Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/114
Karar No: 2021/918
Karar Tarihi: 04.03.2021

Danıştay 10. Daire 2016/114 Esas 2021/918 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/114
Karar No : 2021/918

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay ili, … ilçesi, … İlçe Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, görevi sırasında maskeli ve motor üzerinde bulunan şahıslar tarafından tüfekle ateş edilmesi sonucu görev malulü olacak şekilde yaralandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 100.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; idarenin meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmesi için, zarar ile idari eylem arasında illiyet bağı bulunması ve bu illiyet bağının, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru ile zarara sebebiyet vermiş olması nedeniyle ortadan kalkmamış olması gerektiği, dosya içeriğinde mevcut tanık ifadeleri, olay yeri tespit tutanakları, … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dosyasında verilen kararın değerlendirilmesinden, görev saati dışında bahse konu işyerinde müşteri olarak bulunan davacının uğradığı zararın görevin neden ve etkisinden kaynaklandığından bahsedilemeyeceği gibi işyerinin sahibi ile şahsi husumeti olan K.A.'nın eyleminin, davacının uğradığı zarar ile idari eylem arasındaki illiyet bağını kestiği sonucuna varıldığından, üçüncü kişinin kusurlu eylemi sonucunda meydana gelen zararın davalı idare tarafından tazmin edilmesine hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı kurumca emekliye sevk edildiği, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ceza dosyasındaki beyanların dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Hatay ili, … ilçesi, … İlçe Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, görevi sırasında maskeli ve motor üzerinde bulunan şahıslar tarafından tüfekle ateş edilmesi sonucu görev malulü olacak şekilde yaralandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 100.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun Ek 4. maddesinde, polisin, görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, hizmet branşı, yeri ve zamanına bakılmaksızın, bir suçla karşılaştığında suça el koymak, önlemek sanık ve suç delillerini tesbit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve yetkili olduğu, bu madde hükmü gereğince bir suça müdahale eden polise karşı işlenen suçun görevli memura karşı işlenmiş suç; müdahalede bulunan polisin işlediği suçlar ise görevli memurun işlediği suç sayılacağı hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, polis memuru olarak görev yapan davacının, görevi sırasında maskeli ve motor üzerinde bulunan şahıslar tarafından tüfekle ateş edilmesi sonucu görev malulü olacak şekilde yaralandığı, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla vazife malullüğü başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği, öte yandan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun … tarih ve … nolu kararıyla davacıya 2330 sayılı Kanun uyarınca nakdi tazminat ödenmesine karar verildiği, görev malulü olacak şekilde yaralandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 100.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince görev saati dışında bahse konu işyerinde müşteri olarak bulunan davacının uğradığı zararın görevin neden ve etkisinden kaynaklandığından bahsedilemeyeceği gibi işyerinin sahibi ile şahsi husumeti olan K.A.'nın eyleminin, davacının uğradığı zarar ile idari eylem arasındaki illiyet bağını kestiği sonucuna varıldığından, üçüncü kişinin kusurlu eylemi sonucunda meydana gelen zararın davalı idare tarafından tazmin edilmesine hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmekte ise de, davacının 31/05/2013 tarihinde resmi üniformalı olarak gece görevini devralmak üzere beklediği lokantaya gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu yaralandığı hususunun; olaya ilişkin olarak tutulan tutanak ve … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … esas sayılı dosyası kapsamında yürütülen ceza yargılaması gereğince sabit olduğu, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun … tarih ve … sayılı kararında davacının olaya müdahale etmek istediği esnada açılan ateş sonucu yaralandığının açıkça belirtildiği görüldüğünden, davacının resmi üniformalı olarak gece görevini devralmak üzere beklediği lokantaya gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu yaralanması olayının görevinin neden ve etkisine bağlı olarak meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, davacının görevinin neden ve etkisi sonucu meydana gelen zararlarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazminine karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi