
Esas No: 2019/394
Karar No: 2021/1866
Karar Tarihi: 12.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/394 Esas 2021/1866 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/394
KARAR NO: 2021/1866
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2015/1009 Esas, 2018/525 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15/10/2012 tarihli 31.250-EUR bedelli Asansör temin, montaj ve teslimi konulu Eser Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre, müvekkilinin davalı şirkete İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, ... Mah. ... Cad. No:... da yapılacak olan ... projesine 2 ada, 9 duraklı makine daireli yolcu asansörlerinin temin ve montaj işini yapmayı taahhüt ettiğini ve taahhüdünü tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, davalıya Kadıköy ... Noterliği 26/02/2015 tarihli ve ... yemiye nolu ihtarnamesi ile 7 günlük kesin sürede 3.450,73 EUR bakiyenin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin ödeme yapmadığını, bu alacağın tahisili için İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı şirketin itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve davalı aleyhine % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak bir takım yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davacıya herhani bir borcu olmadığını, sözleşmenin 2. Maddesi gereği ödemenin % 40'ı sözleşme esnasında, % 40'ı mazlemeler gümrüğe geldiğinde ve kalan % 20' si geçici kabulde olacak şekilde 3 takside bağlandığını, müveklinin 18/10/2012 tarihinde 12.500-EUR karşılığı 29.560-TL ödemeyi zamanında hiçbir hizmet almadan yaptığını, işin yüklenicisi olan davacının sözleşmenin 3. maddesine göre "Sözleşmenin imza tarihinden sonra 15 gün içinde Teknik Proje Çizimlerini hazırlayarak iş verene sunmayı" taahüt etmesine rağmen, 29/10/2012 tarihinde teslim edilmesi gereken teknik proje çizimlerini 15 gün gecikmeli olarak 13/11/2012 tarihinde teslim ettiğini, bu teslime dair imzalanmış çizim örneklerinin dilekçe ekinde olduğunu, asansörlerin geç tesliminin sebebinin müvekkilinin kuyuları geç teslim etmesi değil, davacının başından beri kendi kusurundan kaynaklandığını, davacının iddia ettiği alacağın 22.03.2013 tarihli faturadan kalan bakiye olmadığını, davacının talep ettiği alacağın izahatının yapılmadığını, müvekkilinin yaptığı ödemeler hesaplandığında talep edilen 3.450,73-EUR karşılığı 9.271,77-TL tutarın haksız olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan 3.450,73-EURO alacaklı göründüğü, davalının kendi ticari defterlerine göre ise davacıya 2.054,43-EURO borçlu göründüğü, aradaki farkın davalının davacı aleyhine tanzim ettiği cezai şart faturasından kaynaklandığı, davalının anılan cezai şart faturasını geç teslim iddiası ile düzenlediği ve davaya konu sözleşmenin 3. maddesine dayandırdığı, buna karşılık mahallinde yapılan keşif, dosyada mevcut ve taraflarca inkar edilmeyen mail yazışmaları ile teknik bilirkişi tarafından yapılan tespit çerçevesinde teslimdeki gecikmenin, iş şahibi davalının asansör kuyularını sözleşmenin 14. maddesine göre hazır hale getirmekte gecikmesi nedeniyle ortaya çıktığının, bu haliyle davalının davacıdan gecikme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceğinin anlaşıldığı, teslim edilen asansörlerde herhangi bir ayıp bulunmadığının teknik inceleme ile ispat edildiği, asansör ruhsatlarının alınmasında ortaya çıkan aksaklığın ise ruhsat için gerekli resmi ödemelerin sözleşmenin 13/2 fıkrası kapsamında davalı işveren tarafından karşılanmaması nedeniyle ortaya çıktığı, davacının bakiye alacağının ödenmesi talebini içerir ihtarının davalıya 27/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06/03/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, mali bilirkişi tarafından ek raporda yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 310,9217-TL talep edebileceği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 3.450,73-EURO asıl alacak, 115,7176-EURO işlemiş faiz alacağının bulunduğu, takip tarihindeki kur (1 EURO=2,6869-TL) üzerinden davacının 9.271,77-TL asıl alacak ve 310,92-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.581,58-TL talep edebileceği, takipte talep tutarın da 9.581,58-TL olduğu, alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne , davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl 9.581,58-TL alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek aylık %0.75 oranındaki faizi ile birlikte devamına, davalının alacağın %20 si oranında (1.916,32.-TL) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, karar verilmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın kuyuların geç teslim edildiğine dair herhangi bir delil sunmadığını, bu hususun keşif sırasında da tespit edilemeyeceğini, salt davacının iddiaları, keşif ve bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının bu iddialarını ancak tanık beyanları veya başkaca belge ve bilgilerle ispatlayabileceğini, söz konusu asansör kuyularının işin en başında kaba inşaat sırasında ortaya çıkacağını, davacının işin başında hazır olan kuyuları ölçerek fiyat verdiğini, kuyuların geç tesliminin imkansız olduğunu, taraflarınca sunulan mail yazışmalarının dikkate alınmadığını, bu yazışmalardan gecikmenin davacının kendi kusurundan kaynaklandığının ve bunun farkında olduğunun anlaşıldığını, ek bilirkişi raporunun teknik yönden inceleme bölümünde davacının asansörleri tam ve sözleşme şartlarına uygun olarak teslim etmediğinin doğrulandığını, sonuç kısmında da haklılıklarının ortaya konulduğunu, mali bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, banka kanalı ile yapılan ödemelere müvekkili şirket tarafından keşide edilen cezai şart faturası (4.333,55 TL) eklendiğinde taraflar arasındaki cari hesabın sıfırlandığını, raporda ise hesaplamanın Euro bazında yapıldığını ve ortaya çıkan Euro alacağının da kur farkı değil, ısrarla mal bedeli alacağı olduğu görüşünün savunulduğunu, TL ile Euro hesaplarında fark çıkmasının tek sebebinin ödeme günü ile fatura tarihindeki kurların farklı olması ihtimali olduğunu, yani talep edilen meblağın ancak kur farkı alacağı olduğunu, davacının mal bedeli olarak bir alacağı olmadığını, kur farkı alacağının TTK'ya göre ancak kur farkı faturası ile talep edilebileceğini, ancak böyle bir faturanın mevcut olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine dair yeniden hüküm kurulması talep edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Dava, taraflar arasında imzalanan 15/10/2012 tarihli, 31.250-EUR bedelli, Asansör temin, montaj ve teslimi konulu eser sözleşmesine konu bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı tarafça, asansörlerin geç teslim edilmesinin sebebinin davacı yüklenici olduğunu, bu nedenle taraflarınca düzenlenen cezai şart faturası da dikkate alındığında, davacıya bakiye bir iş bedeli borcu bulunmadığı savunulmuştur. Bilirkişi heyetince incelenen tarafların defter kayıtlarına göre, davalı defter kayıtlarına TL ile yapılan ödemelerin kurları yanlış dikkate alındığından Euro hesabı hatalı yapılmış olup, bilirkişi heyetince söz konusu ödeme tarihleri itibariyle doğru kurları üzerinden hesaplama yapıldığında, davalı tarafça düzenlenen iade-ceza faturası haricinde, her iki tarafın defter kayıtları alacak-borç bakımından örtüşmekte olup, davacının davalıdan 3.450,73 € alacağı gözükmektedir. Davalı tarafça davacıya kesilen 29/01/2014 tarihli 1.396,30 € bedelli iade-ceza faturası düşüldüğünde davalı defterlerine göre bakiye borç miktarı 2.054,43 € olarak bulunmaktadır. Sözleşmenin 4/1 maddesi karşısında, Dairemizce de yerinde görülen denetime elverişli bilirkişi heyeti raporundaki bu döküm ve hesaplamalar göz önünde bulundurulduğunda, davalı vekilinin bilirkişiler tarafından yapılan bu hesaplamanın hatalı olduğuna dair istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda da, davalı vekilinin buna yönelik itirazları ayrıntılı olarak değerlendirilmiş olup, davacı tarafça talep edilenin kur farkı alacağı değil, bakiye iş bedeli alacağı olduğu açıkça ortadadır. Buna göre, taraflar arasındaki asıl ihtilaf, davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye kesilen 29/01/2014 tarihli 1.396,30 € (4.333,55 TL) bedelli iade-ceza faturasının haklı olup olmadığı hususuna ilişkindir. Davacı ile davalı arasında imzalanan 15/10/2012 tarihli sözleşmenin "işin teslim süreleri" başlıklı 3/1.maddesinde, yüklenicinin teknik proje çizimlerinin iş sahibi tarafından onaylanmasına müteakip, asansör malzemelerinin siparişini vereceği, ...teknik ve ticari hususlarda sözleşme tarafından itibaren 15 iş günü içinde karşılıklı mutabakat sağlanmasına müteakip ve teknik proje çizimlerinin onaylanmasına müteakip 30/01/2013 tarihinde işi bitireceği, sözleşmeye uygun olarak monte edeceği, işler vaziyette iş sahibine teslim edeceği, ...yüklenicini işi zamanında bitirememesi durumunda gecikilen her gün için toplam sözleşme bedelinin %0.25'i oranında gecikme cezası ödeyeceği, ancak kesilecek toplam ceza bedelinin sözleşme bedelinin %5'ini geçemeyeceği belirtilmiştir. Bu maddeye göre, teslime ilişkin olarak çeşitli aşamalar ön görülmüş olmakla birlikte, işin nihai teslim tarihi 30/01/2013 olarak belirlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında 2 adet asansör 20/03/2013 tarihli geçici kabul tutanağı ile davalı iş sahibine teslim edilmiştir. Bu tutanak tarihi esas alındığında, asansörlerin sözleşmedeki teslim tarihinden 1 ay 20 gün sonra teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu tutanakta, asansörlerin sözleşme ve eklerine uygun olarak tesis olunduğu ve çalışır vaziyette teslim edildiği yazılmış, ayrıca el yazısı ile 2.asansörün eksikliklerinin tamamlanacağı, asansörün revizyonda çalışmadığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan keşif neticesinde, düzenlenen kök bilirkişi heyeti raporunda da, asansörlerde eksik ve ayıp bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak, aynı heyet tarafından sunulan ek raporda ise, asansörlerin yeşil etiketlerinin alınması ve belediyeden ruhsatlarının alınması işlemleri yerinde getirilmediğinden davacının edimini tam olarak ifa etmiş kabul edilemeyeceği şeklinde görüşte bulunulmuştur. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçeyle, bilirkişi ek raporundaki bu görüş yerinde görülmeyerek asansörlerin geç tesliminde yüklenicinin bir kusuru olmadığı, bu nedenle davalı tarafından kesinlen cezai şart faturasının bakiye iş bedeli alacağından mahsup edilemeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmenin 3/2.maddesinde, iş sahibinin asansör montaj yerlerinin iş bitim tarihinden en az iki ay önce sözleşmenin 14.maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak, yazılı bir tutanakla yükleniciye teslim edeceği belirtilmiş, 14/A bendinde makine dairesi ve asansör kuyusuna ilişkin iş sahibi tarafından yapılacak işler yazılmış ise de, davacı yüklenici tarafından söz konusu madde kapsamında asansör kuyularının kendisine teslim edilmediğine dair dosyaya yansıyan yazılı bir ihtarı bulunmadığı gibi böyle bir ihtar ve talepte bulunulduğunda dair başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Mahkemece, taraflarca inkar edilmeyen mail yazışmalarına ile teknik bilirkişi raporundaki tespite dayalı olarak davalı iş sahibinin asansör kuyularını sözleşmenin 14.maddesi gereğince hazır hale getirmekte geciktiği kabul edilmiş ise de, kök raporun 10.sayfasında buna dair yapılan değerlendirmede, 03/09/2013 tarih ve 18:32:40 saatinde ... ile ... arasında yapılan yazışmada, iş sahibine yapılan geç teslimin asansör kuyularının yüklenici firmaya geç tesliminden kaynaklandığının belirtildiği, şayet böyle bir geç teslim var ise yükleniciye geç teslime ilişkin olarak kusur yüklenemeyeceği, sözleşmenin 14.maddesi gereğince kuyuların sözleşmeye uygun bir şekilde zamanında hazır hale getirildiğinin davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği, dosya kapsamında bu hususun ispatını sağlayan bir delil bulunmadığı belirtilmiştir. Buna göre, teknik bilirkişi tarafından asansör kuyularının iş sahibi tarafından geç teslim edildiğine dair bir tespit bulunmayıp sözleşmenin 14.maddesinin yorumu ile bir hukuk değerlendirme mevcuttur. Yine bahsi geçen e-mailde, davacı yüklenici şirket yetkilisi bakımından kuyuların geç teslim edildiğinin kabul edildiğine dair bir mesaj içeriği de bulunmayıp sadece davacı yüklenici şirket adına mesaj atan ... tarafından gönderilen mesajda böyle bir iddia bulunmaktadır. Bu mesajın tarihi göz önünde bulundurulduğunda, asansörlerin iş sahibine tesliminden yaklaşık 8,5 ay sonra gönderilen bu e-mailin davacı yüklenicinin asansör kuyularının kendisine geç teslim edildiğine dair iddiasını ispata yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin geç teslimden davalı iş sahibinin sorumlu olduğuna dair diğer bir gerekçesi ise, asansör ruhsatlarının alınmasında ortaya çıkan aksaklığın sebebinin sözleşmenin 12/2.fırkası kapsamında gerekli resmi ödemelerin iş sahibi tarafından karşılanmaması nedeniyle gecikme meydana geldiği hususudur. Söz konusu 13/2.maddede ruhsat ve diğer gerekli izinlerin alınması için yapılması gereken resmi ödemelerin iş sahibi tarafından karşılanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1.bendinde, sözleşme kapsamındaki işle ilgili tüm ruhsat, izin ve diğer resmi onayların yüklenici tarafından temin edileceği, asansör ruhsatları temin edilmeden asansörlerin çalıştırılmasının yasak olduğu belirtilmiştir. Buna göre, her ne kadar ruhsat ve diğer gerekli izinlerin alınması için yapılması gereken resmi ödemeler iş sahibinin yükümlülüğünde ise de, 13/1 maddesi gereğince sözleşme kapsamında işle ilgili tüm ruhsat, izin ve diğer resmi onayların alınması yüklenicinin üzerinde bulunduğundan, sadece ilgili bedelleri iş sahibinin ödeme yükümlülüğü bulunması davacı yükleniciyi bunlara dair sorumluluktan kurtaramayacaktır. Davacının söz konusu madde kapsamında gerekli bedelleri ödemesi için davalı iş sahibine göndermiş olduğu herhangi bir ihtar ve talep bulunmamaktadır. Bu nedenle, mahkemenin bu husus bakımından gerekçesi de yerinde bulunmamaktadır. Davacı yüklenicinin işinin ehli bir tacir olarak, sözleşmeye konu işin gerektirdiği tüm hususlarda, iş sahibinin yapması gereken işlerde iş sahibine bildirimde bulunması ve eğer iş sahibinin yapması gereken bir ön işlem, ödeme var ise bunu yerine getirmesi için iş sahibinden talepte bulunması gerekmektedir. Oysa ki dosya kapsamına göre, davacı yüklenici ne kuyuların teslimi ne de harç ve ruhsat ödemeleri konusunda davalı iş sahibinden bir talepte bulunmamıştır. Davacı tarafça tanık deliline dayanılmış ise de, mahkeme ara kararına rağmen bir tanık bildirmemiş, davalı vekilinin tanıkları arasında yer alan ...'ın dinlenilmesi ara kararından da rücu edilmesi talep edilmiştir. Dava ve cevaba cevap dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanılmamıştır. Bu durumda davacı tarafça, davalı iş sahibine isnat edilen gecikme sebepleri mevcut dosya kapsamına göre ispat edilememiş durumdadır. Dairemizce yapılan bu değerlendirime göz önünde bulundurulduğunda, sözleşmedeki teslim tarihinin 30/01/2013 olması, asansörlerin davalı iş sahibine 20/03/2013 tarihli geçici kabul tutanağı ile teslim edilmesi dikkate alındığında, sözleşmenin 3/son maddesi gereğince davalı iş sahibinin davacı yükleniciden cezai şart bedeli talep etme hakkı mevcut bulunmaktadır. Söz konusu maddedeki cezai şart düzenlemesi TBK'nın 179/2 maddesi kapsamında ifaya ekli cezai şart mahiyetinde olup, en geç ifa anında talep edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar taraflar arasında 20/03/2013 tarihli bir geçici kabul tutanağı imzalanmış ise de, yukarıda belirtildiği, bilirkişi ek raporunda da açıklandığı üzere, sözleşmenin 13/1.maddesi gereğince asansörlerin yeşil etiketlerinin ve ilgili belediyeden işletilme-çalıştırma ruhsatlarının alınması yükümlülüğü davacı iş sahibine ait olduğundan, sözleşmenin 13/1 maddesinde asansör ruhsatları temin edilmeden asansörlerin çalıştırılmasının yasak olduğu, bu yasağın ihlal edilmesi halinde oluşabilecek zararların iş sahibinin sorumluluğunda olduğu belirtildiğinden, asansörlerin yeşil etiketleri ve ilgili belediyeden işletilme-çalıştırma ruhsatları alınmadan davalı yüklenicinin sözleşme kapsamındaki teslim edimini tam olarak yerine getirmiş olduğu kabul edilemeyecektir. Davalı iş sahibi tarafından davacıya gönderilen 23/08/2013 tarihli e-mailde davacının gecikmesi nedeniyle sözleşme gereği %5'lik bedelin fatura edileceği bildirilmiş olup, davacı tarafından bu tarihe kadar usulüne uygun bir teslim yapılmamış olduğundan bu bildirimin ifaya ekli cezai şartın talep edilebilmesi için yeterli ve geçerli kabul edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından daha sonra da bu bildirim doğrultusunda 29/01/2014 tarihli iade-cezai şart faturası düzenlenmiştir. Sözleşme bedelinin 31.250,00 Euro + KDV olduğu, sözleşmedeki teslim tarihinden bu fatura tarihine kadar yaklaşık 1 yıl geçtiği, sözleşmenin 3/son maddesindeki %5'lik oran göz önünde bulundurulduğunda, davalı tarafça düzenlenen 29/01/2014 tarihli 4.333,55 TL (1.396,30 Euro) bedelli iade-cezai şart faturasının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesince davalı tarafın cezai şart bedeli faturası bakımından yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, bu yönden kararın düzeltilmesi gerektiği, davacının bakiye alacağının ödenmesi talebini içerir ihtarının davalıya 27/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06/03/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, ek raporda yapılan hesaplamaya göre, 4.333,55 TL (1.396,30 Euro) bedelli iade-cezai şart faturası da düşüldüğünde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.054,43 Euro asıl alacak + 184,90 TL (takipte faiz TL talep edilmiş) işlemiş faiz talep edebileceği, bunun takip tarihindeki kur (1 EURO=2,6869-TL)üzerinden karşılığının 5.520,05-TL asıl alacak ve 184,90-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.704,95 TL olduğu, takipte talep tutarın 9.581,58-TL olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın belirlenen bu rakamlar üzerinden kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan davalının kabul edilen alacağın %20'si oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17/05/2018 tarih ve 2015/1009 Esas, 2018/525 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı takibine yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, takibin 5.520,05-TL asıl alacak (2.054,43 Euro karşılığı) ve 184,90-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.704,95 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek aylık %0.75 oranındaki faizi ile birlikte DEVAMINA, Fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin REDDİNE, 4-Kabul edilen asıl alacağın %20'si oranında (1.104,01-TL) inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 389,70 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 120,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 269,36 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 120,34 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 348,10 TL tebligat ve posta gideri, 27,70 TL başvurma harcı, 221,80 TL keşif harcı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.997,60 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 1.784,80 TL'nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 10,20 TL tebligat ve posta gideri, 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 460,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 186,19 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.876,63 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 163,63 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.