gerekçesiyle katılma ve değer artış payı alacakları yönünden bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacı taraf dava dilekçesinde davalı adına edinilen 01.01.2002 öncesi ve sonrası malvarlığı bulunduğunu belirterek, neticei talep kısmında davalı adına kayıtlı malvarlığı yönünden 743 sayılı TKM"dan kaynaklanan katkı payı alacağı talebi ile birlikte açıkça 4721 sayılı TMK"ndan kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacağı talebi bulunduğunu bildirmiştir. Dava dilekçesinde, davacının ev hanımı olduğu belirtildiğinden Mahkemece 01.01.2002 öncesi mallara katkının dayanağının bildirilmesi için verilen süre içinde davacı vekilince bankadaki mevduatlar katkı nedeni olarak açıklanmıştır. 10.10.2007 tarihli üçüncü celse iki nolu ara karar ile davacı tarafın dava ettiği değerleri açıklaması ve tam bir liste halinde sunmasına karar verildiği, 22.11.2007 tarihli dördüncü celse ise davacı vekiline önceki celse iki nolu ara kararı gereği açıklamada bulunmak üzere 20 gün kesin süre verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). Davacı tarafça sunulan 12.12.2007 havale tarihli dilekçede, mahkemenin ara kararı gereği talep konusunun neler olduğu ve talep miktarları açıklanmıştır. Mahkemece söz konusu dilekçede sadece "katkı payı alacağı" ibaresi kullanıldığından katılma ve değer artış payı alacakları yönünden değerlendirmede bulunulmamış ise de, gerek dilekçenin dava konusu malların ve talep miktarlarının açıklanması amacıyla verilmiş olması, gerekse söz konusu dilekçede ve aşamalardaki beyanlarında davacı tarafın sadece katkı payı alacağı istediklerine ve dava dilekçesindeki diğer talepler yönünden isteklerinin olmadığına yahut açıkça feragat ../.
ettiklerine ilişkin bir açıklamasının bulunmaması, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, artık değere katılma ve değer artış payı alacağı isteklerini de kapsadığının kabulü gerekmektedir.
O halde, Mahkemece davacı tarafın bu talepleri yönünden iddia, savunma ve deliller gözetilerek işin esası hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile bu taleplerin değerlendirilmemesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.