Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/22004
Karar No: 2017/1306
Karar Tarihi: 07.02.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/22004 Esas 2017/1306 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/22004 E.  ,  2017/1306 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce karara bağlanmış bu karara karşı Mahkemece direnilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR

    Davacılar vekili, dava konusu 286 ada 20 parselde kayıt maliki olarak ... kızı .... ve ... adına görünen 1/4"er paya ilişkin tapu kayıtlarının TMK"nın 713/2. maddesi gereğince hukuki değerini yitirdiğini açıklayarak, .... ve ... adına kayıtlı paylara ait tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacıların haklarını...."e sattıklarını bildirmesi üzerine, davaya davacı Tahsin vekili olarak devam ederek, iptal edilecek paylara ait tapu kayıtlarının... adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili, davanın reddini savunmuş; davaya dahil edilen ... ... mirasçıları ise dava konusu payların davacı adına tesciline bir diyecekleri olmadığını bildirmişlerdir.
    Mahkemece, davalı ... Belediyesi aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise 4721 sayılı Yasa"nın 713/2. maddesindeki şartların oluşmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiş; verilen karar Dairemizin 28.04.2015 gün, 2014/25436 Esas ve 2015/9566 Karar sayılı ilamı ile .... Belediyesi aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan ve tapu kütüğünden maliki kim olduğu anlaşılamayan nedenine dayalı istemin reddinin doğru olduğu, TMK"nun 713/2. maddesinde düzenlenen “ölüm” nedenine dayalı iptal ve tescil istemi hakkında özetle; ölüm ibaresinin Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 gün, 58/52 sayılı ilamı ile iptal edilmişse de Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.03.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise bu tür hak sahiplerinin dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabul edildiği, bu durumda mahkemenin Anayasa Mahkemesi"nin kararından hareketle verdiği ret kararı yerinde olmadığı açıklandıktan sonra davacı tarafa süre verilerek ... kızı ... ... isimli kişiye ait mirasçılık belgesi çıkartılarak mirasçıları davaya dahil edilmiş ise de, ... ... isimli kişinin kayıt maliki ... kızı ... olup olmadığı konusunda
    tereddüt bulunduğu, ayrıca, diğer pay maliki ... kızı ...."ye ait mirasçılık belgesi de dosyada bulunmadığı, ... kızı .... ile ... kızı ..."nin 9/36"şar pay sahibi oldukları, ancak bu maliklerin ölü olup olmadıklarının bilinmediği, mirasçılarının bulunup bulunmadığının da tereddüte yer bırakmayacak biçimde araştırılmadığı, hiç mirasçı bırakmadan ölmüş olmaları halinde TMK"nun 501. maddesi uyarınca son mirasçının Devlet olacağı gözetildiğinde öncelikle, kayıt maliklerinin hasımlı mirasçılık belgelerinin (hasım Hazine olacak şekilde) alınması için tarafa süre ve imkan tanınması, maliklerin mirasçılık belgeleri alındığında ve mirasçılarının da olduğu anlaşıldığı taktirde davanın gerçek mirasçılarına yöneltilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması, hiç mirasçı bırakmadan ölmüş iseler bu durumda TMK"nun 501. maddesinin gözönünde tutulması gerekmektiği, TMK"nun 713/2. fıkrası gereğince, açılan davaların, kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma Mahkemece re"sen araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu olduğu, bu şekilde araştırma ve inceleme yapılarak taraf teşkilinin sağlanması, oluşacak duruma göre taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verilmesi üzerine, anılan direnme kararı davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile Değişik 373. maddesinin 5. bendi hükmüne göre, Dairemizce yeniden yapılan inceleme sonucunda;
    Az yukarıda da açıklandığı gibi yerel mahkemenin davalı ... Belediyesi aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan, diğer davalılar aleyhine ise, dava konusu tapu pay maliklerinin tapu kütüğündeki bilgilerden bilinen kişiler olduğu gerekçesiyle reddi yönündeki karar direnme konusu olmayıp, direnmeye esas hüküm bölümü, davacıların TMK"nun 713/2. maddesindeki “ölüm” hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemleri hakkındaki davanın reddine yöneliktir.
    Dairemizin bozmasından önceki tarih ve sayısı verilen yerel mahkeme kararının 4. sayfasının 2. fıkrasında aynen “Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih, 2009/58 Esas, 2011/15 Karar sayılı kararıyla 4721 sayılı TMK"nun 713/2. maddesindeki “ölüm” sebebi iptal edilmiştir” denilmek suretiyle ret kararı verilmiş, Dairemizin bozmasından sonra, şimdiki temyiz incelemesine konu 05.11.2015 gün, 2015/238 Esas ve 2015/305 Karar sayılı hükmünde ise önceki gerekçesinden tamamen ayrı, başka bir gerekçeye dayanılmıştır.
    Şöyle ki; mahkemenin son hükmünün 6. sayfasında Anayasa Mahkemesi tarafından kanun maddesindeki “ölüm” ibaresinin iptal edilmiş olmasının kazanılmış hakkı ortadan kaldırmayacağı yönündeki Dairemizin görüşünü aynen benimsediği bildirildikten sonra, tapu kayıt maliklerinin paylaşım yaptıklarının ispatlanamadığı, mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceği.... davalılarla ilgili hiç bir bilgi ve belge bulunmadığı, resmi belgelere de ulaşılamadığı dikkate alındığında davalıların mirasçılarının tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, davaya yasal hasım olan Hazine ile devam edilmesi gerektiği, bu yönden bozmaya uymanın usul ekonomisine uygun olmadığı kanaatiyle direnildiği belirtilmiştir.
    Yukarıda ayrıntısıyla anlatıldığı gibi, mahkemece TMK"nun 713/2. fıkrasında belirtilen “ölüm” nedeni ile verilen önceki ret kararına direnmede Dairemizin bozma ilamındaki Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararının kazanılmış hakları ortadan kaldıramayacağı yönündeki düşüncesinin açıkça ifade ettikten sonra, tamamen bozma öncesi karardan ayrı bir gerekçeye dayanılarak direnilmiştir. Dolayısıyla Mahkemece verilen karar Dairemizin bozma ilamından yararlanılarak oluşturulan gerekçesi öncekinden tamamen farklı bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup, direnme olarak değerlendirilmediğinden Dairemizce, mahkemece verilen 05.11.2015 gün, 2015/230 Esas ve 2015/305 Karar sayılı hükmünün davacılar vekilince yapılan temyizi üzerine yapılan incelemede;
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, tapu kaydına, kadastro tutanağı ve eki belgelere, nüfus kaydına göre, dava konusu 286 ada 20 parselin çekişme konusu yapılan 1/4"er pay malikleri ... kızı .... ile ... kızı ..."nin dosya arasında mirasçılık belgeleri bulunmamaktadır. Buna göre, Mahkemenin davacılar ile davalılar arasında mirasçılık ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla mirasçılar arasında zilyetliğin işlemeyeceği yönündeki gerekçesi eksik incelemeye dayalı olup, yerinde görülmemiştir. Diğer yandan, TMK"nun 501. maddesine göre, mirasçı bırakmaksızın ölen kişinin mirası Devlete geçer hükmü uyarınca ... kızı .... ve ..."nin mirasçı bırakmadan öldüklerinin belirlenmesi durumunda mirası, görülmekte olan davada davalı sıfatını almış Hazine"ye geçebileceğinden ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca, kanunlar uyarınca Hazine"ye geçen taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmaması nedeniyle, bu hususların belirlenmesi durumunda davanın şimdiki gibi reddine, Hazine"nin de hasım gösterilmek suretiyle ... kızı .... ve ..."nin aldırılacak mirasçılık belgelerinde gerçek kişileri mirasçı bıraktıklarının tespit edilmesi durumunda ise, taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak deliller birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucunda davacılar lehine TMK"nun 713/2. maddesinde kazanma koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece, Dairemizin önceki bozma ilamına uyularak eksiklikleri tamamladıktan sonra oluşacak duruma göre, uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, gerekçeyi tamamen değiştirmek suretiyle yeni hüküm kurmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul, yasa ve dosya içeriğine uygun görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin yeni hüküm niteliğindeki kararının 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi