9. Hukuk Dairesi 2014/22853 E. , 2015/34063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, milli dini bayram ve genel tatil ücreti, yemek ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş akdinin haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, yemek ücreti ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre, Mahkemece tensip zaptıyla davacı tarafa davasının belirsiz alacak davası mı yoksa kısmî dava alacağı mı olduğu hususunda ön inceleme gününe kadar açıklayıcı beyanda bulunması ve netice-i talebini tam olarak belirlemesi, şayet buna göre harcı eksikse bakiye harcın ikmal etmesi için 2 hafta kesin süre verilmesi üzerine davacı tarafça 19.11.2012 tarihli dilekçe ile davanın türü açıklanıp, 21.11.2012 tarihinde tamamlama harcı yatırılmıştır.
Mahkemenin bu kararı, davacının tahsil amaçlı belirsiz alacak davası olarak açması halinde, belirleyebildiği miktarda alacakları talep etmesi ve alacağın tamamı belirlendiğinde artırım dilekçesi ile bakiye alacağını istemeye yönelik, dava türü ve talebin açıklattırılması kapsamında kabul edilmelidir. Davacı da bu doğrultuda usul işlemi gerçekleştirmiştir. Bu bir ıslah veya artırım dilekçesi olarak kabul edilemez. Zira mahkeme açılan davanın türünü belirlemesi ve tahsil amaçlı belirsiz alacak davası ise belirleyebildiği miktarda açmasını ve harcının tamamlamasını istemiştir.
Bilahare, davacı tarafça yargılama safhasında alınan hesap raporuyla belirlenen alacak tutarları dikkate alınarak HMK 107/2. maddesi gereğince belirsiz alacak davasına konu talebini 22.04.2012 tarihli dilekçe ile artırıp harcını yatırmıştır.
Ancak Mahkemece bu talep ikinci ıslah olarak değerlendirilip bir taraf yargılama sırasında ancak bir kez ıslah yapılabilir gerekçesi ile bu artırım dilekçesini dikkate almadan tazminat ve alacakları hüküm altına alınmıştır.
Oysa yukarda açıklandığı üzere, Mahkemenin tensip zaptına konu ara kararı gereğince davacı, açıklama dilekçesi verip tamamlama harcını yatırmış olduğundan, ön inceleme aşamasında alınan dilekçe ve harcın davanın ıslahına ilişkin bir irade olarak değerlendirilmesi yerinde değildir. Buna göre, dava konusu talebin artımına konu 22.04.2012 tarihli davacı dilekçesi dikkate alınmaksızın alacakların hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı şayet yapmış ise tam karşılığının ödenip ödenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece, dosyaya ibraz edilen ve fazla çalışma tahakkuklarını içeren imzasız bordrolara ilişkin banka kayıtları sunulduğundan bordroda gösterilenden daha fazla mesai yapıldığının ispatının ancak yazılı delil ile mümkün olduğu gerekçesi ile davacının bu alacağının reddine karar verilmiştir.
Ancak, davacı tarafça yargılama safhasında sonradan haberdar olunduğu açıklanarak davalı işyerinde davacı ile aynı pozisyonda çalışan bir çok işçinin şikayeti üzerine ... İl Müdürlüğü’nce tanzim edilen rapor dosyaya ibraz edilmiş ve buradaki tespite göre davalı işyerinde uzun yol sürücülerinin haftalık 19 saat fazla çalışma yapmasına karşın davalı işverenlikçe her ay sabit olarak 21 saat fazla çalışma ücreti ödenerek kalan tutarın ödenmediği tespiti yapılmıştır. Bu tespit 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. Maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir ve yazılı delil niteliğindedir. Bu nedenle davacının bu kayda göre fazla mesai ücret alacağı hesaplanmalı ve bordro ile ödenenler mahsup edilerek, fark fazla mesai ücret alacağı hüküm altına alınmalıdır.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle sonuca gidilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.