8. Hukuk Dairesi 2011/5408 E. , 2011/5153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Beğendik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.09.2008 gün ve 120/178 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi ile Beğendik Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı 2 parça taşınmazın 30-35 yıldan beri aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetlikle vekil edeni tarafından tasarruf edildiğini, dava konusu yerleri 1940 tarih 8 numaralı tapu kaydı ile ... adına kayıtlı iken haricen satın aldığını, kadastro çalışmaları sırasında vekil edeninin satıcısına ait tapu kaydının revizyon görmediğini, tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazların tapulama harici bırakıldığını, 1957 ve 1960 tarihlerinde tapu malik ...’in meraya tecavüz ettiği gerekçesiyle kayıt maliki hakkında dava açıldığını, ancak yapılan yargılama sonunda taşınmazların tapu kaydı kapsamında kalmaları nedeniyle davanın reddedildiğini, bu nedenle mera ile bir ilgisinin bulunmadığını, hatalı olarak tapulama harici bırakıldığını açıklayarak dava konusu her iki parça taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Beğendik Köyü temsilcisi, 20.3.2002 tarihli dilekçesiyle dava konusu yerlerin köyün merası olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişiler ...ve ...’nün dosyaya sundukları 21.9.2007 havale tarihli raporlarına ekli krokilerinde A ve B harfleriyle belirtilen taşınmaz bölümleri bakımından davanın kabulüyle davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine ve köy temsilcileri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, ... oğlu .... adına bulunan Haziran 1940 tarih 8 numaralı tapu kaydı, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....Kadastro Müdürlüğünün 20.2.2008 tarih ve 789 sayılı karşılık yazılarında dava konusu taşınmazın 1973-1974 tarihleri arasında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesi gereğince tapulama dışı bırakılan yer olduğu açıklanmıştır. Davalı köy temsilcisi dava konusu yerin mera olduğunu bildirmiş, temyiz dilekçesinde de aynı olguyu tekrarlamıştır. Mahkemece 20.5.2002 tarihinde yapılan keşifte dinlenen davalı köy tanıkları ... ile ...’da dava konusu yerlerin tamamının köy merası olduğunu beyan etmişlerdir. Bu durum karşısında kadim ve tahsisli mera araştırmasının yapılması zorunludur. Bundan ayrı dava konusu taşınmaz bölümlerinin tapuda kayıtlı olup olmadığı da Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmamıştır.
Saptanan bu somut olgular karşısında öncelikle kadim ve tahsisli mera araştırması bakımından taşınmazların sınırları içinde bulunduğu Beğendik Köyüne ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının İl, İlçe Özel İdare Müdürlükleri ile Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, meraya ilişkin karar, harita, özel sicil kaydı ve diğer kayıt ve belgelerin bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle çifte tapunun önlenmesi açısından dava konusu yerlerin tapuda kayıtlı olup olmadıklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden istenmesi, yeniden yapılacak keşifte kadim ve tahsisli meraya ilişkin tüm kayıt ve belgelerin yeniden yapılacak keşifte teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, dava konusu taşınmaz bölümlerinin tahsisli ve kadim mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması, sözü edilen kayıt ve belgeler kapsamında kalmadıklarının saptanması halinde bu taktirde, kadim mera araştırmasının yapılması, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yöreyi bilen yaşlı kişilerin yerel bilirkişi olarak mahkemece belirlenmesi, komşu köyler halkı arasından aynı biçimde dava konusu yerleri bilen yaşlı tanıklarını bildirmeleri için taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi gereği aykırılığın giderilmesi, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadim meradan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle saptanması, davacının dayandığı satıcısına ait Haziran 1940 tarih 8 sıra nolu tapu kaydının geldi ve gittileriyle birlikte yukarıda açıklandığı biçimde aynı kişiler aracılığıyla zemine uygulanması, kabulüne karar verilen taşınmaz bölümlerinin anılan tapu kaydının geldi ve gittilerinin kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu taşınmaz bölümlerinin kadim meradan elde edilen yerlerden olup olmadığı konusunda Yargıtay’ın ve tarafların denetimine açık gerekçeli raporun alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine ve köy temsilcilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 23,30 TL peşin harcın istek halinde Beğendik Köyü Tüzel Kişiliğine iadesine 17.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.