8. Hukuk Dairesi 2011/5013 E. , 2011/5152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve dahili davacı ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.07.2010 gün ve 58/365 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dvacı vekili dava dilekçesinde kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edilen 180 sayılı parselin davalılarla bir ilgisinin bulunmadığını, 1937 tarih 29 tahrir nolu vergi kaydının vekil edeninin miras bırakanı ... adına kayıtlı bulunduğunu ve dava konusu yere ait olduğunu açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, Av. ... temyiz dilekçesinde; dava dilekçesinin vekil edenlerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davalıların Şahintepe köyünde de ikamet etmediklerini, değişik adreslerde oturduklarını, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmadan davanın sonuçlandırıldığını, davacının kadastrodan önceki zilyetliğini kanıtlayamadığını belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 180 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, davacı ile dahili davacı adına ½"şer pay oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yöntemine uygun bir biçimde taraf teşkili sağlanmadan davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davalıların hepsinin ...Şahintepe köyünde ikamet ettikleri açıklanmıştır. Dava dilekçesinin tebliğine ilişkin ilk tebligatlar davalılar adına işçisi ...’e tebliğ edildiğinin belirlendiği, mahkemece bunun uygun bulunmaması üzerine yeniden dava dilekçesinin davalılar adına tebliğe çıkarıldığı, bu sefer de tüm davalılar adına davalı ... ’na tebligatların yapıldığı ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlandığı kabul edilerek davanın sonuçlandırıldığı görülmüştür....İlçe Seçim Kurulu ile Nüfus Müdürlüğünden gelen karşılık yazılarda; davalıların Kuşadası, ..,...,...ve ...’da ikamet ettikleri saptanmıştır. Dava dilekçesinde ve kararda ismi geçen ...’nun nerede oturduğunun mahkemece, adresinin tespit edilmediği görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesinde “…herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir” denilmiştir. 6100 sayılı HMK.nun 27. maddesinde ise (1086 sayılı HUMK.nun m.73) "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenme hakkına sahiptirler. Bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir". denilmektedir. Açıklanan Anayasa maddesi ve Hukuk Mahkemesi Kanununun ilgili maddesi göz önünde tutulduğunda davalıların savunma hakkının kısıtlandığı ve adil yargılanma hakkının da ihlal edildiği anlaşılmaktadır. Davalıların hepsi ...Şahintepe köyünün dışında oturdukları, davacı tarafça bilinmesine karşın aynı köyün adres gösterilmesi ve dava dilekçesinin bu adreste davalılara tebliğe çıkartılması TMK.nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Bu bakımdan öncelikle dava dilekçesinin yöntemine uygun bir biçimde davalılara tebliğ ve yöntemine uygun bir biçimde taraf teşkilinin sağlanması gerektiği halde taraf teşkili sağlanmadan savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Kabul şekline göre de, davacı taraf miras bırakanlarına ait 1937 tarih ve 29 sıra nolu vergi kaydının maliki ...’nin mirasına dayandıklarına göre taşınmazın Abdülkadir’den davacılara intikal şekli üzerinde durulması ve bu konuda dava koşulunun da gözönünde tutulması gerekmektedir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca taraf teşkili bakımından BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına ilişkin hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.