
Esas No: 2019/48
Karar No: 2021/1845
Karar Tarihi: 12.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/48 Esas 2021/1845 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/48
KARAR NO: 2021/1845
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2014/1540 Esas, 2018/849 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ödenen imalat bedellerinin istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; davalı taşeron firmanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ikinci kavşak inşaat yapımı ile ilgili sözleşme imzaladığını, bir takım işlerin yapımı içinde davalının davacı ile parke taşının döşenmesi işi için sözleşme imzaladığını, yapılan işlere yönelik ödemelerin eksik ödendiğini, sözleşmenin 3. Maddesine göre yeni imalatlar olması halinde ek-1 deki birim fiyatlar ve ilave yapılacak işlerde % 30 indirim fiyat uygulanacağı belirlendiğini, davacı tarafın hak ediş raporlarında alacağı mevcut olduğunu eksik ödenen imalatların olduğunu, talep fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 50.000 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davalının ihale sonucu aldığı işin 11/04/2009 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, 11/04/2010 tarihinde kesin kabulününü yapıldığını, hak edişlerin davacı tarafından ihtiyazi kayıt sunulmadan imzalandığını, 15/05/2009 tarihinde son hakediş kesin hesap niteliğinde düzenlenerek hesabın kapatıldığını, davacının alacağı olmadığını, davalının 45.000 TL alacağı olduğunu, 5 yıllık zaman aşımının dolduğunu davanın reddine talep etmiştir. Davacı cevaba cevabında palplanj işi için davalının idareden 72,67 TL birim fiyatı aldığını, bunun % 30 indirimli fiyatı 50.87 olduğunu, kendilerine verdikleri fiyatın ise 28,94 birim fiyat olduğunu, gerçeği sakladıklarını, davalı şirket diğer kalemleri aynı şekilde yansıtmasına rağmen palplanj birim fiyatını farklı olarak idareden tahsil ettiklerini, kesin hesap raporunun hak edşi raporu 8 2014 yılına ait olduğu, sözleşmenin 29 .maddesine göre taşeron ile işveren elemanlarının kesin hesabı birlikte yapması gerektiği, böyle yapılmadığı için ihtirazı kayıt koyma imkanlarının olmadığını, belirtmiştir. Mahkemece; sözleşmenin 31. Maddesine göre kesin kabulün belirlendiği, işveren tarafından düzenlenecek bir tutanak ile kesin kabul işleminin tamamlanacağı, yetkili makamlarca onaylanan kesin kabul işlemini gösterir bir belgenin bulunmaması sebebiyle davalı tarafından ileri sürülen zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiş. Bilirkişi tarafından hesaplanan ve 12 kalemden oluşan imalatlar nedeniyle davacının talep edeceği alacak miktarının 166.327,63 TL olduğu, 5,6,7 ve 9. Sırada yer alan kalemlere ilişkin ise dosyada herhangi bir tutanak ataşman bilgi ve belge bulunmadığından imalat olur raporu da dosyaya sunulmadığından bu kısım alacak tutarına eklenmediği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davacının istinaf dilekçesinde; İstanbul Büyükşehir Belediyesinden gelen belgelerde bazı talep edilen kalemler ve hesaplar olduğunu, bilirkişilerin bu belgeleri dikkate almadığını, Yeşil defter ,icmal sayfaları dikkate alınarak hesap dışı yapılan hususların da hesaba katılmasını istediklerini, bu kalemlerin bilirkişiler tarafından keşifte varolduğunun tespit edildiğini, davalının bunların yapılmadığına dair itirazlarının bulunmadığını Belediyenin ... A.Ş ye gönderdiği yazıdan da bu işlerin yapıldığı ve davalının tahsilet yaptığının açık olduğunu ,10-11-12 nolu işlerle ilgili olarak belediyenin 09.10.2008 tarihli yazısı olduğunu , bunların .. A.Ş ye teslim edildiğini gösterdiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde ; hakedişlerin davacı tarafından düzenlenerek ihtirazı kayıt sunulmadan davalıya sunulmuş olduğunu ,davacı onaylamış ve ödeme yapıldığını, 15.05.2009 tarihinde düzenlenen son hakediş,kesin hesap niteliğinde düzenlenerek ödemesi yapıldığını, hesabın kapatıldığını, kesin kabulün 11/04/2010 tarihinde yapıldığını, zamanaşımının dolduğunu, sözleşme 9.1 maddesine göre hak edişler davacının kendisi tarafından düzenlendiğini, davalı onaylayıp davacı faturaları kestiğini, 5 yıl sonra bu davayı açması kötü niyetli olduğunu, dosyadaki hak edişlerin hiç birisinde ihtirazı kayıt olmadığını, sözleşmenin 6. Maddesinde yapım işleri genel şartnamesi sözleşmenin eki olarak kabul edildiğini, buna göre de hak edişe itirazı düzenleyen 40 maddesine göre itiraz olunmadığını, yapım işleri genel şartnamesi delil sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalının cari hesabında davacı 45.498,15 TL borçlu gözüktüğünü, üç rapor arasında çelişki olduğunu, bilirkişilerin davacının defterleri usulüne uygun değildir lehine delil olamaz demelerine rağmen davacının davalıdan alacağı olduğuna yönelik kanuni defterlerle tek başına ispat yeterli değildir denmesine rağmen davalının borçlu çıkarılması ve davacının defterleri üzerinden alacaklı çıkarılması mümkün olmadığını, birim fiyatlar sözlemede 22 kalem olarak belirtilmesine rağmen ,bu birim fiyatlara göre hak edişlerin düzenlendiği, davacının hak ediş ve birim fiyatlara itirazı olmadığı, bilirkişinin birim fiyatı belirlerken yanlış birim fiyatını seçtiği, paplanş imalatı birim fiyat cetvelinde 4 poz olarak belirtilmiş ve birleştirilerek tek birim fiyat çıkarıldığını, bilirkişi çıkarılan 28,94 TL/m2 birimi fiyatı alması gerekirken 50.89 TL/m2 birim fiyat uyguladığını, bilirkişi davacıyı 166.327,00 TL alacaklı çıkarmasına rağmen bunun 146.228.78 TL si bu yanlış hesaptan geldiğini, ayrıca metraj hatası yapıldığını , kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici (alt taşeron), davalı ise iş sahibidir. (taşeron) Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereğince davacı şirketin taşeron firma olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul Altınşehir meydanı ile ... Caddesi arası yol kavşak ikinci kısım inşaatı kapsamında ... Caddesinde sözleşme ek 1 da tanımlanan işlerin tümüne ait imalatların yapılması ile bordur ve parke taşı döşemesinin yapılmasının üstlenildiği anlaşılmıştır. Davacı alt taşeron davalı ise taşerondur. Sözleşmede işin bedeli 351.261,00 TL olarak belirlenmiş, işverenin idareden alacağı imalatlar tutarının % 30 indirimi ile hazırlanmış olan birim fiyatlar ile yapılacak işlerde aynı oranın uygulanacağı ve fiyatlara KDV'nin dahil olmadığı yazılmış, işin süresi 90 gün olarak belirlenmiştir. Somut olayda; davacı sözleşme kapsamında edimini yerine getirdiğini fakat davalı tarafından ilave iş ve bakiye iş bedellerinin ödenmediğini iddia etmiş mahkemece kısmen kabul kararı verilerek iş bedeli yönünden kabul yönünde hüküm kurmuş, ilave işler yönünden bunlara ilişkin bilgi ve belge olmadığı gerekçesiyle ilave iş yönünden talebin reddine karar vermiştir. Dosya kapsamına göre dava konusu sözleşme konusunun götürü bedel üzerinden yapılacağı ihtilafsızdır. Davacı alacak talebinde bulunmuş , davalı ise zaman aşımı itirazında bulunarak davanın reddine istemiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesi tanzim edilmiş olup, olayda zaman aşımı süresi TBK’nın 147/6. maddesi gereğince 5 yıldır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ekler kısmında Özel Teknik Şartnamenin yer aldığı, yine sözleşmenin 6. Maddesinde Bayındırlık Bakanlığı Tarif ve Şartnamelerine uygun şekilde işin yapılacağının belirtilmesi karşısında, taraflar arasındaki anlaşmazlık bakımından bu şartnamelerin bir bütün halinde uygulanması gerekmektedir. Sözleşme ve yapım işleri genel şartnamesine göre tarafların açacağı davada zaman aşımı süresi kesin kabulün onay tarihinden başlar. Kesin kabul işleminin nasıl yapılacağı sözleşmenin 31. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre idarenin kesin kabulü yapılmasına müteakip işveren tarafından düzenlenecek bir tutanak ile kesin kabul işleminin tamamlanacağı belirtilmiştir. Dosyada idare tarafından düzenlenen kesin kabule ilişkin tutanak yer almadığından ve davalının savunmasına göre de kesin kabulün yapıldığını iddia ettiği 11.04.20210 tarihinde bile henüz 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmadığından, buna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı istinafında bilirkişi raporuna göre davalının ticari defterlerine göre davalının davacıdan 45.498,15 TL alacaklı olduğu tespit edildiğini belirtmiş ise de , davacı ve davalı defterlerinin incelenmesinde kayıtların karşılıklı birbirlerini teyit eder nitelikte olmadığı , tek başına davalıya ait ticari defterlerin alacağın varlığı için yeterli olmayacağı ve davalının alacağını destekler başka delil sunmadığı, ayrıca davacı defterlerinin de tek başına ispata yeterli olmadığı, bilirkişilerin raporlarında sadece tarafların ticari defterlerine dayanarak rapor düzenlemedikleri, tüm dosya kapsamı ile değerlendirme yaparak rapor düzenledikleri anlaşılmakla davalı vekilinin buna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı taraf istinafında hak edişlerin davacının kendisi tarafından düzenlendiğini, sözleşmenin 6. Ve yapım işleri şartnamesinin 40. Maddesine göre hak edişlere davacı tarafından usulüne uygun itiraz edilmediği, hak edişlerin kesinleştiğini belirtmiş ise de; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 29. Maddesine göre "bütün işlemlerin tamamlanması ve geçici kabul işlemlerinin bitmesinden sonra taşeron işverenin elemanları sözleşme konusu işin kesin hesabını birlikte yapacakları ,kesin hesapların devamı süresince ve hesapların yapıldığı yerde ,taşeron veya yetkili vekilinin hazır bulunması gerektiği ' düzenlenmiş olmakla dosyaya yansıyan hak edişlere ilişkin belgeler incelendiğinde sözleşme maddesine uygun olarak davacı ve davalının bir araya gelerek ve görüşülerek kesin hesap işlemlerinin yapılmadığı, davacının yokluğunda düzenlenen hak edişlere karşı itiraz hakkını kullanamadığı, davalının bunun aksini ortaya koyan delil ibraz etmediği anlaşılmakla davalının buna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı istinafında paplanj imalatı birim fiyatının birim fiyat cetvelinde 4 poz olarak belirtildiğini ve birleştirilerek tek bir birim fiyat çıkarıldığını ,bilirkişilerin 28.94 TL/m2 birim fiyatı alması gerekirken 50.89 TL/m2 birim fiyat uygulamasının hatalı olduğunu beyan etse de; taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin 3. Maddesine göre işverenin idareden alacağı imalat tutarının % 30 indirimi ile hazırlanmış olan ek-1 deki birim fiyatlar ve ilave yapılacak işlerde de aynı oranın uygulanacağı şeklinde düzenleme gereği , paplanj birim fiyatının dosyada bulunan belediyenin poz oluru yazısında 72.67 TL/m2 olarak belirlendiği, % 70'i 50.869 TL/m2 olması gerektiği, davacıya yapılan ödemelerde poz no G02 olan kanal kazılarında çelik palplanj ile iksa yapılması imalat kaleminin birim fiyatının hesaplamada 28,04 TL/m2 olarak alındığı, aradaki fiyat farkının 21.929 TL/m2 olduğu, davacının bu fiyat farkını talep ettiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bu kalem yönünden davacı alacağının 146.228,78 TL olduğu tespit edilmiş olmakla hatalı bir hesaplamanın olmadığı anlaşılmakla davalının buna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı istinafında belediyeden gelen yazı ve belgelerin dikkate alınmadığını, ilave işler yönünden yapılan imalatların bu belgelerle sabit olduğunu, bilirkişiler tarafından yapılan bu işlerin keşifte var olduğunun tespit edildiğini belirtse de, söz konusu belgelerin bilirkişiler tarafından raporda değerlendirildiği, bilirkişilerin keşif ve yerinde inceleme sonucu tespit ve hesaplamalarda bulundukları anlaşılmakla buna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen 12 kalem imalat işinin değeri bilirkişi tarafından 166.327,00 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi tarafından mahallinde tüm imalatlar görülerek ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak yapılan imalat ve bedelleri usulünce belirlenmiş olup mahkemece rapor esas alınarak verilen karar doğrudur. Bu sebeple davacı ve davalı istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 17/07/2018 tarih ve 2014/1540 Esas, 2018/849 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL'nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Alınması gereken 11.361,84 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.876,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.485,48 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı ve Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.