8. Hukuk Dairesi 2011/907 E. , 2011/5138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine, ...ve ...aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.07.2010 gün ve 102/674 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, 93 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 44/48 oranındaki payının vekil edeni, 2/48"er payının davalılardan ...ve ...adlarına kayıtlı bulunduğunu, anılan taşınmazın 40 yılı aşkın zamandan beri öncesinde miras bırakanlarının, sonrasında ise vekil edeninin tasarrufunda olduğunu, ...ve ..."nin bilinmeyen kişiler olması nedeniyle tapu kaydındaki ...ve ...adına olan 2/48"er payların iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davacının davasını ispat etmesini savunmuştur.
Makemece, kayıt maliklerinin tapu kütüğünden kim oldukları bilinen kişiler olduğundan; TMK.nun 713/2.maddesindeki özel koşulun davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 93 ada 99 parsel sayılı taşınmaz, kadastro çalışmaları sırasında Şubat 1950 tarih 230 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak 10.01.1970 tarihinde 44/48 payı ..., 2/48"er payı da ...ile ...adlarına tespit edilmiş, 05.08.1970 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden aynı tarihte tapu kaydı oluşmuştur. Daha sonra, ..."e ait pay taksim suretiyle 03.03.1988 tarihinde davacı ..."e intikal etmiştir. 2/48"er pay ise halen davalılar ...ve ...adına bulunmaktadır.
Mahkemece, 30.07.2010 günlü yargılama oturumunda tarafların mazeret dilekçesi sundukları; ancak, mazeretlerine konu olabilecek herhangi bir belge ibraz etmedikleri, dosyanın geçirdiği safahat nazara alınarak geçerli bulunmayan mazeret isteklerinin reddine denilmek suretiyle tarafların yokluğunda açık yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Kural olarak, yargılama oturumları, duruşma günü kendilerine usule uygun bir şekilde bildirilmiş davanın tarafları olan davacı ile davalı ya da avukatlarının huzuru ile yapılır. Taraflar, acale hallerde, telgraf ya da faksla mazeretlerini duruşma saatinden önce mahkemeye ulaştıracakları gibi aynı gün bizzat ya da vekilleri veya kendisini temsil eden birisi aracılığıyla da mazeret dilekçelerini varsa mazerete dayanak belgelerini sunarak oturum gününün ertelenmesini isteyebilirler (Mazeretin kabulü ya da reddinin takdiri mahkeme hakimine aittir). Ancak, oturuma çağırılmış olan tarafların geçerli bir mazereti bulunmadan hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde davanın yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir (6100 s.HMK.nun m.150/1). Somut olayda, mahkemece, 30.07.2011 günlü yargılama oturumunda tarafların mazeretlerinin gerekçelendirilmediği, belge de sunulmadığı açıklanarak mazeretlerinin reddine karar verildiğinden, 6100 sayılı HMK.nun 150/1 maddesi gereğince davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken; tarafların yokluğunda yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır. Her ne kadar, mahkeme hakimi soruşturma yargılamanın mümkün olduğu ölçüde süratli ve düzenli olarak yürümesine ve boş yere masrafa meydan verilmemesine dikkat göstermekle yükümlü (6100 s.HMK.nun 30.madde) ise de tarafların hazır olmadığı oturumda kendiliğinden yargılamaya devam ederek hüküm veremez. Başka bir anlatımla HMK.nun (HUMK.nun) konuyla ilgili diğer hükümlerini uygular. HUMK.nun 409. maddesine göre işlem yapılmadan verilen karar bozulmalıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlele yerindedir, kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamsıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi