
Esas No: 2019/1464
Karar No: 2021/1120
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1464 Esas 2021/1120 Karar Sayılı İlamı
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
...
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
NUMARASI :....
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının 100.000,00 TL'ye yönelik icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, alacağın muaccel olmadığını, teminatta bulunan çeklerin cari hesaptan düşülmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile takipten sonra davadan önce davalı tarafından teminat olarak verilen çek ve senetlerden tahsil edilen tutarlar ile davacının tüm alacağının tahsil edildiğinin tespit edildiği, davacının itirazın iptali davası açmasının kendisine sağlayacağı bir fayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihi itibarıyla ve halen müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, çelişkili bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğini, raporda müvekkilinin alacaklı olmadığının belirtilmediğini, aksine raporda takip sonrasında yapılan tahsilatların borçlunun borcundan düşüldüğünün belirtildiğini, bankanın takip talebinde belirtilen şekilde alacaklı olduğunun ortaya konulduğunu, dava tarihi itibarıyla davalıdan toplam 263.625,77 TL alacak bulunmasına rağmen davanın 100.00,00 TL üzerinden kısmi olarak açıldığını, bilirkişinin konusunda uzman olmadığını, bilirkişinin reddi talebinin mahkemece yok farzedildiğini, raporun kendi içinde çeliştiğini, mahkeme gerekçesinin gerçeğe aykırı olduğunu, dava tarihinde ve halen müvekkilinin alacağı bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, Ankara 13. İcra Müdürlüğü'nün .... sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında finans uzmanı bilirkişiden alınan 23/11/2018 tarihli ön, 15/04/2019 tarihli bilirkişi raporu, üye işyeri sözleşmesi, ödeme planları, hesap özetleri, tahsilat listesi, rehinli araç satışlarına ilişkin Ankara 13. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasındaki satış bedellerini gösterir belgeler, business card üyelik sözleşmesi, taşıt rehni sözleşmeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 13. İcra Müdürlüğü'nün...... sayılı takip dosya incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve diğer borçlular aleyhine toplam 677.920,85 TL nakit alacağın tahsili, 7.050,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde davalı borçlunun rehinli araç kasko bedelleri düşüldükten sonra kalan bakiye 256.019,85 TL'den sorumlu olduğunun belirtildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 04/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 11/01/2018 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 18/04/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine davanın haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise bankaya verilen teminat çeklerinin tahsil edilmesi ile borcun ödendiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce yapılan tahsilatlar sonucu davacının dava tarihi itibarıyla herhangi bir alacağının bulunmadığının tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Anılan rapor ile davacı bankanın kullandırdığı ticari krediden %15 fazla teminat aldığı, teminatların vadelerinde takas yoluyla tahsilinin sağlandığı, 329.727,18 TL tahsilat yapıldığı, davalı şirketin krediler nedeniyle takip tarihi itibarıyla toplam 667.949,14 TL borçlu olduğu, takipten sonra 323.048,63 TL tahsilat yapıldığı, yapılan tahsilatın borçtan düşüldüğü, davalının borcunu teminat altına alan araç rehinleri bulunduğu, dava tarihi itibarıyla davalının davacı bankadan 9.344,23 TL alacaklı durumda olduğu, davadan önce borcun ödendiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında 30/10/2014 tarihli 2.000.000,00 TL limitli, 20/06/2011 tarihli 163.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edildiği, davalı şirketin borçlarının teminatı olmak üzere toplam kasko bedeli 421.901,00 TL olan araçlar üzerinde davacı banka lehine rehinler tesis edildiği, takip talebinde rehin bedellerinin mahsubu sonucu davalı borçludan 256.019,85 TL nakit alacağın tahsili, 7.050,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesinin talep edildiği, davalının icra takibindeki borcun tamamına itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının davalının 100.000,00 TL alacağa itirazının iptaline yönelik olarak açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takibi nedeniyle davalının takipten sonra, davadan önce yaptığı ödemeler sonucu davacının bakiye bir alacağının kalıp kalmadığı, dava tarihi itibarıyla davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin finansal piyasalar uzmanlığı bulunmakta olup, düzenlenen rapor mahkemece verilen yetki çerçevesinde banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Bu durumda davacı vekilinin rapor düzenleyen bilirkişinin konusunda uzman olmadığına yönelik istinaf itirazı dosya içeriğine aykırıdır.
Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenmiştir. Raporda takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 7.050,00 TL gayri nakit, 667.949,14 TL nakit alacağı bulunduğu, takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce davalının bankaya ciro ettiği çek ve senetler nedeniyle toplam 329.727,18 TL tahsilat yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafından davacı lehine tesis edilen toplam 421.901,00 TL kasko bedelli araç rehinleri bulunmaktadır. Anılan miktar davacı tarafından takip talebinde tahsili talep edilen nakit alacaktan mahsup edilmek suretiyle davalı asıl borçludan 256.019,85 TL'nin tahsili, 7.050,00 TL'nin depo edilmesi talep edilmiştir.
Davacının takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ciro edilen çekler nedeniyle tahsil ettiği toplam bedel 329.727,18 TL'dir. Anılan miktar takip tarihi itibarıyla asıl borçlunun borcu, ödeme tarihine kadar işleyen temerrüt faizi ve diğer fer'ileri karşılayacak niteliktedir. Bilirkişi yapılan ödemeler sonucu dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olmayıp, aksine davalının davacıdan 9.344,23 TL alacaklı olduğunu tespit etmiştir.
Hukuki yarar dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davası dava tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan, dava konusu icra takibi nedeniyle talep edebileceği herhangi bir alacağı bulunmadığından itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce yapılan ödemeler ile davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığının tespit edildiği, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021
Başkan - ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi - ...
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.