
Esas No: 2019/406
Karar No: 2021/1867
Karar Tarihi: 12.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/406 Esas 2021/1867 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/406
KARAR NO: 2021/1867
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/790 Esas, 2018/973 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, tarafların tekstil sektöründe faaliyet gösteren işletmeler olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında cari hesaptan kalma 38.136,83 TL alacağı ödenmeyince davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe kaşrı haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında ne yazılı cari hesap sözleşmesi ne de bu sözleşme dolayısıyla bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin cari hesaptan veya başka bir sözleşmeden kaynaklı olarak herhangi bir borcunun olmadığını, TTK'da düzenlen cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağını, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından cari hesap kaydı da bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin davacı tarafa cari hesaptan kalma bir borcu da bulunmadığını, davacı tarafın dilekçeleri ve delillerinde de böyle bir sözleşmenin varlığına dair bir beyanın olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafça her ne kadar taraflar arasında cari hesap veya başka bir sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişki bulunmadığı savunulmuşsa da, davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı ve davacı tarafça sunulan irsaliyeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalıya ait bir kısım ürünlerin kesimi, dikimi, ütü ve paket işlerinin yapılması hususunda anlaşma bulunduğu, söz konusu ürünlerin belirtilen işlerinin davacı tarafça yerine getirildiği, davalı tarafça davacıya işin başında 20.000,00 TL'lik peşin ödeme yapıldığı, davalı şirket yetkilisi yeminli beyanında, ürünlerin davacı tarafça ayıplı olarak üretildiğini, bu nedenle müşterilerinin ürünleri kabul etmediğini, bu hususu davacıya bildirdiğini, ürünlerin tamirinin başka bir firma tarafından yapılması ve davacının 20.000,00 TL dışında başka bir bedel talebinde bulunmaması yönünde davacı ile anlaştıklarını ileri sürmüşse de; cevap dilekçesindeki savunmadan sonra bu yöndeki savunmaları savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunmakla mahkemece itibar edilmediği, kaldı ki davalı tarafın, davacının anlaşma konusu işleri ayıplı bir şekilde yerine getirdiğine, muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin de herhangi bir delile dayanmadığı ve sunmadığı, bu durumda sevk irsaliyelerine konu ürünlerin davalı tarafça davacıya teslim edildiğinin, davacı tarafça da bu ürünlerin kesim, dikim, ütü ve paket işlerinin yapıldığının ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasında yapılan takibin davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20'sine denk gelen 7.627,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesinme, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davacı tarafın davalı ile arasında cari hesaptan kalma 38.136,83 TL alacağının olduğunu iddia edip, buna dayanarak icra takibi yaptığını, bu nedenle cevap dilekçelerinde davacı ile aralarında iddia edilenin aksine ne yazılı cari hesap sözleşmesi ne de bu cari hesap sözleşmesine dayalı bir alacak bulunmadığını yazdıklarını, davacının yemin metni içerisinde de icra takibini yaptıkları ve davayı açtıkları cari hesapla ilgili hiçbir şey bulunmadığını, buna ilişkin itirazlarının da dikkate alınmadığını, dava sırasında ilk kez faturadan bahsedip buna ilişkin fatura ibraz edildiğinde de bu iddiaya karşı faturaya dayalı alacak iddiasının doğru olmadığını çünkü faturaya konu işin ayıplı olduğundan müşterilerin kabul etmediğini ve başka firmalara bu işin müvekkilince yaptırıldığını belgeleriyle ortaya koyduklarını, buna ilişkin süresinde ayıp ihbarları ve sair delillerini sunamadan mahkemenin davayı kabul ettiğini, davacı ile müvekkili arasında cari hesaptan kaynaklı bir borç alacak ilişkisi olmadığı şeklindeki beyanlarından sonra ayıptan bahsetmelerinin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davacının icra takibinde bahsettiği cari hesap üzerine davayı kurması ve ispatlaması gerekirken taraflarının anlamsızca ispat yüklerinin içerisinde bırakıldığını, davacının açmış olduğu icra takibinde ve davasında cari hesap sözleşmesini ispatlayamadığını belirterek, kararın lehlerine olarak bozulmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı tarafça, davalı ile aralarındaki cari hesap alacağına dayalı olarak bakiye 38.136,83 TL asıl alacağa dayalı olarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı tarafça "alacaklı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığına" dair yapılan itiraz neticesinde takip durmuş, süresinde açılan bu itirazın iptali dava dilekçesinde de cari hesaptan kalma 38.136,83 TL alacak bulunduğu belirtilmiş, ticari defter kayıtlarına delil olarak dayanıldığı için mahkemece tarafların defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, buna dair sunulan 10/05/2018 tarihli raporda, taraf taraflar arasında teamülün oluşmadığı, ilgili açık faturanın davalıya tebliğ edildiğiyle ilgili olarak makbuz veya beyan sunulmadığı, 3 adet sevk irsaliyesinin dava ve takip konusu olan açık fatura ile ilgisinin tespit edilemediği, şayet malların teslim edildiği sevk irsaliyesi ve faturanın davalıya tebliğ edildiği makbuzları sunulduğu takdirde, davacının 08.08.2017 takip tarihi itibariyle (davalının 31.03.2017 tarihli 20.000,00 TL havale bedeli düşülerek) davalıdan 38.136,83 TL asıl alacağı olduğu, sunmadığı takdirde, davalı şirketin 31.03.2017 tarihinde banka havalesiyle davacı şirkete gönderdiği 20.000,00 TL havale bedelinden dolayı davacıdan alacaklı olacağı belirtilmiş, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra davacı tarafça, davalıya yemin teklifinde bulunulmuş, davalı şirket yetkilisi 4. Celse alınan yeminli beyanında; dava konusu ürünlerle ilgili taraflar arasında bir anlaşma olduğunu, konuya ilişkin anlaşma metninin dosyaya sunulduğunu, davacı şirkete, davalı şirketin Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında herhangi bir borcu bulunmadığını, yemin metninde bahsedilen irsaliyelerin tarih ve numaralarını da tam olarak bilmediğini fakat davacı şirkete kesim-dikim-ütü-paket yapılmak üzere bir miktar ürün teslim edildiğini, fakat davalı taraf, kesim ve dikimi niteliksiz yaptığından dolayı müşterileri olan ... Şirketi'nin malı kabul etmediğini, bu konuyu davacıyla görüştüklerini, davacının, malın tamirini ve açma kapama işlemlerini yapamayacağını söylediğini, hatta daha önceki avans olarak verdikleri 20.000,00 TL'nin kendilerinde kalması, ürünlerinin de taraflarınca alınarak başka firmaya yaptırılması konusunda telefonda konuşlularak anlaşma sağlandığını, davacı tarafın 20.000,00 TL dışında ayrıca talepte bulunmayacağını söylediğini, hatta söz konusu ürünlerin ...şirketine sevkini de davacının yaptığını, buna ilişkin belgenin de dosyada mevcut olduğunu beyan etmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, tarafların defter kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, davacı tarafça icra takibinde ve dava dilekçesinde belirtilen 38.136,83 TL'lik bakiye cari hesap alacağının, davacının "kesim, dikim, ütü, paket" işi karşılığında davalıya kestiği 58.136,83 TL bedelli fatura alacağından davalı tarafça yapılan 20.000,00 TL'lik ödeme düşüldüğünde kalan 38.136,83 TL'lik alacağa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, bu faturaya dayanak olarak, davalı şirketçe faturada belirtilen işlerin yapımı için kendisine teslim edilen kumaşlara ilişkin 10/03/2017 tarihli ve ... sayılı, 23/03/2017 tarihli ve ... sayılı, 23/03/2017 tarihli ve ... sayılı sevk irsaliyeleri sunulmuş, alınan bilirkişi raporunda mevcut belgelere davanın kesin olarak ispatına yeterli görülmeyip ihtimalli görüşte bulunulması üzerine, davacı vekilince doğrudan yemin deliline başvurulmuştur. Yukarıda belirtildiği üzere, davalı şirket yetkilisi yeminli beyanında, davacı şirkete kesim-dikim-ütü-paket yapılmak üzere bir miktar ürün teslim edildiğini, ve 20.000,00 TL avans verdiğini kabul etmiş, ancak ürünler ayıplı olduğundan verilen 20.000,00 TL avans dışında bir bedel ödenmeyeceğine dair davacı ile anlaştıklarını ileri sürmüştür. Buna göre, her ne kadar davalı vekilince, cevap dilekçesinde davacı ile herhangi bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığı savunulmuş, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, davalının cari hesaptan ve başka bir sözleşmeden kaynaklı olarak davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığı, davacı tarafça düzenlenen faturanın kendilerine tebliğ edilmediği, defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalıya 31/03/2017 tarihinde gönderilen 20.000,00 TL havale nedeniyle alacaklı oldukları savunulmuş ise de, davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı karşısında, taraflar arasında davalıya ait bir kısım ürünlerin kesimi, dikimi, ütü ve paket işlerinin yapılması hususunda anlaşma bulunduğu, söz konusu ürünlerin belirtilen işlerinin davacı tarafça yerine getirildiği, davalı tarafça davacıya işin başında 20.000,00 TL'lik peşin ödeme yapıldığı, davalı şirket yetkilisi yeminli beyanında ürünlerin davacı tarafça ayıplı olarak üretildiği ve bu nedenle 20.000,00 TL dışında başka bir bedel talebinde bulunmayacağı yönünde davacı ile anlaştıkları ileri sürülmüş ise de, bu şekilde bir anlaşma yapıldığına, davacının anlaşma konusu işleri ayıplı yaptığına, muayene ve ihbar yükümlülüğünün makul sürede yerine getirdiğine ilişkin herhangi bir delilin sunulmadığı, cevap dilekçesinde açık bir şekilde yemin deliline de dayanılmamış olduğu, bu durumda davaya konu fatura ve sevk irsaliyelerine ilişkin ürünlerin davalı tarafça davacıya teslim edildiği, davacı tarafça da bu ürünlerin kesim, dikim, ütü ve paket işlerinin yapıldığının ispatlandığı, istinaf dilekçesinde mahkemece kabul edilen toplam iş bedeline ilişkin bir itiraz bulunmadığı, davalının ayıplı ifa savunmasının ispatlanmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince bu gerekçeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/11/2018 tarih ve 2017/790 Esas, 2018/973 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.605,12 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 651,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.953,84 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.