Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/516
Karar No: 2011/4621
Karar Tarihi: 26.09.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/516 Esas 2011/4621 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/516 E.  ,  2011/4621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile ...ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.06.2008 gün ve 77/744 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacı vekili, dava konusu 223 ada 73 parseli 14.02.1974 tarihli satış senediyle satın ve devralındığını, satış tarihinden kadastro tespit tarihine kadar aralıksız kullanıldığını ancak kadastro sırasında hatalı olarak davalıların miras bırakanı adına tespit edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı taraflar davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, dava konusu 223 ada 73 parselin, 09.07.1999 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca 377 ada 1 parsel, 380 ada 2 parsel ve 386 ada 7 parsellere revizyon gördüğü, imar uygulamasının kesinleştiği, bu uygulama idari bir işlem niteliğinde olup idari yargı tarafından iptal edilmediği sürece kadastral parsellere dönülmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde imar uygulamasının iptali hususunda dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 223 ada 73 parsel, vergi kaydı ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak 27.02.1976 tarihinde dava dışı ...ve müşterekleri adına tespit edilmiş, davacının itirazı üzerine Kadastro Komisyonunun 21.09.1985 tarihli kararı ile vergi kaydı kapsamında kalması nedeniyle tespitin iptaline, taşınmazın ölü Halil Memiş adına tapuya tesciline karar verilmiş, ...ve müşterekleri tarafından açılan tespite itiraz davası sonunda Kadastro Mahkemesi sıfatı ile davaya bakan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.07.1986 tarih, 1986/180-160 Esas ve Karar sayılı ilamı ile ölü kişiye husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine, taşınmazın ölü Halil Memiş adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı tarafın temyiz başvurusu Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 29.06.1987 tarihli kararıyla süresinde yapılmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi üzerine Kadastro Mahkemesi kararı kesinleşmiştir.
    Her ne kadar henüz 223 ada 73 parsele ilişkin tapu kaydı oluşmadan 1999 yılında yapılan imar uygulaması sonunda yukarıda ada ve parsel numarası yazılı parsellere revizyon görmüş ve Tapu Sicil Müdürlüğünün karşılık yazısında revizyon parsellerin mülkiyet hanesinin davalı olarak bırakıldığı bildirilmiş ise de, gerek yukarıdaki açıklamalar gerekse yargı yeri belirlemesine ilişkin Yargıtay 20.Hukuk Dairesi ilamında, Kadastro Mahkemesi sıfatı ile davaya bakan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.07.1986 tarih 1986/180-160 Esas ve Karar sayılı ilamına ilişkin temyiz başvurusunun Yargıtay 14.Hukuk Dairesi tarafından süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine, yerel mahkeme kararının kesinleştiği ve görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirtmesi karşısında 223 ada 73 parsele ilişkin Kadastro Mahkemesi hükmünün kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir. Kadastro Mahkemesinin kararı kesinleştirilerek 223 ada 73 parselin tapuya tescilinin sağlanmamış olması ve imar uygulamasına tabi tutularak yeni parsel numaraları alması ile mülkiyet hanesinin davalı olarak bırakılması taşınmazın davalı olduğunu göstermez.
    Davacı vekili, kadastrodan önceki satın alma ve zilyetliğe dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece imar uygulamasının iptali konusunda idari yargıda dava açılması için kesin süre verilmiş, daha sonra kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma imkânı bulunmadığı gibi davacı tarafa verilen kesin süre de düzenlemenin amacına uygun bulunmamaktadır. İmar uygulaması sonucu oluşturulan kaydın genel mahkemelerce iptal edilmesi meselesine gelince; kural olarak mülkiyetin tanınmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası genel mahkemelerde açılır. Revizyon parsellerin esası olan imar işleminin idari nitelikte bulunduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. Aynı ada içinde imar uygulaması sonucu oluşturulmuş bulunan parseller yer almakta olup, bu adaya ait imar uygulamasının iptali davada taraf durumunu almayan tüm parsel sahiplerinin durumunu etkileyeceği gibi imar bakımından da kargaşa yaratır. Bundan ayrı imar uygulamasına ilişkin işlemin kesinleştiği tarihten itibaren idari yargı yerinde dava açma süresi de geçmiş bulunmaktadır. İmar uygulamasının iptalinden sonra davanın açılması öngörüldüğü takdirde hak arama yolu kapanmış olacaktır. Tüm bu nedenler ve kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak dava açılmış bulunması sebebiyle taraflar arasındaki mülkiyete ilişkin bulunan uyuşmazlık, imar uygulaması iptal ettirilmeden adli yargıda görülme imkanı bulunmaktadır.
    Aksi halde kadastrodan önceki nedenlere dayalı hakkın özünün oradan kaldırılacağı açıktır. Öte yandan dava konusu parselle ilgili Kadastro Mahkemesinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü süre henüz geçmemiştir. Kadastro tespitinden önceki nedenlere dayalı olarak on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan davalarda, sonradan taşınmazın imar görmüş olması sonuca etkili görülmemektedir.
    Mahkemece, dava konusu imar parsellerinin esası olan 223 ada 73 parsel hakkındaki Kadastro Mahkemesi kararı kesinleşmiş olduğundan ve hak düşürücü süre geçmeden eldeki dava açılmış bulunduğundan bu kararın infazı ile tapuya tescilinin sağlanması hususunda davacı tarafa süre ve imkan tanınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 26.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi