Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3
Karar No: 2021/1198
Karar Tarihi: 07.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/3 Esas 2021/1198 Karar Sayılı İlamı

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

....


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI :....
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/09/2019 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı bulunan, dava dışı ... San. ve Tic. A.Ş.'ye ait emtianın, 08.09.2017 tarihinde davalıya ait çekici ve dorse ile taşınması sırasında, Ankara İli ... İlçesinde bulunan üst geçide çarpması neticesinde hasara uğradığını, tespit edilen 200.144,82 TL zarar bedelinin 14.09.2018 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigorta ettirene ödendiğini, poliçe genel şartları ve TTK 1472. maddesi uyarınca müvekkili şirketin ödediği tazminattan dolayı, bu zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu hakkının olduğunu, tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen icra takibinin, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı ... A.Ş. ile müvekkili arasında yurt içi taşıma hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3.4. maddesinde ...'ın yapacağı taşıma taleplerini telefonla bildirmesini müteakip, azami 3 saat içinde aracın hazır edilmesi, 3.11. maddesinde de istekli tarafından çeşitli tonajlarda ve ebatlarda araç filosunun hazır bulunması veya tedarik edilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, ...... yerine tır istediğini, bu nedenle aracın köprüye sıkıştığını, kusurun ...'da olduğunu ve zamanaşımının dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, poliçenin 08.09.2017 tarihli hasar sonrasında, 25.09.2017 tarihinde düzenlendiği görülmüş ise de, dosyaya 31.12.2016 başlangıç tarihli 1 yıl süreli ... ... Sigorta Poliçesinin sunulduğu, bunun çerçeve sözleşmesi niteliğinde olup, Yargıtay uygulaması gereği poliçenin sonradan düzenlenmesi halinde dahi zararın ... poliçesi kapsamında kaldığı, emtianın sevki sırasında mecut yüksekliği nedeniyle üst geçide çarparak hasar görmesinde kusurun tümüyle davalıda olduğu, zira davalı tarafça sigorta ettirenin uygun araç istememesi halinde dahi, öncelikle yükün görüldüğünde aracın uygun olmadığının bildirmesinin gerektiği gibi, üst geçidin yüksekliği ile taşınan yükün yüksekliğinin de bilinmesinin gerektiği, taşıma işini yaparken hasarın oluştuğu, buna rağmen üst geçidin altından geçilmeye çalışıldığı, uygun araç sağlama yükümlülüğünün, bu konuda uzman bulunan ve taşıma işine ait sözleşmeyi yapan davalıda olduğunun kabulünün gerektiği, zaman aşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının 200.144,82 TL asıl, 320,78 TL işlemiş faiz toplamı 200.465,60 TL'ye yönelik itirazının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı tarafça müvekkil şirkete 17/09/2018 tarihli rücu mektubunun gönderildiği ve aynı gün icra takibinin başlatıldığını, rücu mektubunun müvekkili şirkete 08/10/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, gerek ödeme emrinin tebliğ edildiği 24/09/2018 tarihine kadar, gerekse rücu mektubunun tebliğ edildiği 08/10/2018 tarihine kadar, ... A.Ş veya davacı tarafından müvekkil şirkete hasar bildiriminin yapılmadığını, davalı tarafça düzenlenen poliçe vadesinin 25/09/2017- 25/09/2018 olarak belirtildiği dikkate alındığında, dava konusu hasarın poliçe kapsamına girmediğini, zira ... sigorta sözleşmelerinin birer çerçeve anlaşma niteliğinde olup, bu hukuki ilişkiden dolayı her taşıma için ayrı bir sigorta sözleşmesinin düzenlenmesinin gerektiğini, TTK'nın 1458. maddesinin “Sigorta, sigorta koruması sözleşmenin yapılmasından önceki bir tarihten itibaren sağlanacak şekilde yapılabilir. Ancak, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, sigortacı ile sigorta ettiren ve sigortadan haberi olmak şartıyla, sigortalı tarafından biliniyorsa sözleşme geçersizdir." hükmünü haiz olduğunu, rizikonun gerçekleşmesinden sonra yapılan teklif üzerine düzenlenen sigorta poliçesinin hükümsüz bulunduğunu ve böyle bir sigorta ilişkisine nazaran yapılan ödemenin de davacıya halefiyet hakkını sağlamayacağını, dava dışı ... A.Ş. ile müvekkili arasında yurt içi taşıma hizmetleri sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 3.4. maddesinde ...'ın yapacağı taşıma taleplerini telefonla bildirmesini müteakip, azami 3 saat içinde aracın hazır edilmesi, 3.11. maddesinde de istekli tarafından çeşitli tonajlarda ve ebatlarda araç filosunun bulunması veya tedarik edilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, bu sözleşme maddelerinden de anlaşılacağı üzere, taşınacak yükün özelliklerine göre istekliden talep edilecek aracın niteliğini belirleyen tarafın ... olduğunu, müvekkil şirketin hangi malzemenin taşınacağını talep anında bilmediğini, ... yükleme tesislerinde de, taşınan yükün hassasiyeti nedeniyle müvekkil şirket tarafından yüklemeye müdahale edilemediğini, yetkili ve bu konuda uzman kişilerce yüklemenin yapıldığını, bu yükseklikte bir malzeme için tır talep edilmemesi gerektiğinin, bu konuda uzman olan ... görevlilerince bilinmesinin gerektiğini, dosya içerisinde kaza tespit raporunun bulunmadığını, kaza olduktan sonra aracın ... tesislerine getirildiğini ve yalnızca ... personeli ... ... ile araç şoförü ... ... arasında kaza ile ilgili tutanağın tutulduğunu, bu tutanakta malzemenin sevk esnasında Ankara-... girişinde bulunan üst geçide, yükseklik sebebiyle takıldığının ve hasarın meydana geldiğinin belirtildiğini, kazaya ilişkin başkaca belge bulunmadığından, cevap dilekçesinde ... ... ile ... ... mahkemece tutanak tanıkları olarak dinlenmelerinin talep edildiğini, ancak bu taleplerinin kabul görmeksizin ve tanık dinlenmeksizin kararın verildiğini, ayrıca takip borçluları ... ... ve ... ... tarafından da borca itiraz edildiğini, itirazın iptali davasının ise sadece müvekkil şirkete karşı açıldığını, cevap dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında davanın alt taşıyıcılar ... ve ... ...'a ihbarı talep edildiği halde bu taleplerinin kabul edilmeyerek savunma haklarının kısıtlandığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ... emtea sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı şirket tarafından, davacıya sigortalı askeri telsiz emtiasının taşınması sırasında, Ankara İli ... İlçesinde bulunan üst geçide çarpması neticesinde hasara uğradığı ve hasar bedelinin dava dışı sigorta ettirene ödendiği sabit olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ödediği bu bedeli davalıdan rücuen talep edebilip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece gerçek zarar miktarı, aralarında makine mühendisi bulunan bilirkişi heyeti incelemesi suretiyle tespit ettirilmiş, belirlenen bu meblağa doğru bir şekilde, ödeme tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı tespit edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı ile dava dışı sigorta ettiren arasında düzenlenen 31.12.2016 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli ... ... Sigorta Poliçesi dosyaya sunulmuş ise de, dava konusu taşımaya ilişkin spesifik poliçenin tanzim tarihinin 25.09.2017 olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu hasar ise 08.09.2017 tarihinde meydana gelmiştir. Bu durumda rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, sigortacı ile sigorta ettiren ve sigortadan haberi olmak şartıyla, sigortalı tarafından bilindiğinden, anılan spesifik sigorta sözleşmesi, TTK.'nın 1458. maddesinin amir hükmü uyarınca geçersizdir. Dolayısıyla davacının dava dışı sigorta ettirene yaptığı ödeme de ex gratia ödeme olup, davacıya rücu hakkı vermez. Bu durum karşısında ilk derece mahkemesinin poliçenin sonradan düzenlenmesi halinde dahi zararın ... poliçesi kapsamında kaldığı gerekçesi Dairemizce yerinde görülmemiştir.
Ancak yine davacı ile dava dışı sigorta ettiren arasında düzenlenmiş ve dava dışı sigorta ettiren ... A.Ş.'nin, yapılan bu ödeme karşılığında tüm rücu ve dava haklarını davacıya devrettiğine dair tarihsiz bir ibraname de dosyaya sunulmuştur. O halde davacının, yapılan bu temliğe dayanarak davalıya rücu hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.
Yine mahkemece emtianın sevki sırasında mecut yüksekliği nedeniyle üst geçide çarparak hasar görmesinde kusurun tümüyle davalıda olduğu, zira davalı tarafça sigorta ettirenin uygun araç istememesi halinde dahi, öncelikle yükün görüldüğünde aracın uygun olmadığının bildirmesinin gerektiği gibi, üst geçidin yüksekliği ile taşınan yükün yüksekliğinin de bilinmesinin gerektiği, buna rağmen üst geçidin altından geçilmeye çalışıldığı, uygun araç sağlama yükümlülüğünün, bu konuda uzman bulunan ve taşıma işine ait sözleşmeyi yapan davalıda olduğu kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesinin bu kabulüne Dairemizce de iştirak edilmiş olup, Yargıtay'ın emsal uygulaması da aynı yöndedir (Yargıtay 11. H.D.'nin 23.10.2013 tarih ve 2012/17577 E.- 2013/18544 K.).
Buna karşılık davalı tarafça, dava dışı ... A.Ş. ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmenin 3.4. ve 3.11. maddelerinde, müvekkilinden talep edilecek aracın niteliğini belirleyen tarafın ... olduğunun düzenlendiği, müvekkili şirketin hangi malzemenin taşınacağını talep anında bilmediği, ... yükleme tesislerinde de, taşınan yükün hassasiyeti nedeniyle müvekkili şirket tarafından yüklemeye müdahale edilemediği, ... tarafından tır yerine "..." aracı talep edilseydi, dava konusu hasarın meydana gelmeyeceği savunulmuştur.
Bu durumda askeri anten yükünün yüklenmesinin, işletme güvenliği ile ilgili olduğu ve taşıyıcının TTK.'nın 863/1. maddesi uyarınca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü bulunduğu kabul edilmelidir. Ayrıca dava dışı ... A.Ş. ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 3.11. maddesinde, davalının filen bulundurması gereken araçların arasında belirtilen "..." aracı, "normal kamyon veya tırların taşıyabileceği uzunluk, genişlik, tonaj farkı olan yüklerin taşınmasını sağlayan yarı römork" olarak tanımlanmışken, 4.3. maddesinde, davalının taşınacak bir yükün ölçüleri veya ağırlığı itibariyle normal taşıma araçlarına sığmayacağını belirtmesi halinde, yine davalının bu yükün taşınması için gerekli şartları ve ücretleri ...'a bildireceği, taşımanın mutabakat sağlanması halinde gerçekleştirileceği, ...'ın bu aşamada farklı firmalardan alacağı alternatif fiyatlara göre nakliyeyi başkalarına yaptırabileceği düzenlenmiştir.
O halde mahkemenin yukarıda anılan gerekçelerine ilaveten, davalının ... A.Ş. ile arasında imzalanan sözleşmenin 3.11., 4.3. maddeleri uyarınca, taşımanın normal araçlarla yapılamayacak olması halinde bu durumu ...'a belirtmeyi, ayrıca yükün taşınması için gerekli şartları ve ücretleri de ...'a bildirmeyi yükümlendiği, bu türden yükler için taşımanın ancak mutabakat sağlanması halinde gerçekleşeceği, dolayısıyla davalının dava konusu zarardan, anılan sözleşme hükümleri uyarınca da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü gereklidir.
Yine davalı vekilince, ... A.Ş veya davacı tarafından müvekkil şirkete hasar bildiriminin yapılmadığı savunulmuşsa da, davalı sürücüsünün imzasını taşıyan 09.09.2017 tarihli tutanakla hasarın belirlenmiş olması nedeniyle, davalı vekilinin anılan savunmasına itibar edilmemiştir.
Ayrıca her ne kadar mahkemece, davalı vekilinin alt taşıyıcı ... ve takip borçluları ... ... ve ... ...'a davanın ihbarı talebinin yerine getirilmemesi doğru değil ise de, anılan ihbarın mahkeme dışında da davalı tarafça yerine getirilmesi mümkün olduğundan, davalı vekilinin mahkeme kararının bu yönden de kaldırılması talebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından ve HMK.'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25/09/2019 gün ve.... sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın yukarıda açıklanan gerekçeler ile KABULÜNE, Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün ....sayılı dosyasında, 200.144,82 TL asıl alacak, 320,78 TL işlemiş faiz alacağı toplamı 200.465,60 TL'ye yönelik davalı itirazının İPTALİNE,
3-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 13.693,80.TL nispi karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 3.417,98.TL harcın mahsubu ile bakiye 10.275,82.TL'nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ve istinaf eden davalı aleyhine hüküm kurulamayacağından, ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 17.977,94 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 42,00.TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.542,00.TL yargılama gideri ve 3.417,98.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 4.995,88.TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalıdan peşin olarak alınan 3.423,45.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2021

...









Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi