
Esas No: 2020/1325
Karar No: 2021/1122
Karar Tarihi: 07.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1325 Esas 2021/1122 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
... MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2020
NUMARASI ....
DAVACI :...
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. arasında iş ortaklığı sözleşmesi yapıldığını, ...-... iş ortaklığı olarak davalı bankadan teminat mektubu alındığını ve komisyonlarının ödenerek mektubun bankaya iade edildiğini teminat mektubu teminatı olarak 1.500.000,00 TL bedelli bono verildiğini, teminat mektubu iade edildiği halde bononun iade edilmediği gibi ... inşaatın Letonyadaki başka bir iş taahhüdü için alınan teminat bedeli komisyon bedeli için icra takibine konu edildiğini, bu nedenle davacının anılan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının ve Ankara 28. İcra Dairesinin... sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle takibe konu bononun keşide edilerek bankaya verildiğini bu nedenle takibe konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarının içeren kambiyo senedi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dosya kapsamına sunulan deliller ve bilirkişi raporu değerlendirilerek davacı şirketin kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye borcunun bulunmadığı, sözleşme kapsamında hazırlanan 1.500.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun iade edildiği ve takip konusu komisyon alacağının davacının borçlusu olmadığı başka bir teminat mektubundan kaynaklandığı anlaşılmakla davanın kabulüne, davacının Ankara 28. İcra Müdürlüğü'nün... Esas sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kötü niyet tazminatı talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, ayrıca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, aksinin ispatının yazılı delille davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, dosya kapsamı gereğince davacının iddialarını yazılı delille ispatlayamadığını, davacı yanın müvekkili bankaya borcu bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığı halde yapılan takibin haksız olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
21/05/2015 tarihli 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin ...-... iş ortaklığı ile imzalandığı, ... İnşaat A.Ş.'nin sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığı, dosyaya başka genel kredi sözleşmesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Ankara 28. İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... ... ... Bankası A.Ş. Tarafından borçlular ... İnşaat... Ltd. Şti., ... İnşaat... A.Ş. ..., ... ve ...-... iş ortaklığı aleyhine kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığı, takibin 94.016,33 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının 21/05/2015 tanzim tarihli 04/11/2016 vade tarihli 1.500.000,00 TL tutarında bono olduğu ve takibin kambiyo senedi usullerine ilişkin yapıldığı görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; bankaya yerinde inceleme için gidildiğini, banka görevlilerince senedin takibe konulduğundan bahisle evrakların avukatta olduğu gerekçesiyle herhangi bir belgenin inceletilmediğini, dava ve takibe konu alacağın mesnedini teşkil eden belgelerin dosya avukatı tarafından 06/02/2020 tarihinde e-mail ortamında gönderildiğini, dosya kapsamında mevcut 1.500.000,00 TL dışında olmak üzere ... İnşaat Limited Şirketi ile akdedilmiş sözleşme / sözleşmelerin birer örneğinin verilmesi istenilmiş olmasına karşın başka bir sözleşme olmadığı beyan edilerek bu talebinin yerine getirilmediğini, davacı şirketin 21/05/2015 tarihli sözleşmeye dayanılarak kullandırılan kredilerden kefalet limitinin 1.500.000,00 TL olduğunu ve davacı şirketin avalist olarak yer aldığı senedin genel kredi sözleşmesiyle aynı tarihte düzenlendiğini ve 21/05/2015 tarihini takiben 25/05/2015 tarihinde lehtarı ...-... iş ortaklığı olan 1.400.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun düzenlendiğini ve söz konusu teminat mektubunun 06/01/2016 tarihinde bankaya iade edildiğini, 21/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin her hangi bir kredi borcunun bulunmadığını, bu hukuki ilişki dışında davalı banka tarafından ... İnşaat ...Ltd. Şti. lehine 13/12/2013 tarihinde 2.496.754,00 Euro tutarlı teminat mektubu düzenlendiğini ve takip konusu komisyon bedelinin 94.016,33 TL olduğunu belirtmiştir.
Somut olaya gelince; davacı şirket tarafından takibin dayanağı olan senetten ötürü borcu bulunmadığından bahisle işbu dava açılmıştır. Dosya kapsamına uygun gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişinin raporunda da belirtildiği üzere, davalı banka ile ... ... ... İş Ortaklığı arasında gerek adı geçen şirket gerekse iş ortaklığının ayrı ayrı borçlu olarak yer aldığı, 21/05/2015 tarihli 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede ..., ...... ... İş Ortaklığı, ... ve ... İnşaat ve Turizm İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi'nin aynı limitle müteselsil kefaletinin bulunduğu, davacı ile dava dışı ... İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketi arasında iş ortaklığı sözleşmesi yapıldığı, ayrıca davalı bankaya 21/05/2015 düzenleme tarihli 04/11/2016 vadeli 1.500.000,00 TL tutarlı borçluları ... İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketi ve ...-... İş Ortaklığı olan avalistleri ..., ... İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketi, ... ... İş Ortaklığı ve ... olan bononun düzenlenerek verildiği, ...-... İş Ortaklığı olarak davalı bankadan teminat mektubu alındığı ve komisyonları ödenerek mektubun bankaya iade edildiği halde genel kredi sözleşmesi ile aynı tarih ve limitli olan ve teminat mektubunun iade edildiği tarihle aynı vade tarihini içeren bononun davacı yana iade edilmediği, dava ve takibe konu alacağın davalı bankaca dayanağı olan genel kredi sözleşmesi sunulmayan 13/12/2013 tarihli 2.496.754,00 Euro tutarlı teminat mektubunun komisyon bedeli alacağı olduğu tespit edilmiş olup, bankacı bilirkişinin raporunda da açıklandığı üzere davacı şirketin kefaletinin bulunduğu 21/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığı, teminat mektubunun iade edildiği, dava ve takibe konu komisyon alacağının davacının borçlusu olmadığı başka bir teminat mektubundan kaynaklandığı anlaşıldığından açılan davanın kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine yönelik istinaf başvurusuna gelince; kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olarak başlatılması gerekir. Bir başka anlatımla alacaklının alacaklı olmadığını bilerek borçlular aleyhine icra takibi başlatması gerekir. Somut olayda ise, davalı davacı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğuna ilişkin davacı tarafça herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 6.422,25 TL harçtan peşin alınan 1.605,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.816,65 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 07/10/2021
Başkan- ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi -...
KARŞI OY
Dava, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinden dolayı İİK'nın 72/3. Maddesi gereği borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı, icra takibine konu bononun, davacı şirket ile dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. Arasında imzalanan iş ortaklığı sözleşmesi kapsamında davalı banka ile imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan ve iade edilen teminat mektubu komisyon bedeli ödendiği, dolayısıyla bankaya herhangi bir borç kalmadığı halde söz konusu bononun dava dışı ... İnş..Ltd. Şti'nin başka bir iş taahhüdü için alınan teminat mektubu komisyon bedeli için icra takibine konu edildiğini ileri sürmüş, davalı vekili ise davacı şirketin genel kredi sözleşmesinden doğan borcu için işbu bononun keşide edilerek müvekkili bankaya verildiğini, kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren kambiyo vasfında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirketin kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden doğan bakiye borcunun bulunmadığı, sözleşme kapsamında düzenlenen 1.500.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iade edildiği, takip konusu komisyon alacağının davacının borçlusu olmadığı başka bir teminat mektubundan kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere taraf ehliyeti HMK'nın 114/1-d maddesinde düzenlenen dava şartı olduğundan mahkemece re'sen gözetilecektir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Bu sebepledir ki adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya dönülecek olur ise; dava ve takip konusu bonoda keşideci ve avalist olarak dava dışı ... ... İş ortaklığı görülmektedir. Dava ise adi ortaklığın ortaklarından ... İnş. Ve Turz. İşl. Tic. AŞ tarafından açılmıştır. Şu halde keşideci ve avalist sadece davacı olmayıp davacının da içinde yer aldığı adi ortaklıktır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından tüm ortaklar tarafından takip yapılıp dava açılabilir. Nitekim davanın konusunu oluşturan icra takibine adi ortaklığı oluşturan her iki şirket aleyhine girişilmiştir. Tek başına davacı aleyhine girişilen bir icra takibi de bulunmamaktadır. O halde davacının ayrı bir tüzel kişi olarak bonoya dayalı başlatılan ilamsız icra takibinden dolayı menfi tespit davası açması olanaklı değildir. Bu durum karşısında dava ve takip konusu bonoda keşideci ve avalist olarak yer olan iş ... ... İş Ortaklığını oluşturan diğer şirket ... İnşaat Turizm Ticaret Ltd. Şti'nin de davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bu sebeplerle taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin HMK'nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak taraf teşkilinin sağlanması için HMK'nın 353/1-a-4. Maddesi gereği dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. Maddesi gereği ayrı ayrı esastan reddine dair kararına katılamıyorum.07/10/2021
Üye-...
...
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.